Bor ve düşük doz lazer uygulamalarının distraksiyon osteogeneziste yeni kemik oluşumu üzerine etkilerinin radyografik olarak incelenmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Distraksiyon Osteogenezis (DO), 1992 yıllından itibaren maksillofasiyal bölgedeki kemik deformitelerinde etkin bir tedavi seçeneği olarak yerini almıştır. Bu sayede kademeli olarak belli bir sürede büyük kemik hareketlendirmeleri yapılabilmekte ve aynı zamanda yumuşak dokuların da adaptasyonu için yeterli zaman sağlanmaktadır. DO' da konsodilasyon (pekiştirme) süresinin operasyondan önce tam olarak tahmin edilememesi ve 12 haftaya kadar uzayabilmesi DO' nun en büyük dezavantajı olarak görülmektedir. Ayrıca konsolidasyon süresi boyunca, operasyon bölgesi, distraksiyon apareyinin veya rezidüel kemiğin fraktürü ve enfeksiyonu gibi komplikasyonlar açısından risk altındadır. Bu yüzden son dönemde yapılan çalışmalar bu konsolidasyon süresinin kısaltılmasını hedeflemektedir. Çalışmamızda 30 adet Yeni Zelanda tavşanı bor uygulanan ve düşük doz lazer tedavisi (DDLT) uygulanan iki deney grubu ve kontrol grubu şeklinde rastgele üç eşit gruba ayrılmıştır. Genel anestezi altında tüm hayvanların sol mandibulalarına DO uygulanmış, deney grubundaki hayvanlara borik asit oral gavaj yolu ile verilmiş ve DDLT uygulanmıştır, kontrol grubunda ek bir uygulama yapılmamıştır. Operasyon sonrası 5 günlük latent dönemi takiben günlük 1 mm olacak şekilde sonraki 7 günde toplam 7 mm distraksiyon yapılmıştır. Tüm üç gruptan beşer adet tavşan ameliyattan sonra 3. haftada ve yine beşer adet tavşan ameliyattan sonraki 6. haftada sakrifiye edilmiştir. Distraksiyon sahasında oluşan kemik radyografik ve histomorfometrik olarak değerlendirilmiştir. Primer amacımız borik asidin (BA) DO ile yeni oluşan kemik üzerindeki etkilerinin değerlendirilmesidir. Borik Asit (BA) çeşitli endüstri ve tüketim ürünlerinde büyük ölçüde kullanılan suda çözünen bir organik asittir. BA farmakokinetiği hayvanlarda ve insanda incelenmiştir. BA oral girdileri bütün memelilerde kolaylıkla ve tam olarak emilmektedir ve dolaşıma geçen BA, pasif difüzyonla vücudun bütün bölgelerine dağılmaktadır. Bu dağılımla birlikte borun kemiklerdeki konsantrasyonu kandakinin 4 katı kadar fazlasına ulaşmaktadır. Çalışmamızda bor ve DDLT uygulamasının, yeni oluşan kemiğin rejenerasyon hızına ve kemik kalitesine etkilerinin karşılaştırmalı olarak değerlendirilmiştir. Sonuçlara göre DO esnasında uygulanan sistemik borun kemiğin mineralizasyonunu lazer ve kontrol gruplarına göre hızlandırdığı belirlenmiştir. Ayrıca bor gruplarındaki uzun ve kısa dönem sonuçlarının neredeyse birbirine yakın çıkması konsolidasyon dönemini kısaltabileceğini dolayısı ile tedavi süresini de azaltabileceğini düşündürmektedir. Bu nedenle yapılan çalışma sonuçlarına göre dünya rezervlerinin yaklaşık %70' ine ev sahipliği yapan ülkemizdeki borun tıpta ve dişhekimliğinde önemli bir yeri olan DO' da ki konsolidasyon süresini azaltması ve buna bağlı oluşabilecek muhtemel komplikasyonları azaltması umut vaadedici görünmektedir. DO has been used since 1992 to overcome these problems and correct the deformities on maxillofacial region efficiently. Thus, large bone movements can be done gradually and the soft tissues are given enough time to adapt concurrently. The most important disadvantage of DO is that the consolidation period can not be predicted before DO and it can be lasted about 12 weeks. Additionally, the operation field is at risk of fracturing the distraction appliance or residual bone and infection during the consolidation period. Therefore, the consolidation period should be shortened.30 New Zealand rabbits divided into three groups randomly, 10 of which will be the boron group, 10 of which Low Level laser Treatment (LLLT) group and the remaining ones fulfilled controls for this study. Under general anesthesia, all animals were undergoing unilateral (left) mandibular lengthening via DO. In the experimental groups, animals (n=7) were received boric acid, LLLT and the control group animals are going to be kept without any additional procedure. After 5 days latent period, distraction was done daily 1 mm and totally 7 mm at day 7. Five rabbits from all of three groups (totally 15 rabbits) were sacrificed at the week 3 and remaining rabbits of all groups were sacrificed at the week 6. Mandibles of rabbits were dissected to examine histomorphometricaly and radiologically.The aim of this study is to evaluate the effect of boron on the new forming bone during DO in rabbits. Boric Acid (BA) is a highly water- soluble inorganic acid that is widely used in variety of industrial processes and consumer products. The pharmacokinetics of BA has been studied in animals and humans. Orally administered BA is readily and completely absorbed in all mammals and absorbed BA appears to be rapidly distributed throughout the body water via passive diffusion. Following administration of BA, the concentrations of Boron in bone are four times more than those in blood. The systemic use of BA in our study aims to find and show the effect of Boron in regeneration rate and quality of new forming bone. According to the results, it was determined that application of systemic boron during DO accelerated the mineralization of bone compared to laser and control groups. In addition, the long and short term results of boron groups are close to each other may shorten the consolidation period and therefore reduce the duration of treatment. According to the results of this study, boron in our country which hosts about %70 of World reserve, seems promising to reduce the consolidation period and the possible complications that may arise in DO, which is an important treatment method in medicine and dentistry.
Collections