Türk basını ekseninde, anılar ve arşiv belgelerinde Türk Silahlı Kuvvetleri: 1939-1945
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
II. Dünya Savaşı yıllarında her ne kadar Türk Devleti savaşın içinde doğrudan yer almamış olsa da harbin sıkıntılarını fazlasıyla hisseden bir ülke olmuştur. Türkiye, II. Dünya Savaşı başladıktan yaklaşık kırk gün sonra İngiltere ve Fransa ile bir ittifak antlaşması imzalamış, yöneticiler devlet politikalarını savaşa girmeme üzerine şekillendirmiş ve bu politikalarına savaşın seyrine göre yön vermiştir.Almanya'nın savaşı kazanma ihtimalinin belirdiği dönemde Türk Devleti, 18 Haziran 1941 tarihli Türk-Alman Saldırmazlık Paktı'nı imzalayarak Alman tehdidini önlemiştir. 1943 yılından itibaren savaş Müttefikler lehine gelişmeye başlamış, bunun üzerine Türkiye, Kahire'de yapılan konferansta prensip olarak Müttefiklerin yanında savaşa katılmaya razı olmuştur. Müttefik devletlerin baskısı neticesinde Türkiye 2 Ağustos 1944'te Almanya ile tüm ilişkilerini kesmiş, 23 Şubat 1945'te ise Almanya ve Japonya'ya savaş ilân etmiş, fakat fiilen savaşa girmemiştir.II. Dünya Savaşı boyunca Türk Devleti, savaşa fiilen girmemiş olmakla beraber ülkesini savunmak için ordusunu elinden geldiği kadar hazır etmiş, iş gücünün en dinamik kesimini seferber ederek savunmasını insan gücüne dayandırmış, ordusu için gerek müttefiklerden, gerekse Mihver devletlerinden harp silâh ve araçlarını temin ederek olası bir savaşa hazırlanmıştır. Bu dönemde Türk Ordusu, başta resmî törenler olmak üzere her fırsatta basın yoluyla `harbe hazırız` mesajını tüm dünyaya vererek uluslararası psikolojik ortamın ülke lehine şekillenmesini sağlamıştır. Türk basını da; ülke savunmasına yönelik konularda haberlerin gizliliğine azami özen göstermiş, ajansların Türk Ordusuna dair servis ettiği genelde olumlu haberleri `tek bir ulusal duygu selini` oluşturmak için hükûmet yetkililerinin düşünceleri doğrultusunda kamuoyu ile paylaşmıştır. Basın yoluyla Türk Ordusu hakkında verilen bu olumlu haberler Türk dış politikasına yön verenlerin elinin güçlenmesini sağlamıştır. Savaşın seyrine göre kimi zaman Müttefik orduların, kimi zaman Mihver devletlerin ordularıyla yakın ilişki içinde olan Türk Ordusunun bu dönemde belki de en büyük şansı, I. Dünya Savaşı ve Türk İstiklâl Savaşı'nı yaşamış komutanların geçmişte kazandıkları tecrübelerini hâlâ orduda görev yapıyor olmalarından ötürü Silâhlı Kuvvetlere aktarmaları olmuştur During World War II, although the Turkish government was not involved directly in the war, she has been a country that feels the troubles of war too. Turkey, immediately after fourty days from the beginning of World War II, signed a Treaty of Alliance with Britain and France, and administrators of the country shaped the course of state policies not to enter the war and directed these policies according to the course of the war.At the period of the possibility of Germany's winning the war, the Turkish state avoided the German threat by signing The Turkish-German Non-Aggression Pact. By 1943, the war began to evolve in favor of the Allies, as a result of this, at a conference held in Cairo, Turkey accepted to join the fight alongside the Allies in principle. As a result of the pressure of the Allied Powers, on August 2, 1944, Turkey cut all relations with Germany and he declared war on Germany and Japan on 23 February, 1945, but she was not actually in the war.During World War II, although the Turkish government was not actually in war, she made the army ready to defend the country as much as he can mobilizing workforce's most dynamic sectors she relied the defence on manpower; she prepared for a possible war providing the military weapons and vehicles from both allies and axis of the states. At this period, the Turkish Army provided shaping the international psychological environment in favor of herself giving the message `We are ready for war` to all the world's countries, primarily through the media at every opportunity, including official ceremonies. The Turkish Press had shown to the privacy of the utmost care on defense of the country for the relevant news, generally shared the agencies' news serving positive news on Turkish Army to create `one national of emotion` government officials thoughts in line with public opinion. This positive news about the Turkish Army, through the press, has led to the strengthening of Turkish foreign policy's hand. The Turkish Army was in close cooperation sometimes with Allies and sometimes Axis States according to the course of the war. The Turkish Army's the biggest chance in this period was probably having experienced commanders who served in World War I and the Turkish War of Independence and transfered their experiences for still serving in the army.
Collections