Anksiyeteli depresyon kavramının belirti düzeyinde anksiete bozukluklarıyla karşılaştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Klinik uygulamada anksiyete ve depresyon belirtileri sıklıkla birarada bulunmaktadır. Şimdiye dek bu durumu açıklamak için üç ayrı varsayım ortaya konmuştur: Birincisi, anksiyete ve depresyonun birbirinin devamı olduğu; ikincisi anksiyete ve depresyonun ayrı klinik antiteler olduğu ve üçüncüsü anksiyete ve depresyonun birlikte olduğu ayrı bir altgrubun varolduğu biçimindedir. Bu çalışmada bunlardan farklı olarak, ayaktan hasta düzeyinde anksiyeteli-depresyon olgularının bazılarının depresyon değil aslında bir anksiyete bozukluğu olduğu varsayımı ortaya konmuş ve araştırılmıştır. Bu amaçla 15 anksiyeteli-depresyon ve 20 panik veya yaygın anksiyete bozukluğu olan hasta alınmış, 1.5 mg/gün lorazepam verilerek üç hafta süreyle izlenmiştir. İzlem sonunda 5 depresyon olgusunun 17 BDÖ puanının altına indiği saptanmıştır; ancak benzodiyazepine yanıt veren bu depresyon alt grubunun ne anksiyete bozukluğu grubundan ne de iyileşmeyen depresyon alt grubundan bir farklılık göstermediği anlaşılmıştır. İyileşen depresyon grubunda depressif belirtiler hastalığın başlangıcında vardır ve iyileşmeyen depresyon grubundan ayırt edilememektedir. Ancak 3. haftanın sonunda bu depresif belirtiler kaybolmakta, iyileşen depresyon grubu anksiyete grubundan böylece farklılık göstermemektedir. Bu çalışma kesitsel değerlendirmede iyileşen ve iyileşmeyen depresyon gruplarını birbirinden belirti niteliği, belirti başlama zamanı ve başlangıçtaki depresyon şiddeti gözönüne alınarak ayırt edilmesinde bir öngörü ortaya çıkaramamıştır. Başka bir deyişle belirti niteliği ve belirti başlama zamanının hangi depresyon olgularının benzodiyazepin Üe iyileşebileceğini saptama konusunda yararlı olmadığı görülmüştür. Sonuç olarak bu çalışmada varsayım olarak öne sürülen `anksiyeteli depresyon olgularının bir kısmı aslmda bir anksiyete bozukluğudur` önermesi kanıtlanamamıştır. Daha ziyade yukarıdaki 3. varsayıma benzeyen bir bulgu ortaya çıkarmış gibi görünmektedir: Anksiyeteli-depresyon grubu içinde benzodiyazepinle iyileşen bir altgrup bulunmaktadır ve bu grup ne anksiyete grubu ne de depresyon grubunun içine sokulamamaktadır. Symptoms of anxiety and depression are often coexist in clinical practice. To date, three different hypotheses have been available; first one proposes that anxiety and depression are consecutive, second one's claim is that anxiety and depression are seperate clinical entities and third one says that there is a seperate subgroup in which anxiety and depression coexist. In this study, differing from the above hypotheses, it has been put that `some of the anxious depression patients are not depression, but rather anxiety disorders. For this purpose, 15 patients with anxious depression (AD) and 20 with panic or generalised anxiety disorders (A) were taken into consideration. These patients, given 1,5 mg/day lorazepam, were then observed for three weeks. After three weeks, it was determined that 5 of the AD had descended below 17 BDE points. However, it was evident that this subgroup, which had responded to benzodiazepin, did not present any difference neither from A group, nor from unimproved depression (UD) subgroup. Depressive symptoms are present at the initial stage of the illness in the improved depression (ID) group and this group can not be differentiated from those of UD. However, at the end of the third week, these depressive symptoms disappear and thus, the ID does not present any difference from the A group. Cross-sectional evaluation; this study could not produce a foresight for the differentiation of every ID and UD from the other group considering symptom qualities, symptom appearing times and initial depression intensities. In other words, it was observed that symptom qualities and symptom appearance times were not useful in determining which depressive patients could improve with benzodiazepin. As a result, the hypothesis of `some anxious depression patients are rather anxiety disorders`, that was put forward in this study, could not be proved. It seems that the study has rather given rise to a finding that resembles the 3 th hypothesis mentioned above; there is a subgroup within the anxious depression group which improves with benzodiazepin and this group can not be included in neither the anxiety group, nor the depression group.
Collections