Radikal prostatektomi spesmenlerinde yüksek tersiyer gleason patern bulunmasının histopatolojik sonuçlar ve biyokimyasal başarısızlık üzerine etkisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Giriş ve amaç: Bu çalışmada amaç, radikal prostatektomi spesmenlerinde yüksek tersiyer patern bulunmasının histopatolojik sonuçlar ve PSA progresyonu üzerine etkisini değerlendirmektir.Materyal metod: Çalışmada Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Dr. Rıdvan Ege Hastanesi Üroloji Kliniği'nde Ocak 2007 - Ocak 2011 tarihleri arasında klinik lokalize prostat kanseri tanısı ile radikal prostatektomi operasyonu uygulanmış ve günümüze kadar takibe düzenli olarak gelmiş olan, gleason skoru 5-8 (5 ve 8 dahil) olan, 71 hastanın spesmenleri tek patolog tarafından tekrar incelenmiştir. Hastalar yüksek tersiyer gleason patern (gleason 4 veya 5) bulunması açısından değerlendirildi. Tersiyer paternin bulunmasının histopatolojik sonuçlar ve PSA progresyonu üzerine etkisi araştırıldı. Hastalar ilk iki yıl 3 ayda bir, sonraki 2 yıl 6 ayda 1, sonrasında yılda bir serbest ve total PSA ölçümü ve dijital rektal muayene yapılarak takip edildi. PSA progresyonu serum total PSA değerinin 0,2 ng/ml ve daha üzerindeki artışı olarak kabul edildi.Bu çalışmada istatistiksel analiz SPSS for Windows Version 15.0 paket programında yapıldı. Sonuçlar da, anlamlılık p<0,05 düzeyinde değerlendirilmiştir.Bulgular: RP spesmenlerinde yüksek tersiyer patern bulunma oranı %15,5 olarak saptandı. Hastalar tersiyer patern pozitif ve negatif olarak sınıflandırıldı. Tersiyer patern pozitif grupta diğer gruba göre preoperatif PSA değerinin yüksek olduğu (p=0.469), extrakapsüler yayılım (p=0,031), lenf nodu invazyonu (P=0,05), seminal vezikül invazyonunun (p=0,022) daha fazla görüldüğü, patolojik evrenin daha yüksek olduğu (p=0,005) saptandı. Hastalar postoperatif ortalama 36,3 ay takip edildi. Tersiyer patern pozitif grupta anlamlı olarak PSA rekkürensi daha fazla (p=0.001) ve PSA progresyon zamanı daha kısa olarak (p=<0.001) tespit edildi.Her iki grupta da preoperatif yaş, klinik evre, gleason skorları, cerrahi sınır pozitifliği açısından istatistiksel olarak anlamlı fark olmadığı bulundu.Çok değişkenli Cox regresyon analizde yüksek tersiyer patern, ekstrakapsüler yayılım, seminal vezikül invazyonu , cerrahi sınır pozitifliği ve gleason skorların PSA rekürrensi üzerine etkisi incelendiğinde sadece yüksek tersiyer patern bulunmasının PSA rekürrensi üzerine anlamlı etkisi olduğu belirlendi (p=0,034).Sonuç: Radikal prostatektomi spesmenlerinde tüm gleason skorlarda yüksek tersiyer patern bulunması kötü histopatolojik sonuçlar ve postoperatif biyokimyasal başarısızlık ile ilişkilidir. Bu konuda daha fazla sayıda hasta ile yapılan ve daha uzun takip süresi olan prospektif çalışmaların tersiyer paternin prognostik değerini daha net ortaya koyacağı düşüncesindeyiz. Introduction and Aim: The aim of this study is to analyze the effect of high grade tertiary pattern in radical prostatectomy specimens on histopathological results and PSA progression.Materials and Method: In this study, the specimens of 71 patients, who underwent radical prostatectomy with clinically localized prostate cancer diagnosis between January 2007 ? January 2011 at Ufuk University, Faculty of Medicine, Dr. Rıdvan Ege Hosptial, Urology Clinic, who have regularly attended the follow-up visits so far and who have a Gleason score of 5-8 (5 and 8 included), are reanalyzed by one single pathologist. The patients are evaluated for the presence of high grade tertiary Gleason pattern (Gleason 4 or 5). We investigated the effect of the tertiary pattern on histopathological results and PSA progression. The patients are followed quarterly for the first two years, semiannually for the next 2 years, and annually for the remaining period with free and total PSA level tests and digital rectal examination. PSA progression is accepted as an increase of 0.2 ng/ml and more in the serum total PSA count. The statistical analysis of this study is done with SPSS for Windows Version 15.0 package program. p<0,05 is accepted as significant.Findings: The presence of high grade tertiary pattern in RP specimens is found to be 15.4%. The patients are categorized into tertiary pattern positive and negative groups. When compared to the other group, the tertiary pattern positive group has higher preoperative PSA level (p=0.469), more extracapsular extension (p=0,031), more lymph node invasion (P=0,05) and seminal vesicle invasion (p=0,022), and are more advanced in terms of the pathological stage (p=0,005). The patients are followed for an average of 36,3 months postoperatively. PSA recurrence is found to be significantly higher in the tertiary pattern positive group (p=0.001) and the PSA progression time is reported to be shorter (p=<0.001). There is no statistically significant difference between the two groups in terms of preoperative age, clinical stage, Gleason scores and surgical margin positivity. When we investigated the effect of high grade tertiary pattern, extracapsular extension, seminal vesicle invasion, surgical margin positivity and Gleason scores on PSA recurrence according to the multivariate Cox regression analysis, only the presence of high grade tertiary pattern is reported to have a significant effect on PSA recurrence (p=0,034).Conclusion: The presence of high grade tertiary pattern in all Gleason scores in radical prostatectomy specimens is associated with poor histopathological results and postoperative biochemical failure. We believe that prospective studies with higher number of patients and longer follow-up periods will more distinctly reveal the prognostic value of the tertiary pattern.
Collections