Pilonidal sinüs cerrahisinde primer kapama, marsupializasyon, limberg flep yöntemlerinin karşılaştırılması: Retrospektif klinik çalışma
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZETGiriş: Pilonidal sinüs en sık sakrokoksigeal bölgede rastlanan ve günlük aktivite ve yaşam konforunu etkileyen bir hastalıktır. Bu hastalığın tedavisinde çok sayıda cerrahi teknik ve tıbbi metod tanımlanmıştır. Bu retrospektif çalışmada kliniğimizde üç farklı cerrahi tedavi metodu uygulanan pilonidal sinüslü olguların takip sonuçlarını sunmayı amaçladık.Hastalar ve Yöntem: 01/04/2006 ? 31/07/2011 tarihleri arasında pilonidal sinüs nedeniyle eksizyon primer kapama, eksizyon marsupializasyon ve rhomboid eksizyon - limberg flep kapama yapılan 226 olgu retrospektif olarak incelendi. Grup A Primer kapama uygulanan olgular, Grup B Marsupializasyon uygulanan olgular, Grup C ise Limberg flep uygulanan olgulardan oluşmaktaydı. Olgular yaş, cinsiyet, ameliyat teknikleri, hastanede yatış süreleri, ameliyatın üzerinden en az altı ay geçenler için geç dönem komplikasyonları (hissizlik, ağrı, kaşıntı), nüks gelişimi, aile öyküsü, hasta memnuniyetleri (mükemmel, iyi, orta, kötü), işlerine geri dönüş süreleri ve kozmetik kaygıları açısından değerlendirildi.Bulgular: Çalışmamızda 187 erkek olmak üzere 226 olgu mevcuttu. Bunlardan 81 olgu primer kapama, 111 olgu marsupializasyon, 34 olguda limberg flep ile kapamadan oluşmaktaydı. Grup C'de olguların tamamı erkek hastalardı. Gruplar arasında cinsiyet bakımından anlamlı farklılık saptandı (Grup A ve C için p=0,001; Grup B ve C için p=0,012). Olguların yaş ortalaması 27,61'di. Grup C'de olguların yaş ortalaması 31,79 olup anlamlı olarak yüksekti (Grup A ve C için p=0,000; Grup B ve C için p=0,000). Postoperatif olguların hastanede yatış süreleri arasında anlamlı fark yoktu (ortalama:1,11 gün). Geç dönem komplikasyonları bakımından gruplar arasında anlamlı bir farklılık saptanmadı. Olguların nüks bakımından karşılaştırılmasında gruplar arasında anlamlı bir farklılık yoktu ancak Grup A'da 5 olguda, Grup B'de 4 olguda nüks saptandı. Grup C'de ise hiç nüks görülmedi. Tüm olguların %12,39'un da birinci derece yakınlarında pilonidal sinüs rahatsızlığı olduğu saptandı. Grupların hasta memnuniyetleri açısından değerlendirilmesinde Grup B 'de anlamlı derecede yüksek memnuniyetsizlik olduğusaptandı (Grup A ve B için p=0,000; Grup B ve C için p=0,044). İşlerine geri dönüş süreleri ortalama olarak Grup A'da 12,93 gün; Grup B'de 28,61 gün; Grup C'de 17,91 gün olup üç grup arasında da anlamlı farklılık saptandı (Grup A ve B için p=0,000; Grup A ve C için p=0,000; Grup B ve C için p=0,000). Grupların kozmetik kaygıları açısından karşılaştırılmasında Grup C'de anlamlı olarak farklılık saptandı (Grup A ve C için p=0,011; Grup B ve C için p=0,000).Sonuç: Bu çalışma ile pilonidal sinüs tedavisinde primer kapama, marsupializasyon ve Limberg flep yöntemleri karşılaştırıldı. Olgular arasında nüks bakımından anlamlı fark olmayıp yüz güldürücü sonuçlar saptanmıştır (%3,98). Eksizyon ve primer kapama tekniğinin uygulanması diğer metodlara göre daha kolay, iyileşme süresi daha kısa ve oluşan skar dokusunun çok az olması nedeniyle uygun olgularda seçilebilecek ameliyat şekli olabileceğini düşünmekteyiz. Diğer cerrahi yöntemler içinde kullanılan marsupializasyon tekniğindeki yara iyileşme ve işe geri dönüş sürelerinin uzunluğu, Limberg flep tekniğinde ise kozmetik kaygıların iyi değerlendirilmesi; ayrıca her iki cerrahi yöntemde uygulanırken hastaların yaş, cinsiyet, mesleki, psişik ve ekonomik durumlarının da göz önünde bulundurulmasının uygun olacağı kanaatindeyiz. SUMMARYBackground: Pilonidal sinus is commonly encountred in the sacrococcygeal areas and effects daily activities and life quality. Several surgical tecniques and methods have been explained for the treatment of pilonidal sinus. In this retrospective study, we aim to present the results of 3 different surgical methods that we applied.Patients and methods: Patients with pilonidal sinus were operated between April 2006 - July 2011 in our clinics. Patients divided into three groups: in group A after excision, wound was primary closed. İn group B after excision, marsupialization procedure was performed. İn group C rhomboid excision of tissue was applied and wound was closed with Limberg flep. All patients were evaluated for age, sex, surgical techniques and hospitalization time after surgery. At least six months after surgery all patients were evaluated for late period postoperative complications (pain, pruritus, anesthesia), recurrence, family history, patients pleasure (excellent, good, middle, bad), time to turn to work and the anxiety of patients about cosmetic problems.Results: There were 226 patients involved in our study. 187 of them were males. 81 of them were primary closed, 111 of them marsupialization procedure were performed and 34 of them closed with limberg flep. All the patients of group C were males. Between two groups there was a significant difference about sex (p=0,001 for group A and C; p=0,012 for group B and C). The mean value of age for patients was 27,61. Mean age of group C was 31,79 and this was significantly high (p=0,00 for group A and C; p=0,00 for group B and C). Postoperative hospitalization time period of the patients were similar (nearly=1,11 day). Late period postoperative complications were similar between all groups too. Recurrence ratios were similar between all groups. But 5 recurrences detected in group A and 4 in group B. No recurrence cases appeared in group C. İn all cases first degree relatives were detected to have pilonidal sinüs with ratio %12,39. Group B had significantly high displeasure values (p=0,00 for group A and B; p=0,044 for group B and C). Total time intervalfor the patients to turn back to their works were also studied. Mean value of group A was 12,93 days, 28,61 days for group B and 17,91 days for group C. There was a significant difference between these groups (p=0,00 for group A and B; p=0,00 for group A and C; p=0,00 for group B and C). The anxiety of patients about cosmetic problems were compared and difference was meaningful for group C (p=0,011 for group A and C; p=0,00 for group B and C).Conclusion: Primary clossure, marsupialization and closing with limberg flep techniques were compared in this study. No differences were seen between groups about recurrence ratios (%3,98). Excision and primary closure techniques were easier to apply, have shorter recovery periods and scar tissue occurence was less that makes these techniques better. Marsupialization technique had longer periods of recovery and time interval for turning back to their works were also longer. İn Limberg flep technique cosmetic anxiety of the patients should be considered. İn both techniques age, sex, work, psychological effects and economic situation of patients should be all considered well.
Collections