Türkiye`de azınlık politikaları (6/7 Eylül 1955 olayları)
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
VI ÖZET Bilindiği gibi Osmanlı Devleti' ndeki Gayr-i Müslimler `Millet Sistemi`yle yönetilmişlerdir. İstanbul'un fethinden sonra oluşturulan bu sistem Tanzimat Fermam' nın ilanına kadar devam etmiştir. Tanzimat'tan sonra Millet Sistemi yerini `Osmanlı Vatandaşlığı`(teb'a) anlayışına bırakmıştır. Böylece Gayr-i Müslimler İmparatorluk içinde Müslümanlar'la eşit bir statüye kavuşmuşlardır. Osmanlı Devleti zayıflamaya başladığında Avrupa Devletleri Gayr-i Müslimler'i himayeleri altına almaya başlamışlar ve Osmanlı Devleti'nden daha fazla hak ve ayrıcalık istemişlerdi. Osmanlı Devleti'nin o süreçteki bir anlamda zorunluluk içeren batı yönelimli politikasının bu taleplerle çatışmasıyla Osmanlı vatandaşlığı anlayışı uygulama alanı bulmuştu. Mondros Antlaşmasından sonra Avrupa Devletleriyle birlikte Osmanlı Devleti'ni işgal eden devletlerin safında yer alan Gayr-i Müslimler'in statüleri, Türk Bağımsızlık Savaşının kazanılmasıyla gerçekleştirilen, Lozan Antlaşması'yla gündeme gelen azınlık kavramının içeriğiyle belirlendi. Bu statünün sürdürüldüğü ve azınlıklara yönelik kimi yasal düzenlemelerin de yapıldığı tek parti dönemi sonrasında iktidara gelen DP, siyasi yaşamda azınlıklarca desteklendi. Azınlıklar çok partili yaşam içinde kendilerini daha rahat ifade edebileceklerini düşündükleri için tercihleri bu yolda olmuştur. Ancak 1955'in ortalarına gelindiğinde şiddetlenmeye başlayan Kıbrıs olayları sonucunda, Türk gençlerinde, basında ve kamuoyunda azınlıklara yönelik tepkiler görünmeye başladı. 6 Eylül'de istanbul Ekspres adlı Türk gazetesinde yayınlanan haber, Atatürk'ün Selanik'teki evine bomba konulduğu yolundaydı. Bu haberin yayınlanmasından sonra tepki olarak istanbul'da düzenlenen miting, daha sonra bir yağmalama ve talan hareketine dönüştü. Başlangıçta Rumlar'ı hedef alan bu hareketten daha sonra da öteki azınlıklar (Ermeniler, Yahudiler) etkilenmişlerdir. Birçok Türk dükkanı da olaylardan zarar görmüştür. Eylü'Pün 7'sinde ilan edilen sıkıyönetim ile olaylar sona ermiştir. Demokrat Parti daha sonraki günlerde çeşitli düzenlemelerle zararları telafi etmeye çalışmıştır. Ancak 1960 ihtilalinden sonra, Menderes ve arkadaşları da söz konusu olayların sorumlusu olarak yargılanmaktan kurtulamamışlardır. VII ABSTRACT Non-Muslims in the Ottoman Empire were governed by a system called `Nation System`. This system took place after the conquest of Istanbul. The Nation Sysem has been applied until the Tanzimat Fermanı. After Tanzimat Nation System was replaced with the idea of `Ottoman Society`. Thus Non-Muslims came to an equal status with the Muslims in the Empire. By the time The Ottoman Empire started to decay, European States have started to take Non-Muslims under their protection and they wanted some more rights and privileges from Ottoman Empire. After Mondros Treaty, European States begun to invade Ottoman Country. At that time, Non-Muslims worked with the occupants and helped them in the invastion. When the Turkish war of Independence was won, with the Lausanne Lozan Treaty, The new Turkish Republic determined the status of minorities in the country. While they (minorities) were living with their status, some other legal arrangements were done at the time of Mono-Party. In 1950, Democrat Party came to power and in this period, they felt a little relieved, beacuse they found a democratic environment. So, they supported Democrat Party in the election and its political decisions. When we reached the middle of 1955, some events stardet to become violent in Cyprus. Many reactions began to be observed from the on the side of Turkish youth, press and public opinion as a result of these events. On the sixth of the September, a news was published on a Turkish newspaper, called Istanbul Express. It was about the shooting of a bomb to Atatürk's Home in Selanik. After publishing the news, a meeting was organized in Istanbul. Then the meeting changed in to plundering and pillage. At the beginning, it was only against Greeks. Then other minorities, such as Armenians, Jewish, were affected by plundering and pillage events. Many Turkish shops suffered harm, as well. Events stopped after the declan ration of the martial law on the sevenh of September. Democrat Party tried to compensate the Greek's damage, but after the Revolution in 1960, Menderes and his friends were judged in court because of these events.
Collections