Türk siyasi hayatındaki değişim ve sonuçları (1946 – 1954)
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
İkinci Dünya Savaşı sırasında ve savaş sonrasında dünyada yaşanan gelişmeler, uluslararası alanda yalnız kalmak istemeyen Türkiye'yi, çok partili siyasi hayata geçmek zorunda bıraktı. Yıllardır siyasetin içinde olan Celal Bayar'ın liderliğinde ortaya çıkan muhalefet hareketi, Demokrat Parti'nin kuruluşu ile sonuçlandı.Demokrat Parti'nin kuruluşunun ardından halkın bu partiye ilgisinin artması ve diğer yandan dış politikadaki gelişmeler 1946-1950 döneminde Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) pek çok kanun değişikliğine gitmesine sebep oldu. Bu dönemde iç ve dış sebeplerin etkisiyle gerçekleşen 12 Temmuz Beyannamesi Türk siyasi tarihinde bir dönüm noktası oldu. Bu beyanname ile çok partili siyasi hayat daha güvenli bir şekilde gelişti. Türk siyasetinde ortaya çıkan değişim sürecinin etkisiyle her geçen gün, CHP hem hükûmet hem de parti olarak oldukça ılımlı bir politika takip etmeye başladı. 1947 yılında yapılan CHP 7. Kurultayı, CHP ve Türk siyaseti açısından büyük öneme sahiptir. Bu kurultayda alınan kararlar sonucunda pek çok alanda değişiklik yapıldı. Atatürk ilkeleri yeniden yorumlandı. CHP içindeki tek parti taraftarı radikal milletvekillerinin yönetimdeki etkileri her geçen gün azalırken değişim taraftarı isimlerin yönetimdeki etkileri arttı.Demokrat Parti'nin 1950'de iktidara gelmesiyle birlikte Türk siyasetinde yaşanan değişim süreci hız kazandı. Öncelikle iktidar-muhalefet rollerinin değişmesi CHP içinde liberalleşme hareketlerinin hızlanmasına sebep oldu. CHP ideolojisine hizmet eden Halkevleri kapatıldı. CHP malları hazineye devredildi. Laiklik alanındaki uygulamalar oldukça yumuşatıldı. Ekonomik alanda devletçilikten liberalizme geçilmeye başlandı. Dışa açık bir ekonomi politikası takip edildi. Türkiye bu dönemde uluslararası alanda da aktif bir politika izledi.1946-1950 döneminde CHP adına İsmet İnönü ve DP adına Celal Bayar'ın çok partili siyasi hayata geçilmesi ve değişim sürecinin yaşanmasında aktif rol oynadıklarını görmekteyiz. Her iki liderin izledikleri ılımlı ve soğukkanlı politika, bu sürecin başarılı olmasında temel etken olmuştur. The developments during and after the World War II have forced Turkey to switch to multi-party political life, who wanted to avoid being alone in international affairs. The opposition movement which was led by an experienced politician, Celal Bayar, resulted in the foundation of the Democratic Party (DP).Following the foundation of the Democratic Party which has attracted public interest and developments in international affairs forced the Republican People's Party (CHP) to pass several laws between 1946 and 1950. The 12 July Declaration, which was a result of internal and external factors, has become a milestone in Turkish politics. This declaration allowed a safe transformation into the multi-party political system. As a result of the philosophical changes in politics, CHP began to pursue a moderate policy both as a government and as a political party.The 7th Congress of the CHP in 1947 had a great significance for the CHP and Turkish politics. As a result of the decisions taken in this congress, a lot of changes made in several areas. Atatürk's principles were reinterpreted. The diminishing influence of pro-single-party radical MPs in the party management was quickly replaced by pro-transformation MPs. When the Democratic Party came to power in 1950, the change in the mentality of Turkish politics has accelerated. First of all, the exchange of the roles as power and opposition led to the growth of liberalization movement within the CHP. `Halkevleri` serving the CHP ideology were closed. The CHP goods were transferred to the treasury. Practices in the field of secularism have been softened. In the economic field, the transition from statism to liberalism began. An open economy policy was adopted. Turkey has followed by an active policy in the international arena in this period.Between 1946 and 1950, we see that İsmet İnönü on behalf of the CHP and Celal Bayar on behalf of the DP played an active role in the transition to multi-party political life and the process of philosophical change. The moderate and nonchalant policy pursued by both leaders was the key factor in the success of this process.
Collections