Retrograd otolog prime yönteminin kan ve kan ürünlerinin kullanımı ve hemogram değerleri üzerine olan etkisinin retrospektif olarak değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Kardiyopulmoner baypasa başlamadan önce sistem içerisindeki havayı çıkarmak amacıyla prime solüsyonu ile doldurulmalıdır. Prime solüsyonlarının kardiyopulmoner baypass kullanımı sırasında yol açtığı hemodilüsyonu engellemeye yarayan en önemli yöntemlerden biri Retrograd Otolog Prime (ROP) yöntemidir. Bu çalışmanın amacı ROP yöntemi uygulanarak hemoglobin, hematokrit değerleri ve transfüzyon uygulamaları üzerinde olumlu etkilerinin mümkün olup olmayacağını araştırmaktır. Bu amaçla, Medipol Üniversitesi Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalı'nda açık kalp cerrahisi uygulanan EuroSKORE puanı 6'dan düşük, ejeksiyon fraksiyonu %30'un üzerinde, hemotokrit değeri %25-45 arasında, altta yatan hematolojik hastalığı ve bilinen bir kanama patolojisi olmayan, ilk kez opere olacak, elektif şartlarda operasyona alınan erişkin dönem 50 hasta çalışmaya dahil edilmiştir. Hastalar 25'er kişilik iki gruba ayrılıp, kontrol grubuna KPB sırasında standart prime solüsyonu, çalışma grubuna ROP yöntemi uygulandı. Çalışmaya alınan tüm hastalara standart KPB ve perfüzyon teknikleri uygulanmıştır. ROP grubunda intraoperatif ve postoperatif kan ve kan ürünleri kullanımının ve postoperatif drenaj miktarının daha az olduğu sonucuna varıldı. The cardiopulmonary bypass circuit has to be primed before implementation for releasing the air inside the system. One of the most important techniques in order to avoid the hemodilution caused by priming solutions during cardiopulmonary bypass (CPB) is retrograde autologous priming (ROP). Fifty patients operated at Medipol University, department of cardiovascular surgery who fulfilled the criteria of Euroscore <6, ejection fraction >30%, hematocrite level between 25-45 %, without and medical history of coagulopathy or hemorrhagic disorder, being operated electively for the first time for cardiac surgery were included in the study. The patient population was divided into two groups; the control group received standart priming solution whereas the study group received the ROP technique. Standart CPB and perfusion techniques were implemented in all of the patients. Lesser amounts of intraoperative and postoperative blood and blood product transfusions as well as postoperative drainage were observed in the study (ROP) group.
Collections