Lomber spinal stenoz hastalarında posterior dekompresyon ve posterior enstrümantasyonun klinik, oswestry maluliyet skalası, elektrofizyolojik ve radyolojik sonuçlarının değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZETBu çalışmada, dejeneratif lumbar spinal stenoz tanısı ile radikal dekompresyon, enstrümentasyon-füzyon yapılan hastaların kısa-orta dönem sonuçlarının değerlendirilmesi amaçlandı.Spinal stenoz; spinal kanal, ve nöral foramenlerin çeşitli nedenlere bağlı daralmasıdır. Daralma spinal kanalın kemik veya yumuşak doku elemanlarından biri veya ikisinin kombinasyonuyla olabilir. Klinik olarak bel ağrısı, nöral kladikasyo ve nörolojik bozukluklar görülebilir. Tedavisinde çoğu hastada cerrahi dışı metotlar tercih edilir. Nöral kladikasyo nedeniyle yürüme mesafesi çok kısalmış ve medikal tedaviye cevap vermeyen ağrısı olan hastalarda cerrahi tedavi uygulanır.Yaptığımız çalışmada olguların ortalama yaşları 61.4 ± 9.9 olan dejeneratif tipte lomber spinal stenozun cerrahi tedavileri için posterior geniş dekompresyon, posterolateral füzyon ve posteriordan 3. Jenerasyon enstrümantasyon uygulanan ve çalışmaya devam eden 48 hastanın klinik ve radyolojik sonuçları değerlendirildi. Spinal stenoz bulgularının başlangıcından cerrahi tedavi uygulanan ana kadar geçen süre ve sagittal konturların düzeltilmesinin klinik sonuçlar üzerinde olan etkisinin araştırılması için bu retrospektif kohort çalışma planlanmıştır. Çalışma grubu en az bir kez fizik tedavi ve medikal tedavi uygulamasına rağmen ağrıları geçirilemeyen hastalardan oluşmaktadır. Klinik değerlendirmede Oswestry maluliyet skalası (ODS) ve SRS-22 anketi kullanılmıştır. Cerrahi öncesi 34.3 ± 14.4 olan ODSínin cerrahi sonrası 54.8 ± 4.4'e yükseldiği, bu düzelmenin istatistiki olarak anlamlı olduğu belirlendi (p<0.05). Hastaların cerrahi öncesi SRS - 22 skorları ağrı, fonksiyon, mental durum, görünüm (self image) ve tedaviden tatmin domainlerindeki ortalama skorları sırasıyla 2.9 ± 1.1, 3.0 ± 0.7, 3.5 ± 1.1, 3.4 ± 1.2 ve 2.7 ± 1.3 ve toplam skor 3.1 ± 1.1 iken cerrahi sonrası istatistiki olarak anlamlı olacak şekilde tüm hastalarda 4 ve üzeri değerlere çıktığı saptandı (p< 0.05). 2 yılın sonunda çalışmaya devam eden hastaların yapılan son kontrollerinde ODS skorunun ortalama 53.4 ± 5.5'e düştü, SRS ? 22 anketi skorlarında, minimal kayıplar olduğu gözlendi. Son kontrolde hastaların nöral kladikasyolarının ortadan kalktığı ve yürüme mesafelerinin belirgin arttığı, hastaların biri dışında tamamında solid füzyon kitlesi oluştuğu belirlendi. Pearson korelasyon testiyle klinik sonuçların semptomların görülme süresiyle ters, sagittal konturların düzeltilmesiyle doğru orantılı olduğu saptandı.Sonuç olarak çalışmamızda cerrahi dekompresyon endikasyonu olan hastalarda geniş dekompresyon, posterolateral füzyon ve 3. jenerasyon posterior enstrmantasyon ile klinik sonuçların tatmin edici olduğu belirlendi. Ayrıca, bu çalışmanın verileri ışığı altında, cerrahi uygulamasının gecirtirilmemesinin ve enstrümantasyon ile lomber bölgenin sagittal konturlarının düzeltilmesinin klinik sonuçları olumlu etkilediği fikri elde edildi. SUMMARYIn this retrospetive study, we aimed to evaluate the mid-long term results of radical decompresion, posterior instrumentation and fussion for degenerative lumbar spinal stenossis.Spinal stenosis is an abnormal narrowing of the spinal canal and neural foramina as a result of multiple aeitiologies. This narrowing can be as result of bony and / or soft tissue elements. As a clinical presentation, low back pain, neural claudication and neurological deficits can be seen. The treatment mainly consists of non-surgical modalities. Neural claudication as trhe main complaint fort he essential surgical decision. That is to say ongoing neural claudication even though every non-surgical madalities have been applied and acctivities of daily living is compromised frankly the surgery should be done.In our study, we evaluated the clinical and radiological results of 48 degeneretive type lumbar spinal stenosis patients who were surgically treated by posterior wide decompression, posterior lateral fussion and 3rd generation instrumentation, the mean age was 61.4 ± 9.9. We designed this retrospective cohort study for, the time interval for the index syptomatology till surgery, and the effect of correction amount of saggital contours on the clinical results. Our patients were consisting of group of patients with ongoing pain who had at least one session of physical therapy and medical modalities. Clinical evaluation is done by using ODS and SRS-22. Preoperative ODS score 34.3 ± 14.4 rised significantly to 54.8 ± 4.4 postoperatively (p<0.05). SRS-22 domains, pain, function, mental status, self image and satisfaction results were respectively as follows: 2.9 ± 1.1, 3.0 ± 0.7, 3.5 ± 1.1, 3.4 ± 1.2 ve 2.7 ± 1.3 total score 3.1 ± 1.1 and postoperatively in all patients statistically significant rise in all domains more than 4 is aquired (p<0.05). At the 2 years follow up period ODS score decreased to a mean of 53.4 ± 5.5 and the SRS-22 scores showed minor losts. At the last follow ups the neural cluaducations were dissapeared, the walk distances frankly increased, and in all but one patient had solid fussion mass. In the Pearson corelation test we found direct proportionality between clinical results and sagittal contours correction amount, and inverse ratio between clinical results and the initial sypmtomatology interval time.As a result, in our study we found the clinical results satisfactory by applying surgical wide decompression, posterolateral fussion and 3rd generation posterior instrumentation for the lumbar degenerative spinal stenosis patients. İn the light of this study, the clinical results are positively affected by the on time surgical approach and lumbar sagittal contour correction.
Collections