Osmanlılar`da Şurût ilmi: Ali Haydar Efendi örneği
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
İslâm'ın ilk dönemlerinden itibaren uygulanan hukukî işlemlerin yazıya geçirilmesi faali-yeti, ilerleyen dönemlerde müstakil bir ilim dalının konusu haline gelmiştir. `İlm-i şurût` olarak isimlendirilen bu ilim dalı füru' fıkıh kitaplarında kitabü'ş-şurût başlığı altında incelenirken hicri üçüncü asırdan itibaren ilm-i şurûta dair müstakil eserler yazılmaya başlanmış ve bu konuda geniş bir literatür oluşmuştur. Belgeleme ilmi diyebileceğimiz şurût ilmi günümüzdeki noterlik müessesesinin İslâm hukukundaki adıdır. Osmanlı dö-neminde yazılan şurût eserlerine `sak mecmuaları` şurût ilmine de `sukûk ilmi` adı ve-rilmiştir. Sukûk ilmi Ali Haydar Efendi'nin yaşadığı dönemde `Tatbikat-ı Şeriyye` adını almıştır. Osmanlı döneminde telif edilen sak mecmualarını önceki dönem şurût eserlerin-den ayıran temel özellikler, sak mecmualarında şurût ilminin teorik tartışmalarına, belge düzenlenen meselenin fıkhî hükmü ile ilgili farklı görüşlere yer verilmemesi ve belgelerin dilinin Türkçe'ye dönüşmesidir. İlk örnekleri Arapça olan sak mecmualarının dili mah-kemelerde belgelerin Türkçe tanzim edilmeye başlamasıyla Türkçe'leşmiştir. Arapça'dan Türkçe'ye geçiş döneminde her iki dilde yazılan belgelere de yer verilmesi belgelerin uzunluklarının artmasına neden olmuştur. Bu dönemde yazılan eserlerde ağırlıklı olarak ilâm ve hüccetlere yer verilmiş, konuların tasnifinde farklı sıralamalar tercih edilmiştir. Bazı eserlerde fıkıh kitaplarının bölüm başlıklarına uyulmuş bazılarında ise farklı bir yol takip edilmiştir. Sonuç olarak bu çalışmada şurut ilminin tarihî gelişimine kısaca yer ve-rildikten sonra Osmanlılar döneminde şurut ilmi, ayrıntılı bir şekilde Tanzimat öncesi ve sonrası olmak üzere iki ayrı döneme ayrılarak anlatılacak, örnek olarak da Ali Haydar Efendi'nin eserleri incelenecektir. The practice of writing down the legal transactions since the early period of Islam sub-sequently becomes a subject of an independent science, the so called science of stipula-tions (ilm al-shurut). It first seems to be discussed under the title of ` kitabü'ş-şurût` in fiqh books but since the third century Hijri, a great literature of ilm al-shurut has emer-ged with the independent written works on it. Ilm al-shurut is the science of documenta-tion, that is, it represents the notarial science in Islamic law. The shurut works written in the Ottoman period are called `sak mecmuas` and also the science is called `ilm al-sukuk` During the period of Ali Haydar Efendi, `ilm al-sukuk` prevails under the title of `tatbikat-ı şerʿiyye.` The sak mecmuas of the Ottoman period mostly differ from the previous shurut works in offering neither theoretical discussions of ilm al-shurut nor dif-ferent ideas about certain fiqh provisions and also in adopting Turkish as the language of documentation. The language of sak mecmuas, the first examples of which have been written in Arabic, changes into Turkish as the judicial documents start to be arranged in Turkish. In the period of transition from Arabic to Turkish, providing documents in both languages extends the size of them. In this period, `ilams and hüccets` mostly take place in the written works and a different method is applied in the classifiction of subjects. While some works adopt the same chapter titles of fiqh books, some others follow a different way.Finally, this study briefly mentions the historical development of ilm al-shurut with particularly that in the Ottomans through examining the two eras - divided as pre- and post-Tanzimat - in detail with reference to the works of Ali Haydar Efendi.
Collections