Geleneksel balıkçılık alanlarının deniz yetki alanlarının belirlenmesine etkileri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Ege ve Doğu Akdeniz?deki Münhasır Ekonomik Bölge sınırlarımız, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY)?nin hukuk dışı talepleri nedeniyle uzun süredir belirlenememektedir. Ancak denizlerin geleneksel kullanımı olan balıkçılık faaliyetleri süregelmektedir. Çalışmamızda, devletler arasındaki bölgesel balıkçılık antlaşmaları ve sonrasındaki uyuşmazlıklar incelenmiştir. İspanya ve Kanada?nın Uluslararası Adalet Divanı ve Avustralya Yeni Zelanda ve Japonya?nın Uluslararası Deniz Hukuku Mahkemesi?ne yansıyan bu anlaşmazlıklarının sonuçlarından, denizlerimizde faydalanılması hedeflenmiştir. İtalya Hırvatistan arasındaki balıkçılık koruma bölgesi uyuşmazlığı, bir hukuki sürece konu olmamasına rağmen, AB üyelik sürecinde olmamız nedeniyle çalışmamızda yer almıştır. Ayrıca Karadeniz Münhasır Ekonomik Bölgesi sınırlandırması ile Karadeniz?de balıkçılıkta uğradığımız ekonomik zarar araştırılmıştır. Gelecekte Ege ve Doğu Akdeniz?de aynı hataların tekrarlanmaması için, incelediğimiz davalardan yararlanarak, çözüm yolları incelenmiştir.Ekonomik değeri yüksek olan balık türlerindeki sürdürülebilir balıkçılık adına imzalanmış bölgesel antlaşmaların, Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Mahkemesi?nde ön planda tutulduğu anlaşılmıştır. Böylece, Kanada, 1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku?nun kıyı devletine verdiği hakları, yetki alanının dışında kullanabilecek argümanı sağlamıştır. Yeni Zelanda ve Avustralya kapasitelerinin dışında kalan av miktarını için Japon balıkçıların kendi sularında avlanmalarına izin vermişlerdir. Sonuç olarak, Ege ve Doğu Akdeniz?de yetki alanlarımızın sınırlandırma sorununun çözümüne kadar geçecek sürede, geleneksel balıkçılık alanlarımız uluslararası hukukta geçerliliği olacak ikili veya bölgesel andlaşmalar ile korunmalıdır. Ancak öncelikle denizlerimiz için açık deniz balıkçılık alanlarının tespiti çalışmaları yapılmalıdır. The delimitation of the Exclusive Economic Zone (EEZ) in the Aegean and Eastern Mediterranean Seas has long remained unresolved, because of Greece and Greek Cypriot Administration (GCA). In spite of this, fishing has continued under traditional use of the seas. This research examines the regional fisheries agreements and disputes among states. It was intended that our seas would benefit from the results of court decisions involving Spain and Canada in the International Court of Justice, and Australia, New Zealand, and Japan in the International Tribunal of Law of the Sea. Although not involved in any legal process, we have discussed the dispute between Croatia and Italy on fisheries protection zones due to our relation with the EU accession process. Additionally, the fisheries-related economic loss that resulted from the delimitation of the EEZ in the Black Sea was studied. To prevent recurrence of such loss in the Aegean and Eastern Mediterranean Seas in the future, solutions were investigated on the basis of these legal cases.Regional agreements for sustainable fisheries have been highlighted in the United Nations Law of the Sea Tribunal. Thus, Canada has provided necessary argument to use the seas outside its jurisdiction under the 1982 United Nations Maritime Law on coastal state rights. Similarly, the amount of fish beyond the fishing capacity of New Zealand and Australia has allowed the Japanese fishermen access to their EEZ.As a result, until the problem of delimitation of jurisdiction is solved, traditional fishing areas of Turkish fishermen in the Aegean and Eastern Mediterranean Seas must be protected by bilateral or regional agreements that recognized and enforceable under international law. Meanwhile, more analysis is necessary to identify the high seas fishing areas.
Collections