Konjenital açık kalp ameliyatı yapılan pediatrik hastalarda kullanılmakta olan prime solüsyonlardaki kortizon bileşenine göre hastalarda postoperatif ve preoperatif zamanlardaki laktat seviyelerinin karşılaştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Açık kalp ameliyatı yapılan pediatrik hastalarda, kullanılmakta olan prime solüsyonlardaki kortizon bileşenine göre hastalarda preoperatif ve postoperatif zamanlardaki laktat seviyelerinin karşılaştırılması. Retrospektif olarak yapılacak olan bu çalışma ile konjenital açık kalp ameliyatı yapılan, fallot tetralojili ve ventriküler septal defektli pediatrik hastalarda, kullanılan prime solüsyonlardaki kortizon bileşenine göre postoperatif ve preoperatif olarak laktat seviyelerinin retrospektif olarak gösterilmesi hedeflenmektedir. Medipol Üniversitesi Kalp Damar Cerrahisi Hastanesi'nde konjenital açık kalp ameliyatı yapılan, pediatrik hastalar retrospektif olarak incelenmiştir. Çalışmaya kross klemp süresi 90 dakikayı geçmeyen, 0-5 yaş arasındaki hastalar dahil edilmiştir. Hastalara, KBP sırasında standart prime+prednol-l uygulaması yapılan (Grup 2, n꞊20), standardart prime uygulaması yapılan (Grup 1, n꞊20) olarak iki gruba ayrılmıştır. Her hastadan farklı zaman dilimlerinde, arterial kan gazı örneklerindeki laktat seviyeleri preoperatif ve postoperatif karşılaştırılmıştır. Verilerin istatiksel analizinde SPSS 21.0 programı kullanılmıştır (p<0,05). Çalışmaya dahil edilen 40 hastanın operasyon öncesi sosyo-demografik özellikleri açısından anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Hastaların patoloji dağılımları Grup 1ve Grup 2'deki olguların %50'sinin TOF, %50'sinin VSD'li olduğu görülmektedir. Çalışmaya kross klemp zamanı 90 dakikayı aşmayan hastalar dahil edilmiştir. Ortalama kross klemp zamanı Grup 1'de 86,93±1,75 iken, Grup 2'de 85,11±2,64 dakika olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca KPB zamanının Grup 1'de 151,14±26,68 dakika Grup 2'de 149,08±26,76 olduğu tespit edilmiştir. Grup 1 ve Grup 2 arasında kross klemp ve KPB süreleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır (p˃0,05). Grup 1'deki olgularda preoperatif dönemde alınan kan gazında ortalama laktat seviyesi 1,31±0,44mmol/L iken Grup 2'de ise ortalama laktat seviyesi 1,86±0,78mmol/L (p˃0,05) olduğu ve bu farkların istatiksel olarak anlamlı birfark tespit edilmemiştir.Grup 1'deki olgularda postoperatif dönemde alınan kan gazında ortalama laktat seviyesi 4,09±1,68mmol/L iken Grup 2'de ise ortalama laktat seviyesi 2,10±0,97mmol/L (p˃0,05) olduğu ve bu farkların istatiksel olarak anlamlı farklılığı saptanamamıştır. Postoperatif dönemdeki gruplar arasındaki istatiksel anlamsızlık klinik anlamlılık olarak farklılık gösterebilir. Klinik anlamlılığı tartışılabilir.KPB sırasında kortizol (metilprednizolon) uygulaması, immün sistemi baskıladıkları ve inflamasyon yanıtına engel oldukları, morbidite ve mortaliteye etki ettikleri, hiperlaktatemiyi baskıladığı, laktik asidozu engellemek, ameliyat sonrası yoğun bakım sürecini azaltmak ve sağ kalımı artırmak için kullanılan bir uygulamadır.Metilprednizolon laktat seviyesi üzerine direkt etkisinin olmadığını,birçok değişkenin postoperatif laktat değerini etkilediği görülmüştür.Ancak güçlü kanıtlar için, yüksek risk grubu, KBP, kross klemp süresi daha kısa ve sayı olarak daha fazla hasta serisinde yapılmasının gerekli olduğu düşüncesindeyiz.ANAHTAR KELİMELER: Konjenital Kalp Cerrahisi, Ekstrakorporal Dolaşım, Kortizol (Metilprednizolon), Laktat The comparıson of lactate levels which patients have at pre-operative and post-operative periods according to cortisone component in prime solutions utilised for pediatric patients on whom open heart surgery is applied. By this study conducted in a retrospectively, lactate levels which patients have at preoperative and postoperative periods according to cortisone component in prime solutions utilised for pediatric patients undergoing open heart surgery and who have fallot tetralogy and ventricular septal defect. Pediatric patients undergoing congenital open heart surgery at Medipol University Department of Cardiovascular Surgery were retrospectively anayzed. Patients aged between 0-5 and whose cross clamp time is less than 90 minutes were included in the study. Patients are divided into two groups as those who were applied standard prime+prednol-1 (methylprednisolone) (Group 1, n=20) and those who were applied standard prime (Group 2, n=20) during CPB. Lactate levels in arterial blood gas samples withdrawn from each patient at different periods are compared pre-operatively and post-operatively. SPSS 21.0 was used in the statistical analysis of the data (p<0,05). A significant difference was not detected in terms of the socio-demographic features of 40 patients included in the study before the operation. The pathology distribution of the patients demonstrates that 50% of the cases in Group 1 and Group 2 have TOF, and 50% have VSD. Patients whose cross clamp time does not exceed 90 minutes were included in the study. It is identified that the average cross clamp time for Group 1 is 86,93±1,75 minutes and 85,11±2,64 for Group 2 Besides CPB time is identified to be 151,14±26,68 minutes for Group 1 and 149,08±26,76 minutes for group 2. Cross clamp and CPB span is for Group 1 and Group 2 statistically determined to be insignificant. It is identified that the lactate level in blood gas withdrawn at pre-operative period is 1,31±0,44mmol/L in Group 1 on average and the average lactate level for Group 2 is 1,86±0,78mmol/L (p˃0,05) thereby the differences in these levels are not statistically significant. It is identified that the lactate level in blood gas withdrawn at postoperative period is 4,09±1,68mmol/L on average in Group 1 and 2,10±0,97mmol/L (p˃0,05) in Group 2 thereby the differences in these levels are not statistically significant. Statistical insignificancy between groups in post-operative period can differ in terms of clinical significance. Clinican significancy of this phenomenon can be discussed. Cortisol (methylprednisolone) application during CPB is a practice done to supress the immune system, to prevent inflammatory reaction, to effect morbidity and mortality, to supress hyperlactamity, to prevent lactic acidosis, to shorten intensive health care period and to the survival rate. It is identified that methylprednisolone does not have a direct effect on lactate level, and a lot of variables can have an effect on postoperative lactate figure. However, future studies including higher number of patients, high risk group, CPB and shorter cross clamp span are warrantred to increase the statistical power of the study.KEY WORDS: Congenital Heart Surgery, Extracorporeal Circulation, Cortisol (Methylprednisolone) and Lactate
Collections