Pankreasın intraduktal papiller müsinöz neoplazilerinin yönetimi ve takip sonuçları
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
AMAÇ. Görüntüleme yöntemlerindeki ilerlemeler ile doğru orantılı olarak pankreasın intraduktal papiller müsinöz neoplazileri (İPMN) günümüzde daha sık tanı almaktadır. İPMN'lerin farklı özelliklerine göre takip ve tedavileri değişkenlik gösterebilmektedir. Çalışmamızda non-operatif olarak takip edilen İPMN tanılı hastaların özellikleri ile takip sonuçlarını incelemeyi amaçladık. GEREÇ VE YÖNTEM. Gözlemsel, tanımlayıcı nitelikteki klinik çalışmamıza İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Kliniği'nde Ocak 2013 – Aralık 2019 tarihleri arasında MR görüntüleme bulgularıyla İPMN tanısı konularak takip edilen hastalar dahil edildi. Hastaların demografik verileri, klinik bulguları ve görüntüleme sonuçları retrospektif olarak incelendi. Hastaların varsa ikincil primer maligniteleri, diyabet ve hipertansiyon varlığı ve diğer komorbid hastalıkları kayıt altına alındı. Takip süreçleri, takip süreleri, en son ölçülen güncel serum CA19-9 ve CEA değerleri ayrıca kayıt edildi. Tanı anındaki MR görüntüleme bulguları ve takip süresince yapılan son MR görüntülemesi tek radyolog tarafından yeniden değerlerlendirilerek kayıt edildi. Hastaların ilk başvuru ve son takip bulguları karşılaştırılarak istatistiksel analiz yapıldı.BULGULAR. Çalışmaya dahil edilen 51 hastanın %49.0'u (n=25) kadın, %51.0'i (n=26) erkek olup ortalama yaş 65.41±12.02 (aralık: 40-87) hesaplandı. Olguların ortalama takip süresi 39.49±18.16 (aralık: 8-82) ay idi. İPMN'lerin %88.2'si (n=45) yan dal, %11.8'i (n=6) miks tip olarak saptandı. Tek lezyon oranı %31.4 (n=16) iken birden çok lezyon oranı %68.6 (n=35) olarak bulundu. Olguların ilk görüntülemedeki lezyon çapları ortalama 14.98±9.53 mm; son görüntülemedeki lezyon çapları ortalama 16.27±11.39 mm hesaplanmış olup ilk ve son görüntülemedeki lezyon çapları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmadı (p>0.05). Takip süreleri boyunca hiçbir hastada progresyon izlenmedi. Ancak hastalar CA19-9 değerine göre yüksek (n=7, %13.7) ve normal (n=44, %86.3) olarak gruplandırıldığında, CA19-9 değeri normal aralıkta olan grupta ilk görüntülemeye göre son görüntülemede lezyon çapları açısından anlamlı bir değişim saptanmazken (p>0.05); CA19-9 değeri yüksek olan grupta lezyon çaplarında ortalama 2.86 mm'lik artış istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p<0.05). Çalışma grubundaki hastaların hiçbirinde progresyon veya malignite gelişimi izlenmedi. Çalışmamızdaki olguların %76.5'inde (n=39) komorbid hastalıklar bulunduğu, %25.5'inde (n=13) ise ikincil primer malignite varlığı gözlendi.SONUÇ. Güncel kılavuzlara uygun olarak kliniğimizde takip edilen ve malign özellikler göstermeyen İPMN olgularının hiçbirinde progresyon izlenmedi ve malignite düşündüren bulgular gelişmedi. Ancak serum CA19-9 değeri yüksek olan hastalarda, normal düzeyde olan hastalara göre çap artışı anlamlı derecede yüksek bulundu. CA19-9 değeri yüksek olan hastalarda malign transformasyon riski daha yüksek olduğu için takip aralığının daha kısa tutulması, gereğinde cerrahi müdahalenin gözden geçirilmesi gerektiği; diğer yandan CA19-9 değeri normal olan ve malignite özellikleri göstermeyen hastaların güvenle takip programlarına alınabileceği düşüncesindeyiz. Anahtar Kelimeler: intraduktal papiller müsinöz neoplazi; yönetim; takip; pankreas; pankreasın kistik neoplazileri. OBJECTİVE. As a result of improvements in imaging techniques, intraductal papillary mucinous neoplasms (IPMN) of the pancreas are more frequently diagnosed nowadays. Follow-up and management can vary according to the different characteristics of IPMNs. In our study, we aimed to examine the characteristics and follow-up results of patients diagnosed with IPMN, who followed non-operatively.MATERIAL AND METHOD. Patients who were followed up with the diagnosis of IPMN, who have been diagnosed with MRİ findings, between January 2013 - December 2019 at Istanbul Medeniyet University Göztepe Training and Research Hospital Clinic of General Surgery were included in our observational, descriptive clinical study. The demographic data, clinical findings and imaging results of the patients were analyzed retrospectively. Second primary malignancies, diabetes, hypertension and other comorbid diseases of patients were recorded. The follow-up processes, follow-up period and the latest measured serum CA19-9 and CEA values were also recorded. MR imaging findings at the time of diagnosis and the last MR imaging findings during follow-up were reevaluated by a single radiologist and recorded. The statistical analysis was performed by comparing the first and the last follow-up findings of the patients.RESULTS: Of the 51 patients included in the study, 49.0% (n=25) were female and 51.0% (n=26) were male and the mean age was 65.41±12.02 (range:40-87). The mean follow-up period was 39.49±18.16 (range:8-82) months. 88.2% (n=45) of the IPMNs were branch duct type , and 11.8% (n=6) were mixed type. Single lesion rate was 31.4% (n=16), while multiple lesion rate was 68.6% (n=35). The mean lesion diameter in the first imaging was calculated as 14.98±9.53 mm while the mean lesion diameter in the last imaging was calculated as 16.27±11.39 mm, and there was no statistically significant difference between the lesion diameters in the initial and final imaging (p>0.05). No progression was observed in any patient during the follow-up period. However, when patients were grouped as high (n=7, 13.7%) and normal (n=44, 86.3%) according to CA19-9 values, while there was no significant change in lesion diameters in the group with CA19-9 value within the normal range (p>0.05) in the group with high CA19-9 value, an average increase of 2.86 mm in lesion diameters between the last imaging compared to the first imaging was found statistically significant (p<0.05). None of the patients in the study group developed progression or malignancy. Comorbid diseases were found in 76.5% (n=39) of the patients in our study, and second primary malignancy was observed in 25.5% (n=13) of the cases.CONCLUSION. No progression was observed in any of the IPMN patients who were followed up in accordance with the current guidelines in our clinic and none of them show malignant features, or any findings suggesting malignancy. However, in patients with high serum CA19-9 value, the diameter increase during follow up was found significantly higher than in patients with normal levels. İn our opinion, since the risk of malignant transformation is higher in patients with a high CA19-9 value, the follow-up interval should be kept shorter and surgical intervention should be revised if necessary; On the other hand, patients with normal CA19-9 value and who do not show malignant features can be safely included in follow-up programs.Keywords: intraductal papillary mucinous neoplasms; management; surveillance; pancreas; cystic neoplasies of pancreas.
Collections