Asemptomatik sağlıklı gönüllülerde kardiyak MRG ile sağ ventrikül myokardiyal yağ araştırılması: Cinsiyet, yaş ve vücut-kitle indeksi ile ilişkisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Amaç: Birçok patolojiye eşlik edebilen intramyokardiyal yağ bulgusunun, kardiyak patolojisiolmayan sağlıklı bireylerdeki oranını ve obezite, cinsiyet gibi faktörlerle ilişkisini ortayakoymayı amaçladık. Gereç ve Yöntem: Kardiyak patolojisi veya semptomu bulunmayan, 18-65 yaş arası 107 olgu sağ ventrikülermyokardiyal yağ varlığı açısından incelendi. Tüm olgulara Siemens Avanto 1,5 T cihazı ileEKG tetiklemeli kardiyak manyetik rezonans (MRG) görüntülemesi yapıldı. T1Aincelemelerde hiperintens yağ infiltrasyonu saptanan segmentlerde doğrulamak amaçlı 5 mmkesit kalınlığı ile T1A yağ baskılı görüntüler alındı. Her olgu myokardiyal yağ varlığı, tutulan segment sayısı, segmentlerin sıklığı, eşlik edendiskinezi varlığı açısından değerlendirildi. Sağ ventrikül end diyastolik ve sağ ventrikül çıkımyolu (RVOT) çapları, ejeksiyon fraksiyonu ölçüldü. Elde edilen bulgular ile cinsiyet, yaş vevücut-kitle indeksi arasındaki ilişki araştırıldı. Bulgular: Toplamda 65 olguda (%60,7) intramyokardiyal yağ saptanmış olup, 42(%39,3) olgudaise yağ izlenmedi. Yağ saptanan olguların 49 u kadın, 16 sı ise erkektir. Erkek olguların%45,7 sinde yağ saptanırken bu oran kadın olgularda %68,1 e çıkmaktadır. Sağ ventrikülermyokardiyal yağ birikimi ile kadın cinsiyet arasında anlamlı pozitif ilişki mevcuttur. 34 olgu BMİ <30, 73 olgu ise BMİ >30 olan gruptadır. BMİ<30 olan grupta 13 olgudayağ saptanmış olup grubun %38,2sini oluşturmaktadır. BMİ>30 olan grupta 52 olguda yağsaptanmış olup grubun %71,2 sini oluşturmaktadır. BMİ ile sağ ventriküler intramyokardiyalyağ varlığı arasında anlamlı pozitif ilişki mevcuttur. En sık yağlanma görülen segment sırasıyla midventriküler lateral, apikoanterior,midventriküler anterior, en az yağlanmanın görüldüğü alan ise RVOT olmuştur. BMİ iletutulan segment sayısı arasındaki ilişki araştırıldığında, anlamlı ancak düşük değerde birkorelasyon tespit edilmiştir. Yağ saptanan ve saptanmayan iki grup karşılaştırıldığında sağ ventrikül ejeksiyonfraksiyonu (RV EF), sağ ventrikül end diyastolik (RV ED) çapı ve RVOT ED çapları arasındaanlamlı fark saptanmamış olup, RV ED ve RVOT ED çaplarında artış mevcut değildir. İntramyokardiyal yağ miktarı artışı ile RV EF, RV ED çapı ve RVOT ED çapları anlamlıpozitif korelasyon göstermemiştir. Sonuç: MRG ile yapılan ölçümler, BT ile yapılan ölçümlere göre otopsi çalışmalarıyla dahafazla uyumluluk göstermiş olup MRG'nin yağ saptama hassasiyetinin BT'ye üstün olduğuortaya konmuştur. Cinsiyet, BMİ, RV ED çap, RVOT ED çap ölçümleri ve EF değerleri intramyokardiyalyağ olan ve olmayan iki grup arasında karşılaştırıldığında, BMİ ve kadın cinsiyet ile yağvarlığı arasında korelasyon ve anlamlı ilişki varlığı ortaya konmuştur. Ancak ventrikülfonksiyonları arasında fark saptanmamıştır. Bu sebeple sağ ventrikül myokardiyal yağsaptanan olgularda, eşlik eden duvar hareket bozukluğu veya fonksiyonel parametrelerdebozukluk olmadığı sürece aritmojenik sağ ventriküler displazi (ARVD) veya diğer patolojikyağ infiltrasyonu sebeplerinden uzaklaşılmalıdır. Purpose: To demonstrate the relationship between right ventricular myocardial fat and gender,BMI and age in healthy and asymtomatic individuals. Materials and Methods: 107 healthy and asymptomatic subjects evaluated for right ventricular intramyocardiyalfat infiltration. ECG triggered cardiac MRI performed with Siemens Avanto 1,5 T in allsubjects. Intramyocardial T1W hyperintense fat foci confirmed with fat saturated T1Wimages. Each subject evaluated for myocardial fat, number of involved segments, most frequentinvolved segments, associated wall motion abnormalities. Right ventricular and RVOT enddiastolic diameters and right ventricle ejection fraction measured to assesment of rightventricular dysfunction. Relationship between all obtained data and gender, age and BMI wasinvestigated. Results: Intramyocardial fat was detected in 65 of 107 subjects. 49 of subjects with fat werefemale. Fat was detected %45,7 of male and %68,1 of female subjects. There is statiscallysignificant positive relationship between rihgt ventricular myocardial fat deposition andfemale gender. BMI <30 was in 34, >30 was in 73 subjects. %38.2 of BMI<30 group and %71.2 ofBMI>30 group has fat in myocardium. There is statiscally significant positive relationshipbetween right ventricular myocardial fat deposition and obesity. Fat was observed mostfrequently in midventricular lateral, apicoanterior, midventricular anterior segments, and lessfrequently seen in RVOT. There is statiscally significant positive correlation between numberof infiltrated segments and BMI. There was no difference in EF, RV ED and RVOT ED diameters between subjects withand without fat. Also RV ED and RVOT ED diameters were normal in both groups. Conclusion: Compared to CT assesment for myocardial fat content, MRI is more consistent withhistopathologic results of autopsy series. Thus, MRI is more sensitive to fat content than CT.BMI and female gender have significant positive relationship with right ventricularmyocardial fat. However, right ventricular functional measurements were normal. Therefore,in subjects with right ventricular myocardial fat, diagnosis of ARVD or other pathologic fatinfiltration causes should be avoided unless accompanied by wall motion abnormalities orfunctional impairment.
Collections