Konik ışınlı bilgisayarlı tomografi ile antral septaların prevelans, lokalizasyon ve uzunluklarının değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Günümüzde total yada parsiyel dişsizliğin tedavisinde osseoentegre implantların kullanımı oldukça yaygınlaşmıştır. Maksillar posterior bölgedeki anatomik oluşumlar bu bölgeye planlanan operasyonları oldukça karmaşık hale getirmektedir. Maksillar sinüsün sarkması, maksillanın atrofisi sonucu oluşan yetersiz kemik hacmi nedeni ile bu bölgelere herhangi bir müdahale yapmadan implant yerleştirilmesi neredeyse imkansızdır. İmplant uygulaması için gerekli olan vertikal kemik miktarının arttırılması için sinüs tabanının yükseltilmesi ve greftlenmesine ihtiyaç vardır. Sinüs taban elevasyonu dental implant uygulamasını mümkün kılan, interark mesafesinde azalmaya sebep olmayan, vertikal kemik mesafesini arttırmayı amaçlayan maksillar sinüsün internal yükseltilmesidir. Maksillar sinüs ogmentasyonunun en sık gözlenen komplikasyonu sinüs membranının perforasyonudur. Bu komplikasyon sıklıkla taban elevasyonu sırasında maksillar sinüste varolan septalarla ilişkilidir. Maksillar posterior bölgeye yapılacak olan bütün cerrahi müdahaleler için maksillar sinüsün anatomisinin ve olası anatomik varyasyonlarının çok iyi bilinmesi gerekmektedir. Hastanın morfolojik durumunun iyi bilinmesi invaziv bir cerrahinin planlanmasına ve komplikasyonların önlenmesine yardımcı olur. Maksillar sinüs septasının prevelansı toplumlar arasında değişiklik gösterir. Şimdiye kadar bu konu hakkında Ortadoğu da yaşayan insanlar için yeterli sayıda çalışma yayınlanmamıştır. Bu çalışmanın amacı Dicle Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Periodontoloji bölümünde, konik ışınlı bilgisayarlı tomografi görüntüleri kullanılarak septa uzunlukları, sayıları, insidansı ve lokasyonları hakkında bilgi vermektir. Bu çalışma Kasım 2012- Şubat 2015 tarihleri arasında Dicle Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinde konik ışınlı bilgisayarlı tomografi çektiren hastaların görüntüleri üzerinde yapıldı. Maksillar sinüsünde patoloji saptanan hastalar çalışmaya dahil edilmedi. Uzunluğu 2 mm' den az olan septalar çalışmadan çıkarıldı. Toplam 539 hastanın görüntüsü retrospektif olarak değerlendirildi. Hastaların yaşlarının ortalaması 35,95 ± 18,10 olarak hesaplandı. Septa görülme sıklığının cinsiyetler arasında değişmediği gözlemlendi. Septaların lokalizasyonlarının değerlendirilmesi maksillar sinüs 3 bölüme ayrıldı. 1. ve 2. premolar bölgesi anterior bölge, 1.ve 2. molar bölgesi medial bölge, 2. moların distali ise posterior bölge olarak belirlendi. Medial bölgedeki antral septalar (70,9% [105/148]) oranında, anterior antral septalar (11,4 % [17/148]) oranında, posterior septalar ise (17,5 % [26/148]) oranında saptandı. Uzunlukları ise sırasıyla medial, anterior ve posteriorda sırasıyla; 6,53 ± 3.92 mm, 6,15 ± 4,83 mm ve 8,56 ± 8,54 mm olarak hesaplandı. Bizim çalışmamızda septaların prevelansı ve uzunlukları açısından önceki çalışmalarla benzer sonuçlar ortaya çıkarmasına rağmen, çalışmamızda medial septa prevelansı önceki çalışmalardan daha yüksek çıkmıştırdaha yüksek çıkmıştır. Maksillar sinüs septalarının yüksek oranlarda var olması, maksillar sinüs ogmentasyonu öncesi bölgenin medikal olarak görüntülenmesini zorunlu kılmaktadır. Osseointegrated oral implants are widely used to restore total or partial edentulism. İmplant placement in the posterior maxilla is often complicated due to the insufficient bone volume caused by atrophy of the maxillae and pneumatization of the maxillary sinus. The sinus floor elevation is an internal augmentation of the maxillary sinus, which is intended to increase the vertical bony dimension in the lateral maxilla in order to make the use of dental implants possible. The most common complication of sinus floor elevation procedures is the perforation of the Schneiderian membrane. This typically consists during the membrane elevation, and it is associated with the presence of antral septa. All these surgical interventions in the posterior maxillary region require detailed knowledge of maxillary sinus anatomy and possible anatomical variations. Detailed knowledge of the patient's morphological conditions allows exact planning of invasive surgery and helps to avoid complications. The prevalence of the sinus septa differs between populations. Until now, no enough information concerning the Middle East population has been published. The aim of this study was to examine the incidence, count, height and location of antral septa using Cone beam computer tomographi (CBCT) findings in the Department of Periodontology of Dicle Universty. This study was based on the analysis of CBCT images for posterior maxilla which were obtained from patients who visited Dicle University Dental Hospital during the period of November 2012 to February 2015. With the exclusion of cases presenting any pathological changes, 539 patients were retrospectively analyzed. The average age of the patients was 35,95 ± 18,10. The prevalence of septa was not significantly different between males and females. Maxillary sinus septa of less than 2 mm were not taken into consideration. The location of septa was also divided for analysis into 3 regions: the anterior (1st and 2nd premolar), middle (1st and 2nd molar) and posterior (behind 2nd molar) regions. Antral septa were found in the middle (70,9% [105/148]), anterior (11,4 % [17/148]), and posterior parts (17,5 % [26/148]). The mean heights of septa were 6,53 ± 3.92 mm, 6,15 ± 4,83 mm and 8,56 ± 8,54 mm in medial, anterior and posterior parts of maxillary antrum, respectively. In the present study, the prevalence and heights of septa is in the top third values published same in the literature. However we found medial septa prevelance is high from literature. This high prevalence indicates that medical imaging of the sinus is mandatory prior to sinus floor augmentation procedures, and may impact the sinus membrane elevation procedures.
Collections