7-17 yaş grubu insüline bağımlı diyabetliler için geliştirilen beslenme eğitim modeli ve etkinliği
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
/ÖZET Bu araştırma 1 Eylül 1987-27 Ocak 1989 tarihleri arasında Ankara Sosyal Sigortalar Kurumu Çocuk Hastane sine ve İstanbul üniversitesi istanbul Tıp Fakültesi Ço cuk Sağlığı ve Hastalıkları Endokrinoloji ve Büyüme Ge lişme Bilim Dalına başvuran 15 deney 15 kontrol olmak üzere 30 însüline bağımlı diyabetli hasta üzerinde geliştirilen beslenme eğitim modelinin etkinliğini saptamak amacıyla planlanmış ve yürütülmüştür. Kontrol ve deney grubundaki hastaların yaş dağı lımları 7-17 arasındadır, ve ailelerindeki çocuk sıra lamasında genellikle (%70.0) bir ve ikinci sırayı oluş turmaktadırlar. Hastalar büyümenin ölçütlerinden biri olan boy uzama durumlarına göre değerlendirildiklerinde, %66.7 hastanın 10. ger sen til ve altında olduğu gözlenmiştir. Bu değerlendirme boya göre tartı oranı dikkate alına rak yapıldığında hastaların %20' sinde hafif ve orta de recede tartı düşüklüğü bulunmuştur. Hastalık bu çocuklarda genellikle (%80) 4-11 yaş larında ? ?>. ilk olarak ortaya çıkmıştır. Tüm hastaların %23.3'nün bir ve ikinci derece ak rabalarında diyabet görülmektedir. -69-70 Hastalığın başlangıç belirtileri arasında çok içme (%93.3) ve sık idrara çıkma (%83.3) ön sırada yer almak tadır. Kilo kaybı (%70.0), halsizlik (%63.3)/ ağız kuru luğu ve çok yemede (%50) sık rastlanan klinik bulgulara arasındadır. Hastaların %81.8'i araştırma öncesinde çocuk has talığı (%69.7) ve başka hastalıklar (%12.1) geçirmişlerdir. Bu hastaların tamamına yakını (%96.7) araştırma öncesinde şeker hastalığı nedeniyle hastanede yatmışlar dır. Hastalara diyabetleri ilk teşhis edildiği zaman diyetisyen tarafından (%73.3) diyet verilmiş ancak bu hastaların %66.6'sı; gelir durumunun yetersiz olması, di yeti anlamamaları, sevilen yiyeceklerin yasaklanması gibi nedenlerle diyetlerini uygulamamışlardır. Hastalar genellikle (%40.0) insülini annesine yap tırmaktadırlar. Deney grubundaki hastalar idrar testle- rinide genellikle annesine (%60.0) yaptırmaktadır. Kontrol grubundaki hastalar ise bu testi daha çok kendileri (%40.0) yapmaktadır. Kontrol grubundaki hastaların çoğu (%60.0) günde 2 kez idrar testi yaparlarken dene grubundaki has taların tümü (%100.0) günde 3 kez bu testi yapmaktadırlar. Genellikle hastalar et, peynir, yumurta, sebze ve meyvayı severek tüketmektedir. Şeker ve şekerli yiyecekler, yağda kızartma ve unlu gıdalar sevilmeyen yiyecekler ara sında yer almaktadır.71 Hastalar arasında öğün sayısı yönünden başlangıçta fark görülmemekle birlikte eğitimden sonra deney gru bundaki hastaların öğün sayısında artış olmuş ve günlük enerji tüketimleri öğünlere eğitim öncesine oranla daha dengeli dağılmıştır. Araştırmanın başlangıcında bu hastalar enerji ge reksinimlerinin genellikle %60-80'nini karşılamışlardır. Günlük enerjilerinin %45-55'i karbonhidratlardan, %12-20'si proteinlerden, %3 0'dan fazlası yağlardan gelmiştir. Eği timden sonra ise deney grubundaki hastalar genellikle enerji gereksinimlerinin %81-100'nü karşılamışlar ve gün lük enerjinin %50-60'ı karbonhidratlardan, %12-20'si pro teinlerden, %25-30'u yağlardan gelmiştir. Hastalara diyabet ve diyeti ile ilgili test uygu landığında bu testteki sorulara deney grubundaki hastalar genellikle yanlış cevap vermişlerdir. Kontrol grubundaki hastalar ise deney grubuna oranla daha az yanlış yanıt vermişlerdir. Eğitim sonrası deney grubuna uygulanan testte ise doğru cevap oranının epeyce yüksek olduğu ve bu açıdan iki grup arasında önemli farklılıklar olduğu gözlenmiştir. Başlangıçta hastaların yanlarında şeker hastası olduğunu belirten kart ve şeker taşıma yönünden iki grup arasında fark olmamasına rağmen eğitim sonunda deney gru bunda yanında kart ve şeker taşıyan hasta sayısında artma (%40) olmuştur.72 Bu araştırmadan elde edilen olumlu sonuçlar nede niyle, diyet tedavisi ve eğitiminin sürekli ve düzenli bir şekilde yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Collections