Birleşmiş Milletler tarafından gerçekleştirilen silahsızlanma çalışmaları ve Türkiye`nin bu çalışmalara yaklaşımı
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Silahların insanlık tarihindeki yerini taş devirlerine kadar takip etmek mümkündür. İnsanlık tarihi kadar eski olan silahlar, tıpkı insanlar gibi devletlerin de vazgeçilmez bir güvenlik aracı haline gelmiştir. Sanayi devrimiyle beraber kitle ölümlere sebep olabilecek öldürücülüğe ulaşan silahların bu yıkım kapasitesi devletlerin güvenlik endişelerini ön planda tutarak, silahsızlanma çalışmalarına başlamasına sebep olmuştur. Ancak bu ilk silahsızlanma çalışmaları başarılı olamamış ve insanlık Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarının acılarına mahkum olmuştur. İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan Birleşmiş Milletler silahsızlanmayı kendi temel hedefleri arasına almıştır.Kurulduğu ilk yıllardan itibaren BM silahlanma ile mücadele içinde olmuştur. BM, Nükleer silahların yayılımının azaltılması, Kimyasal ve Biyolojik silahların yasaklanması ve yok edilmesi, küçük silahların yayılımı ile mücadele, konvansiyonel silahsızlanma, bölgesel silahsızlanma gibi alanlarda çalışmalarda bulunmuş ve çeşitli antlaşmaların üye devletlerce imzalanarak konu ile ilgili yaptırımsal kararlar alınmasını sağlamıştır. Ancak bu çalışmalar istenilen sonuçları tam olarak vermemiştir. Dünya da halen kullanıldıklarında tüm insanlığı yok etmeye yetecek kadar nükleer silah bulunmaktadır. Tüm çabalara rağmen biyolojik ve kimyasal silahlar halen silahlı çatışmalarda kullanılmaktadırlar. Konvansiyonel silahlanma bir yarış içince devam etmektedir. Bölgesel silahsızlanma çalışmaları uygulandıkları bölgelerde yaşanan silahlı çatışmaların önüne geçememektedir. Türkiye Cumhuriyeti, BM'ye ilk kurulduğu andan itibaren destek vermektedir. Türkiye, jeopolitik konumunu göz önüne alarak silahlanmayı güvenliği için bir zorunluluk olarak görmektedir. BM tarafından gerçekleştirilen çalışmalara bu kapsamda yaklaşan Türkiye, gücüne olumsuz etki yapacağını düşündüğü çalışmalara katılmazken güvenliğine katkıda bulunduğuna inandığı çalışmalara destek vermektedir. We can track the place of weapons in human history to stone ages. Weapons are old as humankind and when their security is the subject, like humans, sates are depend on weapons. With the beginning of industrial age weapons reached to mass killing capacity. This mass killing capacity forced states to disarmament studies. But this first disarmament studies did not succeed and humanity was sentenced to horror of World War 1 and 2. United Nations was founded right after the end of World War 2 and one of its main idea is disarmament. Very beginning of its foundation UN fight againsts armament and arms race. UN made studies in non-proliferatıon of nuclear weapons, banning and destroying the biological and chemical weapons, non-proliferatıon of Small Arms, conventional disarament, regional disarmament cases. Under the UN's leadership many disarmament treaties were signed. But all these studies were not enough to get the desired conclusions. After these important stuides today humankind still have nuclear weapons which have enough capacity to end the civilization. Chemical and biological weapons are still used in armed conflicts. Conventional armament race is still existing. Regional disarmement studies can not reduce the conflicts in subjected regions. Turkish Repuclic supports UN from the time of its foundation. For Turkey, considering its geopolitical position, defence is a vital issue. When approaching UN's disarmament studies Turkey always take into consideration its security concerns. When Turkey thinks this studies can reduce its power than it doesn't attend subjected disarmament studies. But in opposite situations it gives its full support to subjected disarmament studies.
Collections