Gerçekçi kuram bağlamında Bela Tarr Sineması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Sinemada imaj üretimi konusunda gerçekçi ve biçimci olmak üzere iki kuram öne çıkmaktadır. Biçimci kuramcılardan Eisenstein ve Kuleshov sinemada anlam inşasının kurgu ile oluşturulacağını savunurken, gerçekçi film kuramının iki önemli ismi olan Bazin ve Kracauer, görüntünün çıplak gücüne inanmaktadır. Sinemanın gerçekle olan doğrudan ilişkisi ekseninde diğer sanatları aştığını belirten bu iki kuramcıya göre sinema, gerçek hayata en fazla yaklaşan sanattır. Kracauer'in gerçeklik aynlayışı belgesel sinemaya yakınken Bazin, Kracauer'den farklı olarak pek çok gerçeklik olduğunu belirtir ve sinemanın ham maddesinin gerçeğin bizatihi kendisi değil, gerçekliğin bıraktığı izler olarak görmektedir. Gerçekçi film düşüncesine göre gerçekliğin bıraktığı izlere ulaşmada zamanın ve uzamın doğal akışı kesintiye uğratılmamalıdır. Bu çerçevede montajın izleyiciyi manipüle eden yapay müdahalesi yerine izleyiciyi daha özgür bırakan doğal kurgu, zamanı ve mekânı parçalamaksızın gösteren plan sekans tercih edilmelidir. Gerçekçi sinema dilinde izleyiciyi çoğunlukla düşünsel bir katılıma davet eden, bakışlarını yönlendirmeyen ve zamanı, mekânı parçalamadan anlatıda bütünlük sağlayan plan sekans yani uzun çekim kullanımı oldukça önem taşır. Gerçekçi film kuramı ve plan sekans kullanımı arasındaki bu derin ilişkiden hareketle bu çalışmada Bela Tarr sinemasına odaklanıldı. Bela Tarr'ın sinema dilinin gerçekçi sinema diline yakın olduğu varsayıldı. Kapsam ve sınırlılık ekseninde gerçekçi kuramın alan derinliği ve plan sekans gibi teknik kullanımına yönelik önemli veriler sunacağı varsayılan Şeytan Tangosu (Satantango, 1994), Karanlık Armoniler (Werckmeister Harmonies, 2000) ve Torino Atı (The Turin Horse, 2011) filmi çalışmanın araştırma nesnesi olarak belirlendi. Kare kare film analizi yöntemi ile plan sekansların kullanımı ve inşa edilmeye çalışılan anlam çözümlendi.Anahtar Kelimeler: Sinema, Gerçekçi Film Kuramı, Bela Tarr There are two theories about image production in cinema, realistic and formal. While Eisenstein and Kuleshov, one of the formalist theorists, argue that the construction of meaning in cinema will be created by fiction, Bazin and Kracauer, two important names of realistic film theory, believe in the bare power of the image. According to these two theorists, who stated that cinema surpasses other arts in its direct relation with reality, cinema is the art that comes closest to real life. While Kracauer's separation of reality is close to documentary cinema, Bazin states that, unlike Kracauer, there are many realities and he sees the raw material of cinema as the traces left by reality, not the reality itself. The natural flow of time and space should not be interrupted in reaching the traces left by reality, according to the idea of realistic film. In this context, natural fiction and plan sequences should be preferred. In realistic cinema, the use of plan sequences, which often invite the audience to an intellectual participation, does not guide their gaze, and provides wholeness in the narrative, is very important. Based on the relationship between realistic film theory and the use of plan sequences, this study focused on Bela Tarr cinema. Bela Tarr's language of cinema was considered to be close to the realistic language of cinema. Satantango, Werckmeister Harmonies and The Turin Horse film, which is thought to provide important data on the use of plan sequences, was determined as a research object of the study. Using the frame by frame film analysis method, the use of the plan sequences was examined and the generated meaning was analyzed.Key Words: Cinema, Realistic Film Theory, Bela Tarr
Collections