112 acil sağlık hizmetleri çalışanlarında algılanan stres ile saldırganlık arasındaki ilişkilerde sürekli öfke ve algılanan sosyal desteğin aracılık rolü
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu araştırma algılanan stres ile saldırganlık arasındaki ilişkide algılanan soysal destek ve öfkenin aracı rolünün incelenmesi amacıyla yürütülmüştür. Bu temel amacın yanı sıra yaş, saldırganlık ve algılanan stres ile cinsiyet, eğitim düzeyi, medeni durum, meslek, çalışma süresi gibi demografik değişkenlerin arasındaki ilişkiler de incelenmiştir. Araştırmanın örneklemini T.C. Sağlık Bakanlığı Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün İstanbul ilinde taşra birimi olarak acil sağlık hizmeti vermekte olan İstanbul 112 İl Ambulans Servisi Başhekimliği'nin Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonları ve İstanbul Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi'nde görev yapan toplam 427 çalışan oluşturmuştur. Veri toplama aracı olarak Algılanan Stres Ölçeği, Saldırganlık Ölçeği, Çok Boyutlu Algılanan Sosyal Destek Ölçeği, Sürekli Öfke ve Öfke İfade Tarzı Ölçekleri ile bir bilgi formundan yararlanılmıştır.Algılanan sosyal destek ve öfkenin aracı rolünü belirlemek için yapılan yol analizlerinin sonuçları sürekli öfke ile içe yönelik öfke ifade tarzı ve dışa yönelik öfke ifade tarzlarının stres ile saldırganlık arasındaki ilişkide aracı değişken olarak rol oynadıklarını göstermiştir. Algılanan sosyal destek ve öfke kontrolü değişkenlerinin ise aracılık rolünün bulunmadığı görülmüştür.Demografik değişkenlerin saldırganlık ve algılanan stres düzeyinin yordanmasına yaptıkları katkıları belirlemek amacıyla iki ayrı aşamalı regresyon analizi yapılmıştır. Algılanan stres düzeyine ilişkin analiz sonuçları algılanan stres düzeyinin yordanmasına sadece çalışma süresinin anlamlı katkısının olduğunu göstermiştir. Saldırganlığa ilişkin analiz sonuçları ise cinsiyet, eğitim düzeyi ve çalışma süresinin saldırganlığın yordanmasına anlamlı düzeyde katkıda bulunduklarını ortaya koymuştur. Bununla birlikte, istatistiksel olarak anlamlı olmakla birlikte, çalışma süresinin algılanan stres düzeyinde, cinsiyet, eğitim düzeyi ve çalışma süresinin saldırganlıkta görülen varyansın sadece küçük bir bölümünü açıkladıkları görülmüştür. The present study was carried out to examine the mediating role of anger and perceived social support in the relationship between job stress and aggression. The role of demographic factors such as age, gender, marital status, educational level, occupation and tenure in predicting perceived stress and aggression were also explored. A total of 427 employees working in İstanbul region of 112 Emergency Health Care Services completed Perceived Stress Scale, Multidimensional Perceived Social Support Scale and State-Trait Anger Expression Inventory together with a demographic information form.Path analyses were carried out to examine the mediating role of anger and perceived social support. The results showed that trait anger, anger expression-in and anger expression-out mediate the relationship between stress and aggression while perceived social support and anger control do not. The role of demographic factors in predicting aggression and perceived stress were examined using two separate stepwise multiple regression analyses. The results showed that tenure was the only significant predictor of perceived stress indicating to a positive relationship between these two variables. Gender, educational level and tenure significantly predicted aggression. Accordingly, males displayed more aggression than females, aggression was negatively related to educational level and positively related to tenure. However, although significant, in both analysis the amount of variance explained by the predictors were small.
Collections