Milli Mücadele`de Müdafaa-i Hukuktan Halk Fırkası`na geçiş (1918-1923)
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Anlaşma Devletleri, Birinci Dünya Savaşı sonunda, Osmanlı topraklarıyla ilgili paylaşım plânlarının uygulama aşamasını başlattılar. Mondros Ateşkes Anlaşması hükümleri gereğince kısa sürede, başta İstanbul ve Boğazlar bölgesi olmak üzere, Trakya, Çukurova, Güneydoğu Anadolu ile İzmir ve civarı yabancı güçlerin işgaline uğradı. Böylece, kalıcı bir tutsaklığa mahkûm edildiği sanılan Türk ulusunun Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna uzanan yoldaki Millî Mücadele'si de başlamış oluyordu. Türk tarih yazıcılığında Millî Mücadele'yi değişik görüşlerin birbirinden farklı biçimde değerlendirdikleri gözlenmektedir. Resmi ders kitapları yanında, sınıfsal temele dayalı anlatım ve İslamcı çevrelerin değerlendirmelerinde benzeşen noktalar olmakla birlikte birbiriyle çelişen noktalar da bulunmaktadır. Bu farklı anlatımların temeldeki en önemli nedenini, şimdiye kadar bilimsel ve geniş kapsamlı bir `Millî Mücadele Tarihi` yazılmamış olmasına bağlıyoruz. Türk Millî Mücadele'sinin ateşleyici unsuru `Müdafaa-i Hukuk` anlayışıdır. Mondros Ateşkes hükümlerinin acımasız ve haksız uygulamalarına karşı Türk halkının meşru müdafaası olarak doğan bu hareket kısa sürede bir direniş bilincinin uyanmasını sağladı. Anadolu ve Trakya'da yer yer ve birbirinden bağımsız başlayan örgütlenmeler hakların korunması ve savunulmasından başka bir amaç gütmüyordu. `Müdafaa-i Hukuk`, `Redd-i İşgal` gibi değişik isimler altında başlayan bu örgütlenmeler genellikle yerel ölçekli başlamış, giderek yöresel ve bölgesel nitelikte genişlemişlerdir. İşgal bölgelerinde ise bu `cemiyet''lerin `kongre`lerinde `Kuva-yı Milliye` adıyla silahlı direniş kararları alınıp uygulamaya sokulmuştur. `Müdafaa-i Hukuk` anlayışının kurtuluşçu ve devrimci kimliği ile ulusal bütünlük kazanmasında hiç kuşkusuz Mustafa Kemal Paşa'nın dehasının payı çok önemli bir yer tutar. O, `Müdafaa-i Hukuk` direnişini Sivas Kongresi ile tek merkezde toplayarak önderliğini tartışmasız şekilde kabul ettirdi. Böylece Türk ulusunun temsil yetkisinin İstanbul'dan Anadolu'ya kaydırılması sağlandı. Ancak bu yetki 23 Nisan 1920'de Büyük Millet Meclisi'nin Ankara'da açılmasıyla meşruluk kazanmıştır. `Müdafaa-i Hukuk` direnişi de fıililikten kurtulup yasal zeminine kavuştu. Başlangıçta her çeşit fırkacılığı reddeden `Müdafaa-i Hukuk` anlayışının bu tutumu Birinci Meclis'te de sürmüştür. O yüzden bu ilk Mecliste `fırka` ismiyle değil, `grup` ya da `zümre` isimleriyle çeşitli düşünceleri temsilen gruplaşmalar görülmüştür. Mustafa Kemal Paşa, Meclis çalışmalarını daha kolay yürütebilmek amacıyla 10 Mayıs 1921' de A-RMH Grubu adıyla bir grup oluşturdu. Çok geçmeden dağınık muhalefet, Mustafa Kemal Paşa'nın kişisel egemenliğine karşı, Meclis üstünlüğü ilkesinin korunması gerekçesiyle İkinci A-RMH Grubu adıyla örgütlenmiştir (Temmuz 1922).Mustafa Kemal Paşa her alanda tasarladığı devrimleri gerçekleştirebilmek için özellikle Meclis'te gerici ve tutucu muhalefeti istememiştir. Ona göre bunun yolu güçlü bir parti kurarak muhalefetin tasfiye edilmesi idi. Bu düşüncesini aşama aşama gerçekleştirdi. Sonunda A-RMHC'lerine dayanarak devlet kuran parti ününe sahip `Halk Fırkası`nı kurdu (1 1 Eylül 1923). ABSTRACT At the end of the First World War, the Allies started putting their sharing plan of Ottoman land into practice. According to the tenor of the Armistice, Istanbul, the Bosphorus and the Dardanelles, Tracia, Çukurova, Southeast Anatolia, and Izmir and its environments were occupied by foreign forces. So Turks who were forced to captivity in a narrow area started their National Struggle for Independence, which will be concluded by the Republic of Turkey. It can be easily seen that different comments on the Turkish National Struggle for Independence were written in the history Though there are similar and common facts in official or Islamic ones or those who prefer to write artistically, there are some points that are contradictory and different from each other. We believe that a scientific and inclusive `History of Turkish Struggle` for Independence has not been written yet and that's why the sources or books differ from one another. It was understanding of `Müdafaa-i Hukuk` (protecting rights) that stimulated the Turkish Struggle. It was a rebellion of the nation's legal right to defend itself against merciless and unjustifiable items and applications of the Armistice. This organisation which emerged in Anatolia and Tracia in some places independent from each other aimed nothing but protecting and defending the rights of a nation's existence. Different organisations with different names, but there were two common names for them `Müdafaa-i Hukuk` and `Redd-i işgal` started as local movements of rebellion, grew up continuously and spread out all the region or area. In occupied areas armed forces with the name of `Kuvayi Milliye` (National Forces) were struggling with enemies after meetings or congresses of these organisations. Mustafa Kemal Paşa' s genius was of great significance in national unification of Müdafaa-i Hukuk ideal or understanding as an identity of dependence and revolution. He became the real leader of the movement ofter he had unified all the organisation under a single name and in a single center, Sivas Congress which caused representative authority of Turkish nations to replace from Istanbul to Anatolia. But the real authorisation was legalized when Grand National Assembly was opened on April 23 rd 1920. De facto starting rebellion of Müdafaa-i Hukuk had its legal ground with the Assembly. Refusal against all kinds of parties lasted until the First Assembly so there weren't any political parties in the first parliament but there were only a few groups. Mustafa Kemal Paşa established a group called `Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk` but an opposition organised a second `Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk` group againts personal sovereignty to protect the superiority of the parliament. To realize his revolution in every field and sector Mustafa Kemal Paşa did not like this reactionary and conservative opposition. To him the way to realize them was establishing a powerful party and purification of opposition. Gradually he realized his ideal. In the end he established `Halk Fırkası` (People Party) which is famous for being the party that established the Republic. (September 1 1 th 1923)
Collections