Vezikoüreteral reflü tanılı çocuk hastalarda renkli doppler ultrasonografi bulguları
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Amaç: Vezikoüreteral reflü tanılı çocuk hastalarda Renkli Doppler Ultrasonografi (RDUS) parametrelerindeki değişikliklerin reflü nefropatisinde ve reflü takibindeki olası katkısının değerlendirilmesi amaçlandı.Materyal ve Metod: Voiding sistoüretrografi (VCUG) ile vezikoüreteral reflü (VUR) tanısı alan 106 (38 erkek, 68 kız) olgu ve kontrol grubu olarak sağlıklı gönüllülerden oluşan 42 (19 erkek, 23 kız) olgu çalışmaya dahil edildi. Tüm olgular RDUS uygulamasından önce üriner sistem ultrasonografisi ile değerlendirildi. Olgular daha sonra RDUS ile değerlendirildi. Her böbreğin üst pol, orta zon ve alt pollerinden interlober arterler bulunarak, rezistif indeks (RI), pulsatilite indeksi (PI) ve akselerasyon zamanları (accT) için üçer adet ölçüm yapılarak ortalamaları alındı. Aynı değerler her iki böbrek ana renal arterleri için de uygulandı. Reflü saptanan olgular kontrol grubu ile karşılaştırıldı. Tek taraflı reflüsü olan olgular karşı normal böbrekleri ile karşılaştırıldı. Ayrıca reflü derecesi ile RI değerleri arasındaki ilişki değerlendirildi. Dimerkaptosüksinik asit (DMSA) sintigrafisi ile kanıtlanmış renal skarı olan olgularda RI değerleri reflüsü olup skarı bulunmayan olgularla ve kontrol grubu ile karşılaştırıldı. Bu şekilde RDUS'un VUR takibindeki etkinliği, reflü derecesi ile ilişkisi ve renal skar varlığı ile doppler parametreleri arasındaki ilişki ortaya konulmaya çalışıldı. Bulgular: Olgu grubunda RI değerleri kontrol grubuna göre istatistiksel açıdan anlamlı olarak yüksek bulundu. PI ve accT değerleri açısından iki grup arasında ise belirgin farklılık gözlenmedi. Tek taraflı reflüsü bulunan olgular karşı normal böbrekleri ile karşılaştırıldığında reflü olan grupta RI ve PI değerleri anlamlı olarak yüksekti. Yüksek derecede reflü (grade V) bulunan olgular, düşük derecede reflü (grade I-III) bulunan olgular ile karşılaştırıldığında RI değerleri anlamlı olarak yüksek izlendi. Reflü saptanan grupta DMSA sintigrafisi ile skar saptanan olgular, reflü olup ancak skar saptanmayan olgular ile karşılaştırıldığında RI değerleri arasında anlamlı farklılık saptanmadı. Reflü ve skar bulunan olgu grubu kontrol grubu ile karşılaştırıldığında ise RI değerleri çok yüksek düzeyde anlamlı olarak yüksek bulundu. Skarı belirlemek için receiver operating characteristics (ROC) eğrisi analizinde sağ böbrekte cutoff değeri RI > 0.705 seçildiğinde bu noktada duyarlılık %85.7, özgüllük %62.4; sol böbrekte ise cutoff değeri RI > 0.708 seçildiğinde bu noktada duyarlılık %88.2, özgüllük %58.1 olarak belirlenmiştir.Sonuç: Vezikoüreteral reflü sonucu böbrekte üriner enfeksiyonlar, renal parankimde hasar ve skar sık görülmektedir. Bu sebeple VUR'un erken tanı ve takibi büyük önem taşımaktadır. Renal doppler ultrasonografinin iyonizan radyasyon içermemesi, ucuz, tekrar edilebilir olması nedeniyle reflülü olgularda ve skar oluşan böbreklerde RI değerleri ile olguların takibinin yapılmasının yarar sağlayacağı düşüncesindeyiz.Anahtar Kelimeler: Vezikoüreteral reflü, Renkli Doppler Ultrasonografi, Rezistif indeks. Aim: The aim of this study was to evaluate the potential benefits of Color Doppler Ultrasonography (CDUS) parameters changes for reflux nephropathy and reflux followup of paediatric patients who suffer from vesicoureteral reflux (VUR). Materials and Methods: 106 patients (38 male, 68 female) diagnosed as VUR by voiding cystouretrography (VCUG) and 42 (19 male, 23 female) healthy volunteers were included in to study. All patients were investigated by urinary system ultrasonography before CDUS. Then patients were evaluated by CDUS. Interlobar arteries were localized from the upper, lower poles and middle zones of each kidney. The measurements of resistive index (RI), pulsatility index (PI) and acceleration time (accT) were obtained and the average values of this measurements were calculated. Similarly, both renal arteries were also studied for the parameters mentioned before. The patients who had reflux were compared with control group and who had unilateral VUR also compared with their normal kidneys. Also relation with RI values and reflux degree were evaluated. RI values were compared between the patients who had renal scarring proven by dimercaptosuccinic acid (DMSA) scintigraphy and patients who had no proven scars and with control group. By this way the act of CDUS in reflux follow-up, the relationship between the degree of reflux and presence of renal scar tried to put forward by doppler parameters. Findings: RI values were statistically significantly higher in the patient group when compared to control group. No difference was found in PI and accT values between two groups. When the patients who had unilateral VUR were compared with their normal kidneys, the RI and PI values were high significantly. RI values in high grade (grade V) reflux were significantly higher than low grade (grade I-III) reflux patients. In the reflux group who had scar were compared with reflux and no scar in DMSA, there was no statistically difference between each other in RI values. When the group of reflux with scar were compared with control group, RI values were founded too high as significantly. ROC curve analysis with scarring revealed that a discriminatory RI value of >0.705, with 85.7% sensitivity, 62.4% specificity for right kidney and >0.708, with 88.2% sensitivity, 58.1% specificity for left kidney for diagnosing renal scarring.Results: VUR can cause urinary infections, renal parenchymal damage and scar. So, early diagnosis and treatment of reflux is very important. We think that follow-up of RI values by using CDUS, which is a cheap, reproducible, without non-ionizing radiation can be helpful in reflux patients and renal scar.Key words: Vesicoureteral Reflux, Color Doppler Ultrasonography, Resistive Index.
Collections