Türk devriminde Celal Bayar (1918-1960)
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
276 ÖZET Celâl Bayar, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı 'nın bunalımında Anadolu'ya göç etmiş olan Plevne'li bir ailenin çocuğu olarak, 1883 yılında Gemlik' in Umurbey Köyü'nde dünyaya geldi. Öğretmen babası ve bir Jön-Türk ihtilâlcisi olan dayısının etkisiyle, dönemine ve yaşıtlarına göre iyi bir temel eğitim sürecinden geçti. Bu nedenle de dönemin `meşrutiyet, milliyetçilik ve hürriyet` gibi düzen karşıtı kavramlarıyla tanışması, oldukça genç bir yaşta gerçekleşti. Bu durum, ileride öğrenimini sürdürmek üzere gittiği Bursa'da, Osmanlı İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne girmesinin başlıca nedenleri arasında yer alacaktı. Kuşkusuz bir diğer önemli neden de Bursa'da kısa zamanda kazandığı ve Türklere özgü olmadığı düşünülen bankacılık mesleği sayesinde edindiği bürokratik ve politik çevrenin yönlendiriciliğiydi. Politik örgütlenme sürecindeki başarısı, Cemiyet merkezinin dikkatini çekince, Bayar, kısa bir zaman içinde İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin önemli adlarından birisi durumuna gelmişti. Nitekim Cemiyetin, onu önce Hüdavendigâr, ardından da Aydın vilayeti kâtib-i mesullüğü görevine getirmiş olması, bu başarının önemli göstergelerindendi. Özellikle de Aydın vilayetinde Partisinin `Millî İktisat` programı çerçevesinde yaptığı girişimler, onu İttihat ve Terakki Partisi'nin örgütsel yapısı içinde önemli ve tanınmış bir politikacı haline getirecekti. Bununla birlikte, politik kariyerinin bu parti ekseninde gelişmesi daha fazla mümkün olamadı. Çünkü Osmanlı Devleti 'nin I.Dünya Savaşı'nda yenilmesi, İttihat ve Terakki Partisi'nin de kendisini feshetmesi sonucunu doğuracaktı. Dolayısıyla o da Mütareke dönemini izleyen işgaller sürecinde Ege içlerine çekilerek, ulusal güçlerin silahlı direnişlerine katılmayı yeğledi ve böylece yaşamına yeni bir rota çizdi. Ancak, Akhisar Cephesi Millî Alay Komutanlığı'na kadar yükseldiği bu eylemi çok uzun sürmeyecek, 276277 Osmanlı Parlamentosu'nun yeniden açılmasıyla birlikte, politik mücadelesine geri dönecekti. Saruhan milletvekili olarak katıldığı bu parlamento, İstanbul'un politik iklimi nedeniyle üyelerine çok fazla etkinlik şansı tanımasa da Ankara'nın yolunu açması açısından anlamlıydı. Nitekim 16 Mart 1920'de İstanbul'un işgal edilmesiyle, Ankara'ya yönelen bir milletvekilleri göçü başlayınca, Bayar da kaçınılmaz olarak bu kafilelerin içine karıştı. Politik etkinliği bundan böyle Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında devam edecekti. İş Bankası Genel Müdürlüğü görevinde bulunduğu 1924-1932 dönemi hariç, 1950 yılına kadar kesintisiz olarak TBMM üyeliğinde kalan Bayar, bu süreçte raportörlükten bakan vekilliğine, bakanlıktan da başbakanlığa kadar çok farklı kademelerde görev yaptı. Daha çok, Türkiye'nin ekonomik kalkınma arayışlarına yön verme misyonuyla biçimlenen bu süreç, Atatürk'ün ölümünü izleyen Millî Şef döneminde yerini yeni bir misyona bırakacaktı: Demokratikleşme. Bu misyonu doğrultusunda, 1946 yılında kurucuları arasında yer aldığı Demokrat Parti'nin Genel Başkanlığı'na seçilerek, çok partili dönemin ana muhalefet lideri durumuna geldi. Ancak, DP'nin, liberal ekonomi ve demokrasi programıyla 14 Mayıs 1950'de genel seçimleri kazanarak iktidara gelmesi nedeniyle bu konumu çok uzun sürmedi. Çünkü seçimlerin ardından, TBMM'nde yapılan oylama ile Türkiye'nin Üçüncü Cumhurbaşkanı seçildi ve DP Genel Başkanlığından ayrılarak, Çankaya'ya çekildi. Ne var ki Bayar'ın Cumhurbaşkanlığı, DP'den gerçek ve anayasal anlamda bir kopmayı beraberinde getiremedi. Çünkü tarafsızlığını yeterince koruyamayarak `Adnan Menderes eksenli bir ikili yönetime ` ortak olan Bayar, bu partinin 1957'den başlayan otoriter eğilimlerinden de sorumlu hale gelmişti. Dolayısıyla bu durum, 27 Mayıs 1960 askerî müdahelesinin ardından başlayan Yassıada yargılamaları sanıklarından biri durumuna gelmesiyle sonuçlanacaktı. 277278 Yassıada'da, başta Anayasa ihlâli olmak üzere, sorumlu bulunduğu çeşitli suçlardan yargılanan Bayar, 15 Eylül 1961'de ölüm cezasına çarptırılmışsa da bu ceza, ilerleyen yaşı nedeniyle Millî Birlik Komitesi tarafından onanmayacak ve ömür boyu hapse dönüştürülecekti. Ancak, Kayseri Cezaevi'nde çekmeye başladığı bu ceza, kalp rahatsızlığı nedeniyle 1964 yılında affedilecek ve Bayar, cezasının üçüncü yılında tahliye edilecekti. 1969 yılında, Cumhuriyet Senatosu'nun onayıyla siyasal haklarına kavuşmasına karşın, yaşamının kalan bölümünde politikadan uzak kalmayı yeğleyen Bayar, 23 Ağustos 1986 'da vefat etti. 278 279 RESUME Celâl Bayar, en tant que fils d'une famille de Plevna qui avait emigr? en Anatolie â la suite de la crise due a la Guerre ottomano-russe de 1877-78 vit le jour en 1883 dans le village de Umurbey rattache` â Gemlik. Sous Finfluence de son pere enseıgnant et de son oncle qui etait un revolutionnaire jeune-turc, il reçut une bonne education si on la considere par rapport a son epoque et aux personnes du meme âge que lui. Et pour cette raison aussi, sa prise de connaissance de concepts comme `gouvernement constitutionnel, nationalisme et liberte` qui etaient anti-ordre etabli, s'est realisee pour lui â un âge assez jeune. Cet etat de fait fut Tune des principals raisons pour lesguelles il entra dans le Comite ottoman `Union et Progres` â Bursa, ville oü il etait aile achever ses etudes. Une autre raison aussi, tres certainement, etait son influence sur les millieux bureaucratiques et politiques acquise grace â son metier a la banque dans lequel il etait passe maître en peu de temps â Bursa et qu'on ne pansait pas compatible avec le caractere des Turcs. Son succes dans le processus de l'organisation politique attirant l'attention du centre du Comite, Bayar, en peu de temps, devint l'un des grands noms du Comite `Union et Progres`. Effectivement, le fait qu'il ait ete promu comme secretaire responsable d'abord de la Prefecture de Hüdavendigar puis de celle d'Aydm est l'une des preuves importantes de ce secces. Et tout particulierement, les demarches qu'il fit dans le cadre du programme d'`Economie Nationale` de son parti dans la Prefecture d'Aydm lui assurerent une place importante de politicien connu dans la structure organique du Parti. `Union et Progres`. Cependant, sa carriere politique ne put pas se developper davantage dans l'axe dudit parti car la defaite de l'Empire ottoman allait provoquer l'auto-dissolution d'`Union et Progres`. 279280 De ce fait, se retirant lui aussi a Pinterieur de la region de l'Egee lors de la periode des occupations successives qui suivit l'Armistice, il prefera se joindre â la resistance armee des Frees Nationales et donna ainsi une nouvelle orientation â sa vie. Mais ce processus â l'issue duquel il allait etre eleve au commandement du Bataillon National du Front d'Akhisar n'allait pas durer tres longtemps et avec le reouverture du Parlement ottoman il allait revenir â la lutte politique. Si la participation â ce parlement, auquel il s'etait joint comme depute de Saruhan, ne laissait pas trop de chances a ses membres en raison de l'atmosphere politique â istanbul, elle fut determinante car elle lui ouvrit la route d 'Ankara, cependant. En effet, quand Femigration des deputes vers Ankara commença â la suite de Foccupation d'Istanbul le 16 Mars 1919, Bayar lui aussi se joignit fatalement â elle. A partir de ce moment son aetivite politique devait continuer sous le toit de la Grande Assamblee Nationale Turque. En dehors de la periode 1924-1932 oü il se trouva etre Directeur general de la `Banque du Travail`, Bayar qui devait rester şans interruption jusqu'en 1950 membre de l'assemblee durant cette periode oecupera des postes tres differents depuis celui de rapporteur a celui de sous-secretaire, depuis celui de ministre â celui de premier ministre. Cette periode caracterisee par sa mission pour diriger les essais de developpement economique de la Turquie laissa la place a une nouvelle mission â l'epoque d'Inönü, le `Chef National`, apres la mort d'Atatürk: celle de la Democratisation. Dans le sens de cette mission, choisi comme President general du Parti Democrate dont il etait l'un des fondateurs en 1946, il devint chef de l'opposition lors du passage au pluralisme politique. Mais, etant donne que le Parti Democrate avait gagne les elections generates du 14 Mai 1950 avec son programme d'economie liberale et de democratic, cette situation ne dura pas longtemps non plus. En effet, apres les elections, 280281 lors du vote â la Grande Assemblee Nationale Turque, il fut elu troisieme President de la Republique de Turquie et, laissant le poste de President du Parti Democrate, il se retira a Çankaya. Cependant la presidence de Bayar ne put entreîner de coupure ni reelle ni constitutionnelle au vrai sens du mot avec le Parti Democrate car Bayar qui etait associd â un `gouvernement a deux dans l'axe d' Adnan Menderes`, parce qu'il n'avait pas su preserver sa neutrality, etait devenu responsable des tendances autoritaires de ce parti qui commencerent â partir de 1 957. De ce fait, â la suite de l'intervention militaire du 27 Mai 1960, il fut l'un des accuses de Yassiada. Bayar fut juge â Yassiada pour differents chefs d'accusation et surtout pour violation de la Constitution mais bien qu'il ait ete condamne â mort cette peine ne devait pas etre ratifiee par le Comite pour 1' Union Nationale en raison de son grand age et devait etre commuee en emprisonnement â vie. Neanmoins, en raison de ses malaises cardiaques qui avaient commance â la prison de Kayseri, il fut grâcie de cette peine qu'il subissait et il fut de la sorte libero au bout de trois ans d 'emprisonnement (1964). Bien qu'en 1969 il eût recouvre ses droits civiques avec la ratification du Senat de la Republique, Bayar, qui prefera rester eloigne de la politique pour le reste de sa vie, mourut le 23 Août 1986. 281
Collections