Kontrollü kabin üretimi ve farelerde farklı oksijen yoğunluklarının viabilite ile fertilite üzerine olan etkileri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET %59 %10, %20, %4Q, gibi dört ayrı oksijen yoğunluğu nun memelilerin viabilite ve fertilitesi üzerine olan etki leri farelerde araştırılmıştır. Bu çalışma için çevre parametrelerinin (ışık, ısı, basınç, nem ve gaz karışım yoğunlukları) denetlenip, değiş tirilebileceği kontrol kabinlerinin üretimi hedef alınmış ve üretilen bu kabinlerin etkinlik ve yeterlilikleri kanıtlan mıştır. Viabilite yönünden farklı oksijen yoğunluklarına ya şam cevabı, cinsiyete bağımlı, farklılık göstermekte olup, erkeklerde ölüm, dişilerden anlamlı olarak fazladır «ve yük sek ölüm oranı, %A-0 ile %10'luk ortamlarda meydana gelmek tedir. Dişilerde en yüksek ölüm oranı, %10'luk oksijen kon santrasyonunda görülmekte olup, %5 ve %40'lık kabinlerde, ölüm oranı eşittir. Her dört oksijen yoğunluğunda, gebeliğin meydana gel mesine karşın, gebelik yüzdesi, %40'lık ortamda %50 'ye düş mekte, %5'lik ortamda %33'e inen bu oran, %10'luk ortamda en alt değer olan %17 'ye ulaşmaktadır. İlginç olan husus, bu erken ölümün gerek hipoksi, (%10) gerek hiperoksi (%40) için erkeklerde daha fazla oran da görünmesidir. %5'lik oksijen ortamında, erkekte görülen ölüm oranı, normal gruptan farklı değildir. Burada bir di ğer ilginç gözlemimiz de,%10'luk oksijen kabinlerinde erkek5 i farelerin ölümüyle, daha sonra iki kez eklenen erkeklerin, 24 saat içinde ölmüş olmalarıdır. Cinsiyet arasında, dişi lehine olan bu farklılık, dişfi hayvanların hipoksiye karşı telafi mekanizmalarına sahip olma kuramı ile açıklanamaz. Zira hiperoksik koşullarda erkek cins üzerine hipoksi gibi etki yapmakta, ek olarak daha ağır hipoksik koşullarda (%5'lik oksijen) cinsiyet arası fark kaybolmaktadır-. Dişi ölümleri, kontrol grubuna göre, diğer bütün gruplarda anlamlı bir artış göstermekle beraber ileri dere cede hipoksi (%5 02) ve hiperoksi (%40 02) eşit etki yap maktadır. Dişi ölümünü en fazla artıran düzeyi, biz %10 ok sijen konsantrasyonu olarak aaptadık. Tablo IlI'de görüle ceği gibi, bu düzeyde yoğunluk, erkek cinsiyet için.`de en öldürücü seviyeyi oluşturmaktadır. Ancak daha geniş popu- lasyonlarm sonuçları alındıktan sonra bu gözlemin açıklan ması olası olacaktır. Çalışmamızın fertiliteye yönelik 2. grubunda, bütün deney kaf e elerindeki dişiler gebe kalmıştır. Bu da fekon- dasyonun kullanılan farklı oksijen yoğunluklarında mümkün olduğunu göstermektedir. Ancak, Tablo III 'den kolayca sap tanacak husus i A ayrı oksijen konsantrasyonunda pozitif olan gebeliğin, yüzde gebelik açısından farklılık arzetti- ğidir. Kontrol grubunda en yüksek olan (%83) gebelik oranı, hipersksik ortamda keskin bir düşüşle %50'ye inmekte, %5'lik oksijen konsantrasyonunda %33'e düşen gebelik oranı, yine %10'luk oksijen konsantrasyonunda^en düşük seviye olan %17'e52 ulaşmaktadır. *, Doğum, çalışmamızın' içinde olduğumuz evresinde sadece kontrol grubunda gerçekleşmiştir. Farklı oksijen konsantras yonlarında gebeliğin daha geç ve daha düşük oranda gerçek leşmesi, deneklerin akut darbeyi atlatıp, gerekli uyum iş- lergelerini geliştirmek için zaman kaybetmeleriyle açıklana bilir. Bu işlergelerin ayrıntıları ve farklı Op yoğunlukla rında tutulmuş hayvanların çeşitli doku ve beyinlerine ait ultra mikroskopik değişiklikler ve öğrenme yetileri bir baş ka yayında ele alınacaktır.
Collections