Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında devlet sorumluluğu olarak işkence ve kötü muameleyle mücadelede yeni ilkeler
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Tarih boyunca sürekli olarak gündemde olan işkence ve kötü muamele yasağı, özellikle sorgulama ve cezalandırma yöntemi olarak sıkça kullanılmıştır. Bir kimseye maddi ve manevi olarak yapılan eziyet anlamına gelen işkence; ulusal ve uluslararası boyutta önemli bir insanlık suçu olma özelliğini sürdürmektedir. İşkence ve kötü muamele yasağı, insan onurunun maruz kalabileceği en ağır temel hak ihlallerindendir. Bu nedenle ulusal ve uluslararası hukukta işkence ve kötü muameleyi meşru gösteren hiçbir kanun maddesi yoktur. İşkence yasağı, bir çok ulusal ve uluslararası belgelere konu olmuştur. Bu yasak uluslararası belgelerden belki de en önemlisi olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmenin 3. maddesinde etraflıca düzenlenme olanağı bulmuştur. Türk hukuk sisteminde ise işkence, Anayasa'da yasaklanmış ve Türk Ceza Kanunu'nda suç olarak düzenlenmiştir. Yine 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nda da işkence yasağı ihlalinin yaptırımları yer almakladır. Bu bağlamda çalışmanın ana konusu Türkiye'deki kolluk personeli tarafından özellikle şüpheli şahıslardan alınan ifadelerde, yasak ifade alma yöntemleri dediğimiz (İşkence, Kötü Muamele, Yorma vb.) gibi ifade alma teknikleri sonucunda AİHM' nin vermiş olduğu kararları neticesinde, devlet sorumluluğu olarak insan hakları çalışmalarında ne gibi değişiklikler olduğunun ve hangi yeni ilkeler benimsendiğinin araştırılmasının yapılmasıdır. Bunun yanında yapılan araştırmalarda AİHM' nin Türkiye hakkında verdiği genelde ağır insan hakları ihlalleri olarak nitelendirilen Yaşam Hakkı ile İşkence ve Kötü Muamele yasağının ihlal edildiği gözlemlenmiştir. Söz konusu kararlarda dikkat edilmesi gereken husus bu ihlallerin en çok Kamu Görevlisi olan Kolluk Kuvvetleri (Polis ve Jandarma) tarafından işlenmesi gerçeğidir.Anahtar Sözcükler; İşkence, Kötü Muamele, İfade, Kolluk, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Yasak ifade alma teknikleri. Throuhout history Prohibition of Torture has been at issue and torture has been used especially as a way of interrogation and punishment. Torture which means damaging someone materially and personally has been regarded as a crime against humanity for ages. Torture and maltreatment is one of the most serious violation of human rights a person can be exposed to. For this reason, there isn't any law which legalize torture and maltreatment in any national and international documents. Prohibition of Torture has been a subject to many national and international documents. The prohibition was arranged in detail at the 3rd principle of Europian Convention on Human Rights which is probably the most important international document. Torture has been prohibited in Turkish Law System and regarded as a crime at Turkish Criminal Law. The sanctions of the violation of the prohibition are available at the 5271. Code of Criminal Procedure. In this context, as a result of the decision of Europion Court of Human Rihgts related to prohibited interrogating and taking testimony techniques(torture, maltreatment, exhausting the suspect etc.) of the law enforcers , the main point of the research is searching the adopted principles and the changes at the works about human rights as a responsibility of the government. In addition to this, researches has shown that Europian Court of Human Rights decided that violation of the right to live and prohibition of torture and maltreatment which are regarded as the most serious violations are commonly violated in Turkey. At the research the most important point is this type of violations are mostly performed by the law enforcers (Police and Army).Key words: Torture, Maltreatment, Testimony, Law Enforcers, Europian
Collections