Ülseratif kolit hastalık aktivitesi ile serumda bakılan 25-hidroksi vitamin D düzeyleri arasındaki ilişki
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Giriş ve Amaç: Ülseratif Kolit (ÜK) kolonun idiyopatik inflamatuvar bir durumudur. D vitamini kemik ve mineral metabolizması için kritik öneme sahiptir ve raşitizm ile osteomalazinin önlenmesinde ve tedavisinde etkili hormon benzeri bir vitamindir. Bu çalışmada, İBH hastalarının Truelove-Witts klinik aktivite indeksi, endoskopik Rachmilewitz skoru, kanda bakılan CRP, ESH gibi inflamatuvar belirteçler ile 25(OH)D seviyeleri arasındaki ilişkinin araştırılması amaçlanmıştır. Materyal ve Metot: Çalışma retrospektif olarak planlandı. ÇOMÜ Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Gastroenteroloji ve Dahiliye polikliniklerine başvurmuş 100 hasta çalışmaya dahil edildi. Çalışmadaki hastaların demografik bilgilerinin yanısıra, hastalığın tutulum yeri, süresi, tedavisi, laboratuvar değerleri ve 25(OH)D düzeyleri retrospektif olarak önceden hazırlanan formlara kayıt edildi. ÜK hastaları Rachmilewitz endoskopik aktivite indeksine göre 33 remisyon ve 33 aktif olmak üzere iki gruba, Truelove-Witts skorlamasına göre hafif, orta, ağır hastalık olarak üç gruba ayrıldı. Kontrol grubunda, herhangi bir hastalık tanısı olmayan ve son 1 yıl içerisinde 25(OH)D kullanmayan 34 hasta çalışmaya dahil edildi. Çalışmadan elde edilen verilerin istatistiksel analizlerinde, SPSS 23.0 (Statistical Packages for Socia Sciences; SPSS Inc. Chicago, Illinois, USA) programı kullanıldı. Tüm istatistiksel analiz için, %95 güven aralığında p değeri<0,05 anlamlı kabul edildi.Bulgular: Çalışmamızda yer alan bireylerin %46'sı kadın, %54'ü erkekti. Kontrol grubundaki hastaların yaş ortalamalarının remisyon ve aktif gruptaki hastalara göre daha büyük olduğu görüldü. Yaş, boy, kilo, VKİ ile hastalık grupları arasında anlamlı ilişki saptanmadı. Çalışmadaki remisyon grubunun ortalama hastalık süresi 58,55±66,4 hafta olurken, aktif grubun ise 48,91±54,8 hafta olduğu görüldü. Bu fark istatistiksel olarak anlamlıydı. Truelove-Witts skorlamasına göre hastaların %51‟i hafif, %42'si orta ve %7'si ağır hastalık aktivitesine sahipti. EAİ düzeyleri ile laboratuvar verileri olan PLT, lenfosit, AST, ALP, Vitamin D değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde ilişki saptandı. Ayrıca Vitamin D düzeyleri ile laboratuvar verileri olan PLT, CRP, ALP, değerleri arasında anlamlı düzeyde ilişki saptandı. D vitamini ortalama değeri en yüksek Truelove-Witts'in remisyon düzeyinde görülürken, en düşük ortalama değeri Truelove-Witts'in ağır düzeyinde görüldü. Truelove-Witts'e göre ayrılan gruplar arasında vitamin D eksiklik düzeyi açısından anlamlı düzeyde ilişki saptandı. EAİ ile vitamin D arasında kuvvetli ve negatif yönde anlamlı bir ilişki bulundu. Sonuç: Çalışmamızda, ülseratif kolit hastalık aktivitesi ile serumda bakılan 25(OH)D düzeyleri için farklı hastalık şiddetinde görülen gruplar arasında anlamlı fark saptandı. Bu sonuç 25- hidroksi vitamin D düzeylerinin ülseratif kolit hastalığının aktivasyonunu değerlendirmede bir serum belirteci olarak kullanılabileceğini göstermektedir. Aynı zamanda çalışmamız ÜK hastalarının takibinde D vitamini düzeylerinin erken kontrolü ve replasmanının önemini vurgulamaktadır. Yine de bu konuda daha büyük hasta grupları ile yapılacak prospektif uygulamalara gereksinim olduğunu düşünmekteyiz. Anahtar Kelimeler: Ülseratif Kolit, 25-Hidroksi vitamin D Introduction And Aim: Ulcerative Colitis (UC) is an idiopathic inflammatory condition of the colon. Vitamin D is critical for bone and mineral metabolism and is a hormone-like vitamin that is effective in preventing and treating rickets and osteomalacia. In this study, we aimed to investigate the relationship between Truelove-Witts clinical activity index, endoscopic Rachmilewitz score, inflammatory markers such as CRP, ESR and 25(OH)D levels in IBD patients. Materials and Methods: The study was planned retrospectively. A total of 100 patients who were admitted to Gastroentereology and Internal Medicine outpatient clinics of ÇOMU Health Application and Research Hospital were included in the study. In addition to the demographic data of the patients, the site of involvement, duration, treatment, laboratory values and 25(OH)D levels were recorded retrospectively. UC patients were divided into two groups as 33 remission and 33 active according to Rachmilewitz endoscopic activity index, and three groups as mild, moderate and severe disease according to Truelove-Witts scoring system. Thirty-four patients in the control group who did not have any disease diagnosis and who did not use 25(OH)D in the last 1 year were included in the study. Data obtained from the study SPSS 23.0 (SPSS Inc. Chicago, Illinois, USA) was used for statistical analysis of the data obtained from the study. For all statistical analysis, p value<0.05 was considered significant at 95% confidence interval. Results: In our study, 46% of the patients were female and 54% were male. The mean age of the patients in the control group was older than the patients in the remission and active groups. There was no significant relationship between age, height, weight, BMI and disease groups. The mean duration of disease in the remission group was 58.55 ± 66.4 weeks and the active group was 48.91 ± 54.8 weeks. This difference was statistically significant. According to Truelove-Witts, 51% of the patients had mild, 42% had moderate and 7% had severe disease activity. A statistically significant correlation was found between EAI levels and laboratory data such as PLT, lymphocyte, AST, ALP, vitamin D. In addition, a significant correlation was found between Vitamin D levels and laboratory data such as PLT, ALP, CRP values between the groups. The mean Vitamin D was highest in the remission level of Truelove-Witts, while the lowest mean value was found in the heavier level of Truelove-Witts. There was a significant relationship between the groups seperated according to Truelove-Witts in terms of Vitamin D deficiency level. A strong and negative correlation was found between EAI and Vitamin D. Conclusion: In our study, a significant difference was found between the groups with different disease severity in terms of ulcerative colitis disease activity and serum 25-hydroxy Vitamin D levels. This result shows that 25-hydroxy Vitamin D levels can be used as a serum marker in the evaluation of the activation of Ulcerative Colitis. Our study also emphasizes the importance of early control and replacement of Vitamin D levels in the follow-up of UC patients. However, we believe that prospective studies with larger patient groups are needed. Keywords: Ulcerative Colitis, 25-Hydroxy Vitamin D
Collections