Mustafa Kutlunun hikayelerinde yabancılaşma psikolojisini içeren yapılar ve bu yapıların analizi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Çeşitli alanlarda farklı anlamlara gelebilecek şekilde kullanılan yabancılaşma, insanlık tarihi kadar eski bir kavramdır. İlk kez ?Eski Sözleşme? de puta tapma şeklinde ortaya çıkan yabancılaşma kavramı bireyin kendi etkinliği sonucu, kendi ürününden, emeğinden, ortaya koyduğu nesnelerden, doğadan ve en sonunda kendinden uzaklaşama süreci olarak tanımlanabilir. Özellikle sanayi devrimi ile birlikte değişen ve dönüşen dünyada makine ve teknoloji, bireyin hayatında fazla yer almaya başladı. Önceleri bireyin hizmeti için üretildiğine inanılan teknolojik araçlar, zamanla bireyin kontrolünden çıkıp bireye hükmeder hale geldi. Hayatın her aşamasında karşımıza çıkan makineler, teknolojik araçlar her ne kadar maddi bir rahatlama sağladıysa da manevi açıdan bireyden çok şey alıp götürdü. İşte bu da çağımızın en büyük sorunu olan yabancılaşmayı beraberinde getirdi. 1960?tan sonra değişen ve dönüşen Türk toplumunda yabancılaşma temel bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Sanayileşme, köyden kente göç, kırsal kesmin yok olması, bireylerin eski ve yeni arasında gidip gelmesi, kendi ?ben? inden, fıtratından uzaklaşması ve kendisiyle çatışır hale gelmesi yabancılaşmayı doğuran en önemli faktörlerdir. Sön dönem önemli öykücülerimizden olan Mustafa Kutlu?da yabancılaşma sorunu önemli bir konudur. Bu yüzden Kutlu hemen hemen bütün öykülerinde bu sorunu dile getirmiştir. Geleneksel anlatım tekniklerinden kopmadan modern anlatım tekniklerini de kullanarak yabancılaşma olgusunu anlatan Kutlu, halk edebiyatının bütün unsurlarından -atasözü, deyim, türkü, bilmece- faydalanır. Halk hik?yeciliği anlatım tekniğini de kullanan Kutlu, eserlerinde yabancılaşmanın karmaşıklığına, dolambaçlığına inat sade, doğal, basit ve kısa cümleler kullanarak eserlerini oluşturmuştur.Anahtar Sözcükler: Yabancılaşma, Mustafa Kutlu, Söz dizimi, Mustafa Kutlu?nun Eserlerinde Yabancılaşma Alienation that is used in various meanings in different fields has been a term as old as humanity history. Alienation, which meant `idolatry` in the old-testament, can be described as distancing from own product, effort, nature, and finally from his own existence as a consequence of individual's own activities. Machinery and technology has began to take up a major place in human life in changing world especially together with the industrial revolution. In time, technological equipments once believed to be produced for the human service has taken out of human control and came to be a hegemony over human. In every phase of the life, however pecuniary comfortableness the machineries and technological equipments have provided, they have spiritually taken away many thing from the human. That has brought the biggest problem of today, alienation, with itself. Alienation gets out as a basic problem in changing Turkish community as from 1960s. Industrialization, emigration from rural to urban, disappearing of rural population, fluctuation of the individual between new and old, distancing from his own existence, and conflict of the individual with oneself are among the most important factors that leads to alienation. Alienation problem in Mustafa KUTLU's narratives-who is a prominent authors of recent times- is a salient issue. Therefore, Kutlu stated that problem almost in all his works. Kutlu, who speaks of alienation by using modern telling techniques without detaching traditional telling techniques, takes benefits of all public literatures like proverb, idiom, ballad, and riddle. Kutlu who also used public narration technique created his works by using plain, natural, simple and short sentences in contrary to complication of alienation.Key Words: Alienation, Mustafa Kutlu, Syntax, Alienation in Mustafa Kutlu?s works
Collections