Sultan el-Melik el-Eşref Şaban döneminde Memlûk Devleti (1363-1377)
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Memlûk Devleti'nin XXII. sultanı olan el-Melik el-Eşref Şaban, 30 Mayıs 1363 tarihinde henüz on yaşındayken Memlûk tahtına çıkmıştır. Onun döneminin en önemli özelliği saltanatının, başta kendisini tahta çıkaran Atâbek el-῾Asâkir Yelboğa el-Ömerî ve daha sonra Esendemir en-Nâsırî, Olcay el-Yûsufî gibi büyük emirlerin gölgesi altında geçmesidir. Sultan, üzerinde tahakküm kuran büyük emirlerin isyanlarını bastırmasına rağmen; Yelboğa el-Ömerî'nin öldürülmesinin ardından memlûkleri devamlı isyan ederek devlet içinde huzursuzluklara devam etmişlerdir. Yelboğa el-Ömerî'nin öldürülmesiyle yaşanan iç karışıklıkların en önemli sonucu Memlûk Devleti'nde Türk kökenli ümeranın zamanla hâkimiyetini kaybederek yerini Çerkes Memlûklere bırakmasıdır. Sultan Şaban döneminde yaşanan hadiselerin en önemlisi Haçlılar tarafından gerçekleştirilen İskenderiye baskınıdır. 1291 yılında Akka'nın Memlûkler tarafından ele geçirilmesi Haçlıların Memlûk topraklarındaki ticari faaliyatlerini sekteye uğratıyordu. Papa'nın Memlûkler üzerine düzenleyeceği Haçlı seferine büyük destek veren Kıbrıs Kralı I. Pierre de Lusignan Avrupalı devletlerden para, asker, silah yardımı alarak 8 Ekim 1365'te Cuma günü İskenderiye'yi ele geçirdi. Tarihinin en kanlı saldırılarıdan birine maruz kalan İskenderiye'de Haçlılar, sekiz gün boyunca ele geçirdikleri 5 bin esir ve pek çok ganimetle geri döndüler. Bu saldırıya karşılık olarak Sultan Şaban, Mısır ve Suriye'nin diğer bölgelerinde bulunan Hristiyanların tutuklanmasını ve yağmalanan mallarının iadesini istedi. Sultan Şaban döneminin bir diğer önemli hadisesi ise 1375 yılında Çukurova ve havalisinde hüküm süren Kilikya Ermeni Krallığı'na son verilmesidir. Her fırsatta Memlûklere karşı Haçlıları destekleyen Kilikya Ermeni Krallığı'na son verildikten sonra bu krallığa ait olan şehirler Memlûk hâkimiyetinde olmak üzere Türkmen Beyleri tarafından idare edildi. Memlûklerin Türkmenleri bu bölgeye yerleştirmekteki amacı kuzeyden gelebilecek tehlikelere karşı, kendileri korumak adına bir tampon bölge oluşturmaktı. Böylelikle Memlûk Devleti bu tampon bölge sayesinde Anadolu ile bağlantısını sağlayacak ve kuzey sınırını güvence altına alacaktı. Fakat Çukurova'nın stratejik açıdan son derece önemli olması, bölgedeki hâkimiyet mücadelelerinin devam etmesine neden oldu. Memlûkler, Ermeniler'den sonra karşılarında yeni bir güç olarak Karamanoğulları ve en önemlisi Osmanlı Devleti'ni bulmuşlar ve onlarla bölgede hâkimiyet mücedelelerine devam etmişlerdir.Tahta kaldığı süre zarfınca içeride ve dışarıda yaşanan bütün olumsuzluklara rağmen Sultan Şaban, üzerinde tahakküm kuran büyük emirleri teker teker bertaraf etmeyi başarmıştır. Haçlılarla mücadele etmiş ve ayrıca Kilikya Ermeni Krallığı'na son vererek devletin kuzey sınırını güvence altına almıştır. Böylelikle Sultan Şaban, en-Nâsır Muhammed'in torunları arasında en güçlü sultan olarak Memlûk tarihine geçmiştir. Fakat kardeşleri ve yakın akrabalarına devlet içinde ayrıcalık tanıyarak onlara bir takım imtiyazlar vermesi memlûklerinin ona karşı cephe almasına neden olmuş ve 1377 yılında çıktığı Hicaz yolculuğu esnasında Sultan Şaban katledilmiştir.Anahtar Kelimeler: Sultan Şaban, Memlûk, İskenderiye Baskını, Kıbrıs, Kilikya Ermeni Krallığı Al-Malik al-Ashraf Shaban, the XXII. Sultan of the Mamlûks succeeded to the throne on 30th of May 1363 when he was only ten years old. The prominent feature of his era was that he ruled under the influence of Atâbak el-῾Asâkir, who enthroned him and later on ruled under the influence of Yalbugha al-Omarî and important amirs like Esendemir an-Nâsırî, and Olcay el-Yûsufî. Even though the Sultan ended the riots caused by the influential amirs, the unrest in the state prevailed. This was due to the continious upheaval of mamlûks after the death of Yalbugha al-Omarî who was killed during the riots. The most significant result of the unrest caused by the death of Yalbugha al-Omarî is the gradual loss of power of the Turkish amirs to the Circassian amirs. The most significant incident of the era of Sultan Shaban is the raid of Alexandria by the crusaders. The conquest of Acrâ by the Mamlûks in 1291 had ended the trade of crusaders on the land of Mamlûks. Pierre de Lusignan I, the king of Cyprus, who gave great support to the crusade that the Pope will organize on the Mamlûks, took Alexandria on Friday, 8th October of 1365 taking money, troops and weapons aid from European states. In Alexandria, one of the bloodiest attacks of its history, the Crusaders returned with the 5 thousand captives and many spoils they had captured for eight days. In response to this attack, Sultan Shaban demanded the arrest of the Christians in other parts of Egypt and Syria and the repatriation of their plundered property.Another important incident of the time of Sultan Shaban is the ending of Armenian Kingdom of Cilicia, which ruled in Çukurova and its around in 1375. After the conquest of Armenian Kingdom of Cilicia, which supported the Crusaders against the Mamlûkes at every oppurtunity, the cities of this kingdom were resettled and ruled by Turkmenian Principalities. The Mamlûks created a buffer zone in the name of protecting themselves against the threats that the Turkmens could come from aiming north to settle in this region. Thus, the Mamlûk State would ensure its connection with Anatolia through this buffer zone and secure the northern border. But the fact that Çukurova is so strategically important has led to the continuation of the struggle for domination in the region. After the Armenians, the Mamluks found the Karamanoğulları and most importantly the Ottoman State as a new force in their encounters, and continued with them the governors of the region.In spite of all the negativity experienced both inside and outside the house during his stay on the throne, Sultan Shaban succeeded in eliminating the big orders which were dominating over each other one by one. He fought the Crusaders and also endured the Armenian Kingdom of Cilicia, securing the northern border of the state. Thus, Sultan Shaban passed on to the history of Mamlûk as the most powerful sultan among the grandchildren of en-Nâsir Muhammad. But giving his brothers and close relatives a privilege within the state and granting them some privileges led his mamlûks to take the front against him, and slaughtered Sultan Shaban during his journey to Hedjaz journey in 1377.Keywords: Sultan Shaban, Mamlûk, The Alexandrian Crusade, Cyprus, Armenian Kingdom of Cilicia
Collections