Karabalgasun örneğinde inanç kent ilişkisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Çalışmamız bir Karabalgasun'un kuruluşunda, planlanmasında, silüetinde ve gelişmesinde inancın oynadığı rolü saptama amacı taşır. Bu amaç doğrultusunda Karabalgasun kenti inanç kent ilişkisi açısından değerlendirilmiştir. Karabalgasun Türk tarihinde oldukça önemli bir kenttir. Türkler tarafından kurulmuş ilk büyük kent olması yanı sıra ilk kez bir Türk devletinin resmi din olarak bir inancı kabul etmesine şahitlik etmiştir. Kent bir yüzyıllık bir dönemde kurulmuş ve terk edilmiş olmasına rağmen saray tapınağı, saray ve konut alanlarıyla etkileyici bir arkeolojik alandır. Kent kuruluş yeri, anıtsallık ve hatta ekonomik yönleriyle inancın etkisini taşır. Şu andaki arkeolojik veriler ışığında sekizinci yüzyıla kadar Türklerin büyük bir kent kurmadıklarını görmekteyiz. Birden bire böylesi bir kent kurma isteği nereden geliyordu ve aynı zamanda devlet eliyle bir inancın kabulü ve halka yayılmasının sebepleri nelerdi? Böylesi büyük bir değişikliğin aniden ortaya çıktığını düşünmek yanlış olacaktır. Bu noktada ilk büyük Türk kenti olan Karabalgasun'un kurucularının kentlilik ve inanç ile ilgili geçmiş deneyimlerinin anlaşılabilmesi önemlidir. Bu sebeple siyasi, kültür, inanç ve yerleşiklik üzerine bir öncüller değerlendirmesi yapma gerekliliği ortaya çıkmıştır. Böylelikle ana başlığımız öncesinde Uygur siyasi tarihine kısaca değindikten sonra yerleşiklik ve inanç değişimlerini konu sınırlarımızı aşmayacak şekilde arkeolojik veriler ve tarihi belgelerle ele almaya çalıştık. İnanç kent ilişkisini Karabalgasun örneğinde ele aldığımız ana başlığımızda yine arkeolojik veriler esas alınarak öncüllerin etkileri, kent kuruluşu ve kurgusu, inanç yapıları ve ekonomiden tarıma inancın etkilerini ele aldık. Karabalgasun bize göstermektedir ki sekizinci yüzyıl öncesinde Türkleri tamamen göçer ve eski Türk inançlarına bağlı bir millet olarak görmek büyük bir hatadır. Türkler bu tarihten önce bir kısmı Budizm gibi inançları kabul etmiş ve yerleşikliği yüzyıllarca deneyimlemişlerdi. Sonuçta Karabalgasun gibi büyük bir kent ortaya çıkmış ve kendinden sonraki yüzyıllarda kurulacak Türk kentlerine şehir planı ve mimari olarak örnek olmuştu. Our study aims to determine the role of faith in the establishment, planning, silhouette and development of Karabalgasun. For this purpose, the city of Karabalgasun was evaluated in terms of the relationship between the city and belief. Karabalgasun is a very important city in Turkish history. In addition to being the first big city established by the Turks, it was the first time that a Turkish state accepted a belief as an official religion. Although the city was founded and abandoned for a century, the city is an impressive archaeological site with its palace temple, palace and residential areas. The city has the influence of faith with its location, monumentalism and even economic aspects. In the light of current archaeological data, we see that Turks did not establish a big city until the eighth century.In the light of current archaeological data, we see that Turks did not establish a big city until the eighth century. Why suddenly they felt the desire to build such a city. Why the state adopted a new belief and spread to the public. It would be wrong to think that such a big change suddenly appeared. At this point, it is important to understand the past experiences of the founders of Karabalgasun, the first major Turkish city, about urbanity and belief. For this reason, it is necessary to evaluate the premises on political, cultural, belief and settlements. Thus, after briefly touching on the Uyghur political history before our main title, we tried to deal with the changes in settlements and beliefs with archaeological data and historical documents in a way that does not exceed our limits.In the main headline we discussed the relationship between belief and city at Karabalgasun, the effects of the premises, city organization and fiction, belief structures, economy and the effects of belief in agriculture. Karabalgasun shows us that it is a great mistake to see the Turks completely nomadic and depending on the old Turkish beliefs before the eighth century. Before this date, some Turks had accepted beliefs such as Buddhism and had experienced the settlements for centuries. As a result, a big city like Karabalgasun emerged and became a model as a city plan and architectural for the Turkish cities to be established in the following centuries.
Collections