Turgut Özal Dönemi Türkiye-ABD ilişkileri (1983-1993)
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışmada, Turgut Özal'ın Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı dönemlerindeki Türkiye-ABD ilişkileri incelenmektedir. Türkiye-ABD ilişkileri, ülkemiz açısından son derece önemlidir ancak iki ülke ilişkilerinin aynı zamanda çoğu zaman meydan okuyucu bir doğası olduğu da görülmektedir. Türk siyasi tarihinde Türkiye-ABD ilişkileri söz konusu olduğunda ismi geçen liderlerin belki de en başında Turgut Özal gelmektedir. Turgut Özal'ın 12 Eylül askeri darbesinden sonra gelen ilk sivil başbakan olması ve yeni Türkiye'nin inşasında üstlendiği roller kendisini Türk siyasi tarihi için önemli bir figür haline getirmiştir. Turgut Özal dış politikayı iyi analiz edebilen, realist ve pragmatik bir liderdir. Dış politikaya bakışı, kendisinden önceki liderlere göre oldukça farklıdır. Kendisi, Yeni Türkiye'nin inşasında aktif ve ekonomi eksenli bir dış politika anlayışına büyük önem atfetmiştir. Turgut Özal'ın bu anlayışı çerçevesinde en çok önem verdiği ülke ise Soğuk Savaş sonrası dünyanın tek süper gücü olduğunu ilan etmiş olan ABD olmuştur.Tezin ilk bölümünde, Türkiye-ABD ilişkilerinin hangi zeminde olduğunun anlaşılabilmesi için 1945 yılında Truman Doktrini'nden başlayıp, 1980 yılındaki Rogers Planı'na kadar Türkiye-ABD ilişkilerinde yaşanan `Batı Bloğuna Yaklaşma`, `Tam İttifak` ve `İttifakın Sarsılması` süreçleri tüm detaylarıyla incelenmiştir. İkinci bölümde Turgut Özal'ın hayatı, kendisinin dönemindeki Türkiye-ABD ilişkilerinin alt yapısını oluşturan siyasi ideolojisi ve bununla birlikte dış politika hedefleri incelenmiştir. Bu bölümün sonunda da Turgut Özal'ın Başbakanlığa giden süreçte yaşanan kırılma noktaları olan 24 Ocak 1980 kararları, 12 Eylül darbesi ve kendisinin Başbakan Yardımcılığı görevi, istifası ve Anavatan Partisi kuruluş süreci, ABD'nin de bu gelişmelerdeki etkileri göz önüne alınarak tüm detaylarıyla ele alınmıştır.Üçüncü bölümde ise Turgut Özal'ın iktidar olmasıyla birlikte Türkiye-ABD ilişkilerinin nasıl bir döneme girdiği konusu üzerinde durulmuştur. Önce Turgut Özal'ın ABD'ye ve ABD'nin Turgut Özal'a bakışı, daha sonra da Turgut Özal'ın 10 yıllık Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı dönemlerinde Türkiye-ABD ilişkilerinde yaşanan inişli ve çıkışlı süreçler ve olaylar, iki ülkenin birbirlerine karşı yaklaşımları tüm detaylarıyla incelenmiştir. Ayrıca Turgut Özal'ın, Türkiye'nin çıkarını düşünerek ABD ile pozitif ilişkiler kurma yönünde gösterdiği tüm çabalara karşın, 10 yıllık dönem boyunca iki ülke arasında geçmişten gelen başta Kıbrıs ve Ermeni Soykırım İddiaları gibi kronikleşmiş tüm sorunların iki ülke ilişkilerine yansımaları da analiz edilmiştir. In this study, relations between Turkey and the United States during Turgut Özal's prime ministery and presidency periods are investigated. It is rather obvious that Turkey's relationships with the US have a critical significance for our country, however the nature of the relationships between the two countries can be clearly observed to be challenging. Turgut Özal can be said to be one of the most prominent leaders if not the most prominent one, when US-Turkish relations are taken into consideration. Being the first civil prime minister of Turkey in the aftermath of the 12 September military coup and the roles he has undertaken for the construction of new Turkey have made him an important figure in the Turkish political history. Turgut Özal is a realist and pragmatic leader, who can analyse foreign politics well. His perspective with regards to foreign politics was substantially different from that of past leaders. He has attributed great significance to an active and economy-oriented foreign policy perspective for the building of `New Turkey`. With this perspective in mind, the country that Turgut Özal prioritized the most has been the US, which has declared to be the world's one and only super power after the Cold War.In the first part of the thesis, in order to be able to shed light upon US-Turkey relationships, the `Full Partnership` and the `Dissolution of the Partnership` periods in US-Turkey relationships starting with the Truman Doctrine of 1945, continuing until the Rogers Plan of 1980 have been thoroughly examined. The second chapter is devoted on Turgut Özal's life story, his political ideology that basically shaped the US-Turkish relationships in his period and his foreign policy goals. At the end of the chapter, the breakpoints that have paved the way to Turgut Özal's Prime Ministery such as 24 January 1980 decisions, 12 September coup d'etat, his role as Vice Prime Minister, his resignation and the establishment process of the Anavatan Party (ANAP) have been examined in detail, with the influence of the US on these developments being taken into consideration.The third chapter dwells on the dynamics of US-Turkey relationships after Turgut Özal came to power. Firstly, Turgut Özal's perspective on the US and the US perspective on Turgut Özal has been taken into consideration. Afterwards, the dominant and partly rugged processes and events that have come to characterize US-Turkey relationships during the 10 years of Turgut Özal's prime ministery and presidency periods have been focused on. The particular perspectives that the two countries hold for each other have also been analysed in detail. Turgut Özal has tried his best to nourish positive US-Turkey relationships for the sake of Turkish interests. However, some conflicts that have become cronically problematic in the long term such as the Cyprus conflict and the so-called Aermenian Genocide Claims, have influenced the bilateral relations during the 10 year periof of Turgut Özal's leadership. These have also been analysed in the thesis.
Collections