Akromegali hastalarımızın retrospektif dökümantasyonu ve tedavi sonuçlarımız
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Giriş ve Amaç Çalışmamızda amacımız 2009-2014 yılları arasında İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Polikliniğine başvuran akromegali hastalarının retrospektif dökümantasyonu yapmak, tanı ve tedavi yöntemlerini incelemek, remisyon sağlayabildik mi görmektir. Gereç ve YöntemÇalışmamıza dış merkezde yada merkezimizde akromegali tanısı almış, tedavisi dış merkezde ya da kliniğimizce başlanmış, takiplerini kliniğimizde yaptıran toplam 44 akromegali hastası alındı. Hasta dosyaları retrospektif olarak tarandı. Hastaların demografik özellikleri, klinik ve labaratuar ve radyolojik görüntüleme bulgularına bakıldı. Hastalarda kullanılan cerrahi, medikal ve radyoterapi yöntemleri ve remisyon oranları incelendi.BulgularAkromegali hastalarımızın 28'i (%63,3) kadın, 16 'sı (%36,36) erkek hastalardan oluşuyordu. Tanı anındaki yaş ortalaması kadınlarda 40±10,8 yıl, erkeklerde 37±14,7 yıl, çalışmaya alındığı andaki yaş ortalaması kadınlarda 47,3±9,9 yıl, erkeklerde 44,3±13,4 yıl olarak saptandı. En sık karşılaştığımız yakınma yumuşak doku büyümesi/ şişmesi (el, ayaklarda büyüme/ şişme) idi. Hastalarımızda ılımlı bir dislipidemi ve karbonhidrat metabolizma bozukluğu vardı. Hepatomegali ve safra kesesi taşına sık rastlandı ve en sık görülen tiroid lezyonunun multinoduler guatr olduğu görüldü. Hipertansiyon ve ekokardiyografik olarak saptanan sol ventrikül diyastolik disfonksiyonu yaygın bozukluklar arasındaydı. 11 (%25) hastanın mikroadenomu, 33 (%75) hastanın makroadenomu olduğu görüldü. Mikroadenomu olan hastaların %81,8' inde remisyon elde edilmişken makroadenomu olanlarda oran %18,2 olarak bulundu ve aradaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulundu. Hastalarda cerrahi yöntemler incelendi, 35 (%79,5) hastaya ilk cerrahide transsfenoidal cerrahi, 5 (%11,3) hastaya da transkranyal cerrahi yapıldığı, 4 (%9,2) hastanın cerrahiyi kabul etmediği görüldü. Hastalara preoperatif ve postoperatif dönemde verilen medikal tedavilerin postoperatif rezidüyle ve remisyonla olan ilişkisi incelenmiş olup 7 (%15,9) hastaya preoperatif somatostatin analoğu tedavisi, 33 (%75) hastaya postoperatif somatostatin analoğu tedavisi, 17 (%38,6) hastaya da somatostatin analoğu tedavisine ek olarak dopamin agonisti tedavisi verildiği görüldü. Preoperatif dönemde verilen somatostatin analoğu tedavisinin postoperatif rezidü ve remisyonu olumlu etkilediği görülmemişken, postoperatif dönemde verilen somatostatin analoğu ve dirençli vakalarda somatostatin analoğu tedavisine eklenen dopamin agonisti tedavisinin (prolaktinden bağımsız) remisyonu olumlu etkilediği görülmüştür. Gammaknife dyoterapinin ise remisyonu olumlu etkilemediği görülmüştür.Sonuç Sonuç olarak akromegali hastalarımızda en sık transsfenoidal cerrahi yapılmış, postoperatif dönemde somatostatin analoğu dirençli vakalarda da somatostatin analoğu tedavisiyle kombine dopamin agonisti tedavisi verilmiştir. En sık uyguladığımız radyoterapi yöntemi gammaknife radyoterapidir. Remisyon oranlarını artırmak için yeni medikal tedavi ajanlarına ve yeni çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.Anahtar Kelimeler: Akromegali, Somatostatin Analoğu, Dopamin Agonisti, Transsfenoidal Cerrahi, Radyoterapi AimsWe aimed to document the data of acromegalic patients in means of their demographic data, symptoms, treatment modalities, complications and remission who were followed in our Endocrinology and Metabolic Diseases Clinic of Inonu University Medical Faculty, between 2009-2014.Materials and methodsForty four acromegalic patients were enrolled. Patients' s files were scanned retrospectively. Demographic characteristics, clinical and laboratory findings with radiological imagings were viewed. Treatment modalities and their results with remission rates were evaluated. Results The group was consisted of 28 (63.3%) female and 16 (36.36%) male patients. The mean age at time of diagnosis was 40±10.8 years for women and 37±14.7 for men. The real time mean age was 47.3±9.9 years for women, 44.3±13.4 years for men. Swollen soft tissue in means of physical findings was the most common compliance. Mild to moderate dyslipidemia and abnormal carbohydrate metabolism was defined. Hepatomegaly and gall bladder stones were common. Multinodulary goiter was the predominant thyroid lesion. Hypertension with echocardiographic left ventricular diastolic dysfunction was the other common disorders. Eleven patients had microadenomas and 33 patients had macroadenomas. Remission rate was 18.2% in patients with macroadenomas and 81.8% with microadenomas with a statistical significancy. Transsphenoidal surgery was performed to 35 patients (79.5%), and transcranial to 5 (11.3%) whreas 4 (9.2%) patients refused any surgical procedure. Seven (15.9%) patients were treated with somatostatin analogues preoperatively. Thirty three (75%) patients were treated with somatostatin analogues postoperatively. Dopamine agonists were added to somatostatin treatment in 17 patients (38.6%). As expected; postoperative additional somatostatin treatment was found to have a positive effect on remission, while in difficult cases -ignoring the values of prolactinemia- adding dopamine agonists were found to be superior on remission. Our remission rates were not very successful either with gammaknife radiosurgery or conventional radiotherapy.Conclusion Somatostatin analogue therapy with addition to transsphenoidal surgery is the most frequent treatment modality for acromegaly in our patients. Especially for treatment resistant cases somatostatin analogue therapy in combination with a dopamine agonist therapy was found to be effective. Gammaknife surgery was the most frequent additional treatment modality. It is clear that new studies and new medical treatment agents are needed to increase the rate of remission.Key words: Acromegaly, somatostatin analogue, dopamine agonist, transsphenoidal surgery, radiotherapy
Collections