Polikistik over sendromu olan ve olmayan nodülokistik akneli hastalarda sistemik isotretinoin tedavisinin etkinliğinin değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Polikistik Over Sendromu Olan Ve Olmayan Nodülokistik Akneli Hastalarda Sistemik İsotretinoin Tedavisinin Etkinliğinin DeğerlendirilmesiAmaç: Akne vulgaris pilosebase ünitenin kronik inflamatuvar hastalığı olup, genellikle androjenik uyarı ile sebum yapımının artması sonucunda, puberte çağında başlamaktadır. Aknenin temel lezyonu komedon olsa da çoğunlukla hasta; papül, püstül ve nodüller ile karakterize polimorfik lezyonlar ile karşımıza çıkmaktadır. Geç başlangıçlı, şiddetli ve tedaviye dirençli akne vulgarisli kadınlarda, altta yatan polikistik over sendromu gibi olası bir hormonal patolojiden şüphelenilmesi gerektiği bildirilmektedir. Polikistik over sendromu oligo/anovulasyon ve klinik ve/veya biyokimyasal hiperandrojenizm bulguları ile karakterize heterojen metabolik bir sendromdur. Şiddetli nodülokistik akneli hastalarda sistemik isotretinoin 1982'den beri kullanılmakta olup, akne patofizyolojisindeki 4 ana faktöre de etki eden tek tedavi ajanıdır. Bu çalışmada polikistik over sendromu olan ve olmayan nodülokistik akneli hastalarda sistemik isotretinoinin etkinliğini değerlendirmek ve bu iki grup arasında aknenin belirli özelliklerini karşılaştırmak amaçlanmıştır.Gereç ve Yöntem: Çalışmamıza 132 nodülokistik akne vulgarisli kadın hasta dahil edilmiştir ve 126 hasta ile çalışmaya devam edilmiştir. Tüm hastalara 0,5-1 mg/kg/gün dozunda, total kümülatif doz 120-150 mg/kg aralığında olmak üzere sistemik isotretinoin tedavisi başlanmıştır. Tedavi başlangıcında, sonunda ve tedavi süresince hastaların inflamatuvar ve non inflamatuvar lezyonları aknenin tüm lokalizasyonlarında tek tek sayılmıştır. Tedavi sonunda hastaların akne evreleri ve ECLA skorları yeniden belirlenmiştir. Total kümülatif doza ulaşılan hastalara topikal retinoid ile idame tedavisi başlanarak, hastalar 3 ayda bir relaps açısından izlenmiştir.Bulgular: 126 hastanın 63'ünün polikistik over sendromu tanısı mevcuttu. Hastaların yaşları 16 ile 35 arasında değişmekte olup; polikistik over sendromu tanısı olan hastaların yaş ortalaması 21,95±4,01, olmayanların ise 22,76±4,27 idi. PKOS olan ve olmayan akne hastalarının yaş, VKİ, bel çevresi, akne süresi ve akne başlangıç yaşı, ailede akne öyküsü, aknenin lokalizasyonu, skatrisler ve akne evresi özellikleri için anlamlı istatistiksel fark saptanmamıştır. Hastalarda aknenin en sık yüz dışı lokalizasyonu sırt olarak saptanmış olup, tedavi süresince en sık gelişen yan etki keylitis olarak saptanmıştır. Hastalarda tedavi süresince geri dönüşümsüz, ciddi bir yan etki gelişmemiştir. Hastaların hormonal parametrelerinden TSH'nın B&C akne evresi ile ve serbest testosteronun ise ECLA skoru ile istatistiksel olarak anlamlı pozitif korelasyonu saptanmıştır.Tedavi süresince püstül ve nodüllerin komedonlara göre tedaviye daha erken yanıt verdiği saptanmıştır. Tedavisi tamamlanan 108 hastanın 100'ünde tam klinik iyileşme, 7'sinde kısmi iyileşme saptanırken yalnızca 1 hasta tedaviye rezistan olarak belirlenmiştir. PKOS olan ve olmayan akneli hasta grupları arasında tedavi sonundaki komedon ve papülopüstüler lezyon sayıları ve akne evresi için istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmazken; nodüler lezyonlar PKOS olan grupta daha fazla olarak saptanmıştır.94 hasta relaps için ortalama 7 ay izlenmiştir ve hastaların sadece 6'sında relaps gözlenmiştir. Relaps gelişme süresi ortalama 11 ay olarak saptanırken, PKOS olan ve olmayan akne hasta gruplarında nüks gelişme oranları açısından fark saptanmamıştırSonuç: Sistemik isotretinoin tedavisinin, PKOS olan ve olmayan nodülokistik akne hastalarında etkinlik ve relaps açısından bir farklılık göstermediği düşünülmekle birlikte daha geniş hasta popülasyonu ve daha uzun izlem süreleri ile ileri çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.Anahtar Sözcükler: Akne vulgaris, Polikistik over sendromu, İsotretinoin Evaluation of Systemic Isotretinoin Treatment Efficacy in Patients With Nodulocystic Acne Who Have and Have Not Polycystic Ovary SyndromeObjective: As being a chronic inflammatuar disease of pilosebaceous unit, acne vulgaris usually begins in puberty as a result of increase in sebum production with androgenetic stimulus. Even though comedon is the essential lesion of acne vulgaris, patients usually present polymorfic lesions characterized by papules, pustules and nodules. It is reported that; a possible underlying hormonal pathology like polycystic ovary syndrome should be suspected in women with late onset, severe and resistant acne. Polycystic ovary syndrome is an heterogenous metabolic syndrome characterized by oligo/anovulation and clinical and/or biochemical hyperandrogenism findings. Since 1982, systemic isotretinoin is being used on patients with severe nodulocystic acne as the only treatment agent that affects in all of the four major factors involved in acne pathophysiology. In this study, evaluation of the efficiency of systemic isotretinoin in patients with and without polycystic ovary syndrome and comparison of some characteristics of acne between these two groups are aimed.Material and Method: 132 women with nodulocystic acne vulgaris were introduced to our study and the study was continued with 126 patients. Systemic isotretinoin treatment was given to all patients in 0,5-1 mg/kg daily dose with total cumulative dose in a range between 120 and 150 mg/kg. Before, during and after the treatment, inflammatory and non inflammatory lesions of acne were counted one by one in all localizations of acne. At the end of the treatment, acne grades and ECLA scores of patients were again assessed. Maintenance treatment with topical retinoid were started to the patients who have reached to the total cumulative dose and these patients were followed every 3 months for relaps.Results: Out of 126 patients 63 have polycystic ovary syndrome diagnosis. The age of the patients were varying between 16 and 35 and the average age of patients who were diagnosed with polycystic ovary syndrome was 21,95±4,01, who were not was 22,76±4,27. No meaningful statistical difference was determined between patients who have polycystic ovary syndrome or not by means of age, BMI (Body Mass Index), radius of waist, duration of acne, acne onset time, family history, localization of acne, acne scars and acne grade features. The most common extrafacial localization of acne in patients was determined as the back whereas the most common side effect during the treatment was determined as keilitis. During the treatment, no irreversable, serious side effect was detected in patients. Among the hormonal parameters, it was determined that there were statistically meaningful positive correlation between TSH and B&C acne grade, and between free testosterone and ECLA score.Pustules and nodules are found to be respond earlier to the treatment than the comedones during the treatment. Among 108 patients who has completed the treatment, it is assessed that 100 of them had complete clinical remission, 7 of them had partial clinical remission whereas only 1 patient was determined to be resistant to the treatment. While there were no statistically meaningful difference in the number of comedonal and papulopustular lesions and acne grades between acne patient groups with and without polycystic ovary syndrome; the number of noduler lesions were determined to be greater in the group of patients with polycystic ovary syndrome.94 patients were followed up during 7 months for relaps and relaps was observed only in 6 patients. Estimated relaps developing period was determined to be 11 months average, whereas no difference in mean relaps rate was determined between patient groups with polycystic ovary syndrome and without it.Conclusion:As it is thought that systemic isotretionin treatment does not show difference between patients with and without polycystic ovary syndrome by means of efficacy and relaps, it is required to have studies with larger patient population and longer follow up period.Keywords: Acne vulgaris, Polycystic ovary syndrome, Isotretinoin
Collections