Spor ahlakının temel sorunları
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Öncelikle eğitsel bir etkinlik olan spor, kurumlaşınca güçlü bir toplumsal etmen olur. Sporların, toplumsal ilişkilerde birleştirici bir işlevi olması genellikle arzu edilir; ama uygulamada olumsuz sonuçlar istisna değildir. Sorunları doğrudan deneyimleyenlerin ve onlarla birlikte yaşayanların başında sporcuların kendileri gelir. Onları teknisyenler, organizatörler, yandaşlar, seyirciler ve sonunda da kamu izler. Sporcular, becerilerinin gelişmesi, estetik ve teknik yeteneklerinin yetkinleşmesi, yarışma etkinliklerinde iyinin, daha iyinin ve en iyinin başarılması gibi değerlerle motive edilirler. Her yaşam eyleminde olduğu gibi sporda da iyi-kötü, güzel-çirkin, uygun-üygunsuz gibi karşıt değerlendirmeler sık sık dile getirilir. Toplumsal ilişkileri temelden yönlendirip şekillendiren ekonomik ilişkiler, ipso facto, spor etkinliklerinde belirleyici etmenlerdir. Tarihsel bakışla, insanlığın hemen hemen her döneminde çeşitli sportif hareketlere ve bunların sistemleştirilmiş, kurallaştırılmış oyun formlarına rastlarız. Hem eski hem modern olimpik oyunlarda arzu edilmeyen hatta tiksinti uyandıran olaylar olmuştur. Bunlar, sporla oluşturulması amaçlanan erdemli karakterle bağdaşmayacak davranış biçimleridir. Bu çalışmada, spor ethiğinin sorunlarının bir çözümlemesine ve formulasyonuna girişilmektedir. Çözümleme altı başlıkta toplanabilir: doping öğelerinin üretimi ve uygulaması; şike ve aldatma; profesyonelliğin kötü kullanımı; yüksek performans için olumsuz tutku; ve meta fetişi olarak spor. Sporun amacı, adale ve akciğer ticaretiyle para birikimi olarak görülürse, sevinçli bir deneyim yada toplumsal bir hoşnutluk olmanın çok uzağına düşer. Her somut ahlak dışı olayda aynı engel görülebilir. Bu, ekonomik etkinliğin yanlış kullanılan biçimidir. Bu kullanım, spor yapan bireyin özgür IVseçmeyle katılma, bedensel ve zihinsel sağlıklı gelişme ve dürüst yarışma eylemlerini hiçe saymasına neden olur. Para etkeni bir araç olmaktan çıkıp amaç olursa, zalimce yarışma ve mutlaka kazanma bu amacın motivleri olur. Spor yapmak kendi başına bir değer olduğu halde, sporcu erkek ve kadın, sağlıkları pahasına rekor kırmak zorunluluğuyla karşı karşıya bırakılmakta ve kışkırtılmaktadırlar. Böyle olunca, tek amaç, en güçlü, en yüksek ve en hızlı olarak sivrilmek, hatta tapınılmak olur. Sporda etik sorunlar, bir bütün olarak sosyo-ekonomik ve politik sorunların yansımalarıdır. Tüm dünyada ülkelerin politik dengelerini kaybetmiş durumda olmaları karşısında spor etkinliklerinin baskıcı öğelerden bağımsız yönlendiriImeleri olası değildir. Gerek dünya çapında gerek yerel spor organizasyonları şu taleplerde bulunurlar: `olimpik ruh`, `fair play` ve `dostluk ve barışın anahtarı olarak spor.` Bu tür sloganlar yahut mottolar çoğu kez ahlaklılığa dudak hizmeti olarak kalırlar; ama aynı zamanda sporun uluslararası konsensüs da artan toplumsal ve siyasal önemini ima ederler. Sporda ahlak dışı davranışlar, ne kadar uzun gizlenseler de, farkmedilmeye mahkumdurlar; ama bu sürede zarar verirler: Hem spor yapan bireyi hem sporsever kamuyu bozarlar. Büyük ölçekli zarar ancak büyük ölçekli araçlarla giderilebilir yahut tedavi edilebilir. Sonuç olarak, gerçek sportif bireyin, bu beden ve ruh birliğinin üstlendiği misyon, yarışmayla işbirliği misyonu, iradenin etkisiyle, insanlığın nihayi birleşmesine katkıda bulunabilir. VAnahtar Sözcükler 1-Spor :İnsanın bedensel ve düşünsel yeteneklerini bir bütün olarak geliştirmek amacıyla gerek bireysel eğlenme, gerek yarışma tarzında yapılan eylemler toplamıdır. 2-Felsefe :İnsanın insanla ve doğayla ilişkisinde en genel soruları soran ve yanıt arayan bilgi çeşididir. 3-Etik: Değerlerin davranışları belirlemesini inceleyen felsefe disiplinidir. 4-Doping: Sporcunun, performans gücünü artırmak amacıyla doğal olmayan araç ve yöntemler kullanmasıdır. VI Summary Sport, which is primarily an educational activity, becomes a strong social factor when it is institutionalised. It is generally desired that sports should have an integrating function in social relations; but in practice negative results are not exceptional. Those who first and directly experience and live through the problems are sporting people. They are followed by technicians, organisers, fans, spectators, and finally the public. Sportsmen and -women are motivated by values such as the development of their skills, the perfection of their aesthetical and technical abilities, and the achievement of the good, the better and the best in their competitive activities. As in every life-activity, opposite valuations like good-bad, beautiful-ugly, right-wrong, appropriate- inapp ropriate are often expressed in sports. Economical relations which basically direct and form social relations are, ipso facto, determining factors in sport activities. Viewed historically, in almost every period of mankind, we meet various kinds of sport-like movements and their systematised, regulated forms for play. Both in ancient and modern Olympic games undesirable and even disgusting events occurred. These are behaviour cases irreconcilable with the character of virtue aimed to be formed by sport. In this study an analysis of the problems of sport ethics is tried to be made and formulated in five topics: the production and application of doping elements, cheating and conceit, misuse of professionalism, negative ambition for high performance, and sport as a commodity fetish. When the end of the sport is seen as the accumulation of money by trading muscles and lungs, it falls far away from being a joyful experience or a social entertainment. vnIn every concrete immoral case the regular setback is observable. It is the wrongly handled form of economic activity which seduces the sporting individual to defy the virtues of participation with free choice, healthy development physically and mentally and righteous competition. Whenever the incentive for money becomes an end instead of a means, then excessive ambition, cruel competition and absolute victory become motives for this end. Whereas sporting is in itseif a high value, the sportsman and -woman are confronted with and tempted by breaking records at the cost of one's health. The sole aim then becomes to be singled out and even to be worshipped as the strongest, the highest or the quickest. The ethical problems in sports are reflections of socio-economic and political problems as a whole. In the politically disbalanced situation of the countries of the world, it is improbable to minister sport activities independent of oppressive elements. Both world-wide and local sport organisations claim `The Olympic Spirit`, `fair play` and `sport as a key to friendship and peace`. Such slogans or mottos remain for the most part as lip-service to morality. But they also imply the increasing social and political importance of sport in international consensus. Immoral behaviour in sport, no matter how long it may be disguised, is doomed to be detected. But meanwhile it causes damage: it spoils both the sporting individual and the sport-loving public. Large-scale damage can only be removed or cured by large-scale means. As a result, the mission which the truly sporting individual, this unity of body and mind, assigns to his or her self, the mission of co-operation by competition, may, by the impact of will, contribute to the final unity of mankind. vmKeywords 1 -Sports :The totality of activities effected as individual entertainment as well as competition with the aim of developing one's physical and intellectual abilities as a whole. 2-Philosophy : The kind of knowledge which puts forth and tries to answer the most general questions arising from man's relation to man and to nature. 3-Ethic --?: The philosophical discipline which investigates the determination of behaviour by values. 4-Doping : The use of unnatural means and methods by the sportsman and -women with the aim of increasing performance strength. DC
Collections