Türk siyasî hayatında Refik Koraltan`ın yeri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Refik Koraltan İlk Meclisten itibaren sorumluluk üstlenmiş, İstiklâl Mahkemelerinde hizmet etmiş, tepki çeken inkılâpların en hararetli savunucularından biri olarak Atatürk'ün yolunda açık fikirli bir devlet adamı olduğunu göstermiş, V. Mecliste yer verilmeyerek idarecilik görevine yollanmış, yasama hayatına döndükten sonra çok partili demokrasiye geçiş mücadelesi vermiş idare ve siyaset adamıdır.Çalışmada monarşiden meşrutiyete, saltanattan Meclis hükümetine ve cumhuriyete, tek partiden çok partili demokrasiye, tek partili otoriter anlayışa dönüş özlemlerinden cumhuriyet döneminin ilk hükümet darbesine uzanan bir süreçte Türk siyasî hayatındaki birçok tarihsel gelişmenin odağında yer alan Koraltan'ın uzun politik geçmişi araştırılmıştır. Demokrat Parti'nin dört kurucusundan biri olan Koraltan'ın arkadaşlarıyla başlattıkları dönüşüm hareketi halktan karşılık görmüş, 27 yıllık tek parti iktidarını demokratik yollarla değiştirmiş, tarihe geçmişlerdi. Parti içi çekişmelerde uzlaştırıcı bir yol izleyen Koraltan, partide Menderes ve Bayar kadar etkili olamamasına karşın gündem yaratan açıklamalarıyla politik hayatın merkezinde bulundu. Bu süreçte karşısına güçlü adaylar çıkmasına karşın kesintisiz on yıl Meclis Başkanlığı koltuğunu koruyarak, DP'nin ve Türk siyasî hayatının sembol isimleri arasında yerini aldı.Siyasî yaşamı ve tavrı bakımından önemli dönüşümler geçiren Koraltan'ın, CHP'nin karşısına daha demokrat bir kimlikle ortaya çıkma arzusu siyasî yaşamının en belirgin kırılma noktası oldu. `Her şey vatan için` desturu ile yola çıksa da parçası olduğu iktidarın zamanla memleketi kaosa sürükleyen demokrasi dışı uygulamalarına destek verdi. İktidar, itidalini kaybetme sinyalleri vermesine karşın dava arkadaşlarını terk etmemeye kararlı olan Koraltan, kaderini Menderes ve Bayar'a bağlamış, demokrat Türkiye ideali yolun sonuna gelindiğinde siyasi hayatın dışına çıkarılmıştır. İlerleyen süreçte yeniden siyasete girme şansı olsa da bir daha bu yola girmeyi tercih etmeyecektir. Refik Koraltan is a man of governance and politics who took responsibility starting from the first Assembly, served in Independence Tribunals, proved himself to be one of the most fervent defenders of unwelcome revolutions as an open-minded statesman following Ataturk's footprints, was not seated in the Assembly V and sent to be a governor and fought for multi-party democracy after turning back to his legislative life.In the study, in a time period from monarchy to constitutionalism, sultanate to Assembly government and republic, single-party to multi-party democracy, longings for turning back to single-party authoritarian understanding to the first government coup of the republican period, Koraltan's long political past has been investigated which holds a central place in most of these historical developments in Turkish political life. Being one of the four founding members of Democratic Party, Koraltan's transformational movement which he started together with his friends was welcomed by the public, changed 27 years lasting single-party rule in democratic ways and made history. Koraltan who followed a conciliatory approach in arguments within the party, was not that effective as Adnan Menderes or Celal Bayar in the party yet he was still in the centre of political life with his groundbreaking comments. In this period, although he had some fierce rivals, he kept his seat as the president of Assembly for consecutive 10 years and became one of the symbols of DP and Turkish political life. Koraltan went through significant transformations in terms of his political life and attitude and his passion to stand against CHP with a more democratic identity was the breaking point of his political life. Though he departed with the saying `Everything is for the homeland`, he gave support for undemocratic practices of his ruling party which drifted the state into chaos in time. Although the ruling party was already giving signs of losing its decency, Koraltan was determinant not to leave his friends and left his destiny to Menderes and Bayar and at the end of the road, the ideal of democratic Turkey largely was excluded from political life. In the following years, even he had a chance to re-enter into politics; he did not prefer to pursue that path again.
Collections