Yalın bir anlatımın birincil aracı olarak renk kullanımı ve algılamadaki yeri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu tez çalışması, boşluğu seçerek, yalınlığı tek renge indirgenmiş biçimsel sunumu, iki boyutlu yüzey düzlemi ile üç boyutlu alanların varlığında aramış sanatçıların yapıtları ve bu yapıtların izleyicide uyandırdığı algısal etkileri incelemiştir. Bu bağlamda, kaynağını boşluğundan alan, tek rengin kullanımı olarak monokromatik yapıtların etkisinin, izleyicinin tepki ve eğilimlerinde aranması ve açığa çıkarılmasından dolayı, sanatçıların temel kaygısı olan algısal keşfin altı çizilmiştir.Birinci bölümde, algılamanın doğası ve algılamayı sağlayan etkenler ele alınarak insanın fiziksel dünya ile iletişiminde kurduğu nesnenin algısına değinilmiştir. Etkin yaşamsal bir faaliyet olarak algılamanın insan ve nesne arasındaki fizyolojik ve psikolojik oluşumları incelenmiştir.İkinci bölümde, monokrom yapıtın fiziksel görsel unsurları olan salt biçim ve renk, estetik yaklaşımlar içinde algısal boyutları ile değerlendirilmiştir. Algısal yönü, boşlukla ilişkili olan monokrom yapıtlarda bir sonu ve sınırı olmayan yüzeyin estetik deneyimi, felsefi ve psikolojik yaklaşımlar içinde ele alınmıştır. Bununla beraber, monokrom yapıtların fiziksel karakteristiğini resim sanatının dışına çıkararak, ona plastik değerler yükleyen diğer sanat disiplinlerin öne çıkan nitelikleri belli edilerek açıklanmaya çalışılmıştır.Üçüncü bölümde, insan gözünün nesne üzerinde gerçekleştirdiği görsel bir algılamanın ne tür bir süreç içinde etkili bir değişim gösterdiği incelenmiştir. Bu süreçte, yalınlık faktörünün rolü açığa çıkarılmıştır. Yalınlığa bağlı görsel algının öğeleri olarak biçimin ve rengin yarattığı algısal değişimlere ulaşma amacıyla, ilk önce biçimin yarattığı görsel etkiler araştırılmıştır. Bundan başka, etki değeri olarak rengin fiziksel, fizyolojik, psikolojik boyutları incelenmeye çalışılmıştır. Aynı bölümde, rengin, yalınlığına bağlı olarak algısal görümünü aydınlatabilecek görsel kaynaklar, teoriler ve kendi değerini ortaya çıkarabileceği biçim ve yüzeyle olan ilişkileri ortaya konmuştur.Buraya kadarki ilk üç bölümde elde edilen bilgilerin ışık tutacağı düşünülen dördüncü bölümde ise, tezin konusunu belirleyen monokromatik yapıtların tarihsel gelişiminde rol oynayan süreç itibariyle, modernizmle beraber, resim sanatında renk kullanımını etkileyen ve rengin algısal değişiminde rol oynayan sanatçılar ve yapıtları değerlendirilemeye çalışılmıştır. Modernizmin vurguladığı yalınlaştırma arayışını, ileri bir boyuta taşıyan ve tek renkli yapıtların genel görsel niteliklerini biçimlendirebilecek sanatçılar, yapıtları üzerinden açıklanmıştır. Yalın bir anlatımın sunumuyla, görmeyi etkileyen yapıtların başlıca örneklerini veren dönemde ortaya çıkan sanatsal düşünceler ele alınarak, bu doğrultuda öne çıkmış sanatçılar anlatılmıştır. Aynı bölümde, tezin asıl konusu olan yalınlığı, tek renkli olarak yüzeyinin boşluğuna bağlamış olan sanatçıların yapıtlarını meydana getirirken izledikleri yöntem ve teknikler vurgulanmıştır. Bu yapıtların teknik yanlarının dışında, aynı zamanda izleyicide düşünsel ve tinsel ilgiyi etkileyen algısal boyutları da ele alınmıştır.Bu tez çalışmasının sonuç bölümünde, izleyici ile bağlarını tek renkle kurmuş 1950 yılı sonrası çeşitli yapıtların, algılama olayının rolünü ortaya çıkarmış olduğuna netlik kazandırılmıştır. The thesis was examined the works of art of artists who have sought formalist projection in which its purity is reduced to one colour by choosing emptiness in the existence of two dimensional surface plane and three dimensional fields and examined the perceptual effects of these works of art on the viewer. In this sense, because the effects of monochromatic works of art, as the use of one colour, getting their source from emptiness are searched in and revealed from the reactions and tendencies of the viewer, perceptual discovery that is the primary worry of the artists was underlined.In the first part, by handling the nature of perception and factors that provides perception itself, the perception of object which is established in the contact of human being with physical world was dealt with. Physiological and psychological formations between human being and object and perception as an effective vital activity were examined.In the second part, pure form and colour that are physical visual elements of monochrome works of art were evaluated with their perceptual dimensions within the aesthetic approach of art. Aesthetic experience of surface that does not have an end and a limit in monochrome works of art in which its perceptual direction is related to emptiness was handled within the philosophical and psychological approaches. Furthermore, by taking physical characteristic of monochrome works of art out of pictorial art, marked qualities of other art disciplines that impose plastic values on that physical characteristic were tried to explain.In the third part, it was examined that in what kind of process, a visual perception that human being realized over object, shows an effective change. In this process, the role of purity factor was revealed. In order to reach the perceptual changes that as the elements of visual perception, form and colour attached to purity create, first of all visual effects of form was researched. Moreover, it was tried to examine the physical, physiological, psychological dimensions of colour as impact value. In the same part, visual sources that explain perceptual appearance of colour in accordance with its purity, theories related to colour, and relation of it with form and surface in which colour would present its own value were stated.In the forth part on which the notions of three parts mentioned above would shed light, with the process playing role in the historical development of monochromatic works of art that set the subject of the thesis, it was tried to evaluate the artists and their works of art which affect the use of colour and plays role in the perceptual change of colour, together with modernism. The artists who carry the search for purity emphasized by modernism to a high level and would shape the general visual qualities of one coloured works of art were explained with their own works of art. By handling artistic thoughts breaking out in the period that presents the chief samples of works of art affecting the sight with the projection of a pure expression, such artists who have gained importance in that direction was recounted. In the same part, methods and techniques followed by artists who while realizing their works of art, attach purity as primary subject of the thesis to emptiness of surface as one colour, were emphasized. Other than the technical aspects of works of art, the perceptual dimensions of the works that influence meditative and spiritual interest on the side of the viewer were also handled.In the conclusion of the thesis, it was clarified that various works of art after the year 1950 establishing their ties with the viewer owing to one colour, have marked the role of the phenomena of perception.
Collections