Süt dişlerinde kısa-post tekniğinde farklı post materyalleri ve adeziv sistemlerin bağlanma dayanımı üzerine etkisinin değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Amaç: Süt ön dişlerinin erken yaşta kaybedilmesi çocuklarda ısırma, konuşma ve psikolojik sorunlara sebep olmaktadır. Özellikle pulpanın dahil olduğu aşırı madde kayıplarında en önemli sıkıntı, işlemi kısa sürede bitirirken tutuculuğu da sağlayabilmektir. Bu yüzden kısa- post kor ve üst restorasyon uygulaması bir tedavi yöntemidir. Bu çalışmanın amacı süt dişlerine uygulanan farklı adeziv sistemler ve post materyallerinin dişe bağlanma dayanımı üzerine etkisinin incelenmesidir.Materyal ve Metod: Çalışmamızda çürük, travma gibi nedenlerle çekilmiş 120 adet üst süt orta keser dişi kullanılmıştır. Tüm dişlerin kanal tedavileri tamamlandıktan sonra dişler rastgele olarak farklı adeziv ajan uygulanmak üzere 2 gruba ayrılmıştır (total-etch ve self-etch adeziv sistem). Her grup kendi içerisinde 5 alt gruba ayrılarak; Grup 1: (Kontrol) Nanohibrit kompozit rezin, Grup 2: Rezin ile önceden doyurulmuş cam fiber ve akıcı kompozit rezin, Grup 3: Doyurulmamış cam fiber ve akıcı kompozit rezin, Grup 4: Polietilen fiber ve akıcı kompozit rezin, Grup 5: Kısa fiberle güçlendirilmiş kompozit rezin şeklinde post materyalleri uygulanmıştır. Uygulanan materyallerinin bağlanma dayanımını değerlendirmek amacı ile universal test cihazı kullanılarak 0,5 mm/dk hız ile push-out testi uygulanmıştır. Kırılma tiplerinin belirlenmesi için örnekler stereomikroskop altında 40x büyütmede incelenmiştir.Bulgular: İki farklı adeziv sistem ve 5 farklı materyal uygulanması neticesinde örneklerde kırılmanın olduğu maksimum değerde ölçülen kuvvetler açısından adeziv materyalleri ve kısa-post materyallerinin hem ayrı ayrı hem de birlikte değerlendirilmesinde istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık tespit edilememiştir (p>0,05). Ancak yapılan çoklu karşılaştırma neticesinde total-etch adeziv sistem uygulanan gruplar arasında istatistiksel olarak farklılığın Grup 3 ve 5'ten kaynaklandığı tespit edilmiştir. Çalışmada en yüksek push-out testi değeri Grup 5 (20,6±9,01 MPa) ve Grup 1'de (19,75±4,09 MPa) en düşük değer ise Grup 3'te (15,23±9,68 MPa) ölçülmüştür. Total-etch adeziv sistem kullanılan gruplarda kırık tipi dağılımı kullanılan materyale göre istatistiksel olarak farklılık göstermemektedir (2=11,865; P=0,309). Self-etch adeziv sistem kullanılan gruplarda kırık tipi dağılımı kullanılan materyale göre farklılık göstermektedir. Hem total hem de self-etch adeziv sistem uygulanan gruplarda en fazla adeziv başarısızlık görülmüştür.Sonuç: Fiberle güçlendirilmiş kompozit veya geleneksel kompozitle uygulanan kısa post tekniğinde daha yüksek değerler elde edilmesine ve farklı fiber postlar arasında anlamlı bir fark bulunmamasına karşın kesin sonuca daha uzun süreli klinik çalışmalarla varılabileceği düşünülmektedir. Anahtar kelimeler: Adeziv sistem, total-etch sistemler, self-etch sistemler, push-out, Taramalı Elektron Mikroskop (SEM), stereomikroskop Aim: The loss of primary incisors at an early age lead to biting, phonation and psychological problems. The most important process in grossly decayed teeth which is include pulp to ensure retention when finishing procedure in a short time. So short-post technique and core restoration is a treatment option. The aim of this study to investigate bond strength of different adhesive systems and post materials which is applied to primary teeth.Material and Method: In this study 120 upper central primary teeth which were extracted for reasons such as decay or trauma was used. After root treatment the teeth were randomly divided into 2 groups (total-etch and self-etch adhesive systems). Each group divided into five sub-groups; Group 1: (Control group) nanohybrid composite resin Group 2: Resin with pre-impregnated glass fiber + flowable composite resin, Group 3: Unsaturated glass fiber + flowable composite resin , Group 4: Polyethylene fiber + flowable composite resin, Group 5: Fiber reinforced composite resin was applied in the form of the post material. The push-out test was performed using universal testing machine with a crosshead speed of 0.5 mm/min. Specimens were evaluated under a stereomicroscope at x40 magnification for identification of fracture types.Results: Application of two different adhesive system and 5 post materials in the terms of measured maximum debonding forces there is no statistically significant difference between both adhesives and materials (p>0,05). However, in the result of multiple comparison was found to be a difference between Group 1, 5 and Group 3. In this study, highest values measured in Group 5 (20.6±9.01 MPa) and Group 1 (19.75±4.09 MPa); lowest values in Group 3 (15.23±9.68 MPa). The differentiation was not observed especially in the groups which was applied total-etch system. Materials did not differ fracture mode in the groups used total-etch system. The type of fracture distribution varies according to the materials used self-etch adhesives (2=28,463; P<0,001). Both total-etch and self-etch groups adhesive fracture was mostly seen. Conclusion: Despite fiber reinforced composites or conventional composite with short-post technique application to be achieved higher values and there is no significantly difference between fiber post materials, exact results can be confirmed with long term clinical studies. KeyWords: Bonding agent, total-etch systems, self-etch systems, push-out, SEM, stereomicroscope.
Collections