Diferansiye tiroid kanserlerinde KRAS ve BRAF onkogen mutasyonlarının PCR yöntemi, VEGF-C ve ICAM-1 ekspresyonlarının immünohistokimya yöntemi ile araştırılması ve bulguların klinikopatolojik verilerle karşılaştırılarak sonuçların progresyona etkisinin değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Giriş ve Amaç: Tiroid karsinomları en sık görülen endokrin malignensilerdir. Papiller ve folliküler karsinomların (iyi diferansiye karsinomlar) tanısında ve prognozlarının belirlenmesinde moleküler belirteçler gittikçe artan sıklıkta kullanılmaktadır. Bu karsinomların patogenezinde sinyal yolaklarının anahtar elemanlarını kodlayan KRAS ve BRAF genlerinde oluşan değişimler temel rol oynamaktadır. VEGF-C lenfanjiogeneziste önemli olan bir büyüme faktörü ve ICAM-1 bir adezyon molekülüdür. Her iki molekülün de tümör yayılımı ve prognozla ilişkili olduğunu destekleyen pek çok çalışma vardır. Bu çalışmada diferansiye tiroid karsinomu olgularında KRAS, BRAF mutasyonlarının varlığını ve VEGF-C ve ICAM-1 ekspresyonlarını araştırmayı, tüm sonuçların klinik verilerle ilişkisini ve prognostik önemlerini belirlemeyi amaçladık. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya 2005-2010 yılları arasında diferansiye tiroid karsinomu tanısı alan 94 olgu alınmıştır. Parafin bloklardan kesitler hazırlanarak, immunohistokimyasal yöntem ile VEGF-C ve ICAM-1 antikorları uygulanmıştır. PCR yöntemi ile KRAS ve BRAF mutasyonları değerlendirilmiştir. Bulgular, olguların klinikopatolojik özellikleri (yaş, cinsiyet, histolojik subtip, evre, lenfovasküler ve kapsüler invazyon, multifokalite) ile karşılaştırılmış ve prognoza etkileri istatistiksel olarak analiz edilmiştir. Bulgular: Toplam 94 diferansiye tiroid karsinomunun 74'ü papiller, 20'si folliküler karsinomdur. Olguların ortalama yaşı 49,2±11,6'dır. VEGF-C ekspresyonu ile lenfovasküler invazyon (p=0,042) ve lenf nodu metastazı varlığı (p=0,036) arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptanmıştır. ICAM-1 ekspresyonu ile tiroid kapsül invazyonu ve multifokalite arasında anlamlı ilişki saptanmıştır (sırayla p=0,013, p=0,016). KRAS mutasyonu olguların 72'sinde, BRAF ise tümünde çalışılmıştır. Olguların %15,3'ünde KRAS mutasyonu, % 36,1'inde BRAF mutasyonu pozitif saptanmıştır. Hastalıksız sağ kalım oranı; VEGF-C (p=0,027) ve ICAM-1 (p=0,031) ekspresyonları saptanan ve KRAS (p=0,050), BRAF (p=0,008) mutasyonları pozitif olan gruplarda, mutasyon ve ekspresyon saptanmayan gruplara göre daha düşük bulunmuştur. Sonuç: Son yıllarda diferansiye tiroid karsinomlarında moleküler belirteçlerin ve gen mutasyonlarının belirlenmesi, hasta yönetimi ve hedefe yönelik tedavilerin planlanmasında önem kazanmıştır. Çok basamaklı karsinogenezis şemasında yer alan ve çalışmamızda kullanılan VEGF-C ve ICAM-1 moleküllerinin ekspresyonlarının saptanması, KRAS ve BRAF mutasyonlarının varlığı prognozun belirlenmesinde, hastaların cerrahi tedavi yönetiminin ve sonrasında kişiye yönelik tedavilerin planlanmasında önemli rol oynayabilir. Ancak bu konu ile ilgili daha geniş hasta serileri ve daha uzun takip süreleri ile planlanacak çalışmalara gereksinim halen devam etmektedir. Introduction and the Objective: Thyroid carcinomas are the most common endocrine malignancy. Molecular markers are being used with increasing frequency for the diagnosis of papillary and follicular carcinomas (well-differentiated carcinomas) and in determining the prognosis. KRAS and BRAF genes variations that encode key elements in the signalling pathways play major roles in the pathogenesis of these carcinomas. VEGF-C is an important growth factor in lenfangiogenezis and the ICAM-1is an adhesion molecules. There are several studies which prove that both molecules are related with tumor invasion and prognosis. In this study, we aimed to determine the presence of KRAS, BRAF mutations and VEGF-C and ICAM-1 expressions in the differentiated thyroid carcinomas and the relationship of all results with the clinical datas and prognostic significance.Materials and Methods: Ninetyfour cases diagnosed as differentiated thyroid carcinomas between the years 2005-2010 have been included to the study. Sections prepared from paraffin blocks and then applied ICAM-1 and VEGF-C antibody with immunohistochemical method. KRAS and BRAF mutations were evaluated with PCR method. The findings were compared with the clinicopathologic features (age, sex, histologic subtype, stage, lymphovascular and capsular invasion, multifocality) of the patients and their effects to the and prognosis were analysed statistically. Results: A total 74 of 94 differentiated thyroid carcinomas are papillary and 20 of 94 are follicular carcinomas. The median age of the patients was 49.2 ± 11.6. Statistically significant relationship was detected between VEGF-C expression and lymphovascular invasion (p = 0.042) and the presence of lymph node metastasis (p = 0.036). Significant relationship was observed between ICAM-1 expression and thyroid capsule invasion and multifocality (respectively p = 0.013, p = 0.016). KRAS mutations worked in 72 of the cases, while BRAF worked in all of them. 15.3% of the cases was detected as positive for KRAS mutation and 36.1% of the cases was positive for BRAF mutation. Disease free survival rate was found lower in the groups diagnosed with positive VEGF-C (p = 0.027) and ICAM-1 (p = 0.031) expression and KRAS (p = 0.050) and BRAF (p = 0.008) mutations than the groups were not diagnosed with mutation and expression. Conclusion: Identifying molecular markers and gene mutations in differentiated thyroid carcinomas is gained the importance for patient management and in the course of planning targeted therapy, in recent years. To determine VEGF-C and ICAM-1 molecules expressions and the presence of KRAS and BRAF mutations which used in our study and take part in multistep carcinogenesis scheme could be play important roles for determining of prognosis, management of surgical procedures and then planning of individualized therapy. However, larger patient series and studies planned with longer follow-up periods about this subject are still needed.
Collections