Cumhuriyetten Büyük Söylev`e Ankara-İstanbul ikilemi: 1923-1927
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Mustafa Kemal Paşa'nın 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun'a çıkmasıyla başlayan Anadolu ile İstanbul arasındaki siyasal çekişme, Heyet-i Temsiliye üyelerinin 27 Aralık 1919 günü Ankara'ya gelmeleriyle birlikte daha çok Ankara ile İstanbul arasındaki bir iktidar mücadelesine dönüşmüştü. Kurtuluş Savaşı yıllarında bir yandan dışa karşı bir bağımsızlık mücadelesi verilirken bir yandan da ulusal kabul edilen sınırlar içinde Ankara ile İstanbul arasında siyasi iktidar çekişmesi yaşanacaktı.Milli Mücadele döneminin Ankara'nın zaferiyle sonuçlanmasının hemen sonrasında 1 Kasım 1922 tarihinde Saltanat'ın TBMM tarafından kaldırılması, Ankara-İstanbul iktidar mücadelesinde Ankara cephesinin kesin üstünlüğünün bir göstergesi idi. Ancak 1922 sonbaharında, sadece Ankara ile İstanbul arasındaki iktidar mücadelesi son bulmuştu. Bu dönemden itibaren ve özellikle Ankara'nın başkent haline getirilmesi ve Cumhuriyet rejimine geçiş, Hilafet'in kaldırılması gibi siyasal yönü ağır basan üstyapı devrimlerinin İstanbul'un konumunu değiştirmesine paralel olarak Ankara-İstanbul ikilemi 1920'li yılların sonlarına kadar sürecekti.İstanbul ve şehrin etkin sınıfları, iki imparatorluğa başkentlik yapan şehrin konumunu kaybetmesine karşı çeşitli kanalları kullanarak tepki sergileyeceklerdi. Genelde, eski imparatorluk merkezi ile yeni ulus-devletin başkenti arasında ortaya çıkan ikilem, şehrin konumunu yitirmesine direnme çabasından doğmuş ve İstanbul'un sosyolojik anlamda direnişini de kapsayacak şekilde eski-yeni çelişkisini yansıtmıştı. Eski-yeni çelişkisinin oluşturduğu eksen üzerinden birçok farklı alanda kendisini göstermişti. Ancak hemen her alanda hüküm süren ve belirleyici etkisini hissettiren bu ikilemin kaynağı, imparatorluktan ulus-devlete dönüşümün getirdiği üst yapıdaki çelişki idi. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında tarihsel çizgi açısından belirleyici bir olgu olan Ankara-İstanbul ikileminin merkezini diplomatik, siyasi, idari ve hukuki alanlardaki sorun ya da çelişkiler oluşturmuştu.Devlet ve rejimin üst yapısıyla ilişkili olan diplomatik, siyasi, idari ve hukuki alanlarda 1923 ve 1927 yılları arasında etkili bir şekilde varlığını gösteren Ankara-İstanbul ikilemi, Mustafa Kemal Paşa'nın 1927 yazında eski başkenti ziyaretiyle son bulma devresine girecekti. Zaten bu ziyaret bir anlamda Ankara'nın İstanbul ile barışması niteliğini taşımıştı. ?Cumhuriyet'ten Büyük Söylev'e Ankara-İstanbul İkilemi (1923-1927)? adlı doktora tezi, Cumhuriyet'in ilk yıllarının birçok uygulamasını şekillendiren Ankara-İstanbul ikileminin diplomatik, siyasi, idari ve hukuki alanlar üzerinden hem asıl etkinlik merkezini, hem de belirgin yönlerini ortaya koyarak bu tarihsel çelişkiyi somutlaştırmaya hedeflemiştir. The political dilemma between Anatolia and Istanbul, which began with the disembarking of Mustafa Kemal Pasha at Samsun on May 19, 1919, turned more into a struggle for power between Ankara and Istanbul with the arrival of the Representative Committee (Heyet-i Temsiliye) in Ankara on December 27, 1919. During the War of Independence, besides the struggle for independence, there would be a political debate between Ankara and Istanbul for power within the nationally accepted borders.Right after the end of the National Struggle Period with the victory of Ankara, the abolition of the sultanate on November 1, 1922 by the Turkish Parliament (TBMM) was the sign of definite supremacy of Ankara?s front in the struggle for power between Ankara and Istanbul. Nevertheless, in the autumn of 1922, only this struggle for power between Ankara and Istanbul came to an end. From this period on, parallel to the politically-outweighing superstructure revolutions that changed the position of Istanbul such as -especially- Ankara becoming the capital, transition to the republican regime, and abolition of the caliphate, the Ankara-Istanbul dilemma would continue until the end of 1920?s.Istanbul and the dominating classes of the city would show their reaction against the bereavement of the position of the city which had been the capital of two empires by using various channels. In general, the dilemma that emerged between the old centre of the empire and the capital of the new nation-state arose because of the effort of resistance against the defeat of the city?s position and reflected the dilemma of the old and new by means of involving the sociological resistance of Istanbul. The axis of the dilemma of the old and new showed itself in several areas. However, the source of this dilemma which governed and took its determinative effect in almost all areas was the conflict in the superstructure caused by the transformation from the empire to the nation-state. Therefore, the centre of Ankara-Istanbul dilemma, which was a deterministic phenomenon in the first years of the Turkish Republic by means of historical process, was formed by diplomatic, administrative and juristic problems or conflicts.The Ankara-Istanbul dilemma, which made its presence felt effectively on the diplomatic, political, administrative, and juristic areas related to the superstructure of the government and the regime between 1923 and 1927, would enter its final period with the visit of Mustafa Kemal Pasha to the old capital in the summer of 1927. In fact, this visit had the quality of Ankara?s conciliation with Istanbul in a sense. The doctoral dissertation titled as ?Cumhuriyet?ten Büyük Söylev?e Ankara-İstanbul İkilemi (1923-1927)? has intended to objectify this historical conflict which shaped many implementations of the first years of the Republic by asserting both its real operation centre and its significant features through the diplomatic, political, administrative, and juristic areas.
Collections