Mondros Mütarekesi sonrasında İstanbul basınında tehcir davaları
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Osmanlı Devleti, 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşı sonucunda imzalanan Berlin Antlaşması ile Ermeniler ile ilgili ıslahat yapmayı kabul etmiştir. Böylelikle Ermeni sorunu uluslararası bir sorun haline gelmiştir. Bundan sonra bağımsızlık hayalleri kuran Ermeniler, Avrupa devletlerinin de desteği ile Birinci Dünya Savaşındaki faaliyetleri ile Osmanlı Devletini zor durumda bırakmışlardır. Ermenilerin cephedeki ve cephe gerisindeki faaliyetlerini durduramayan Osmanlı Hükümeti 27 Mayıs 1915 tarihinde çıkardığı geçici sevk ve iskan kanunuyla savaş bölgelerindeki Ermenileri güney bölgelerine sevk etmiştir. Osmanlı Hükümeti, sevkıyat esnasında meydana gelebilecek olumsuzlukları önlemek için gerekli tedbirleri almış ve görevini suiistimal edenleri anında cezalandırmıştır. Fakat mütareke sonrasında, İtilaf devletlerinin baskısıyla, İttihat ve Terakki Partisi muhalifi Osmanlı hükümetleri tehcir meselesini İttihatçılıkla birlikte ele alarak, tehcir sırasmda suiistimalleri olanları yargılamak için Divan-i Harb-i Örfileri kurmuştur. Bu Divan-i Harb-i Örfilerde Yozgat Tehciri Davası, Trabzon Tehciri Davası, İzmit Tehciri Davası, Büyükdere Tehciri Davası, Musul Tehciri Davası, Elazığ Tehciri Davası gibi tehcir davaları görülmüştür. Bu davaların neticesinde somut olmayan delillere dayanılarak sanıklar hakkında İdam, Hapis, Beraat gibi muhtelif kararlar verilmiştir. Divan-i Harb-i Örfilerin vermiş olduğu kararlar tartışma konusu olmuştur. Dönemin İstanbul Basını da önemle üzerinde durduğu bu konuda lehte ve aleyhte olmak üzere iki farklı tavır sergilemiştir. İstanbul Basımn göstermiş olduğu bu farklı yaklaşımlar, Ermeni sorunun siyasi boyutunu da açıkça ortaya koymuştur. Bu çalışmada Mondros Mütarekesi sonrası İstanbul Basım incelenerek, Tehcir davalarının duruşma safhaları ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır. Bunun yam sıra, dönem basımn konuya bakış açılan karşılaştırmalı bir şekilde sunulmuştur. VII SUMMARY Otoman state has accepted to do reforms for the Armenians with the Treaty of Berlin which was signed after 1877- 1878 Ottoman- Russian War. Thus, the Armenian Question became an international issue. Later, Armenians who had dreams of independence started to give troubles to the Otoman State espacially during the First World War. When Otoman State saw that it could not stop the activities of the Armenians, both in the fronts and behind the fronts, transferred the Armenians to the Southern regions with the Law of Temporary Dispatch and Settlement. Otoman Government took the necessary measures to prevent the possible problems and punished those who wrongly used their missions. At the end of the Ceasefire, with the pressure of the Entente the Ottoman Government was forced to established Divan-ı Harb-i Örfi to try those who had misused their power during the deportation. However, the Ottoman goverment which was anti-Unionists used these trials to jettison Unionists. The deportation trials of Yozgat, Trabzon, İzmit, Büyükdere, Musul and Elazığ marked the Divan-ı Harb-i Örfi. The decision of the Divan-ı Harb-i Örfi have been debated. The media of Istanbul of the period were very much interested in the subject and there were two different opinions in the media, for and against the trials. The approach of the Istanbul media has shown how political has the Armenian issue been. In this study the press of the post- Ceasefire Istanbul has been analyzed and the phases of deportation trials have been studied in details. Together with this the perspective of the Istanbul press has been presented in a comparision. VIII
Collections