Bruksizm hastalarında ortodontik tedavi öncesi kullanılan oklüzal splint apareyinin etkisinin değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Amaç: Günümüz ortodontik ve ortognatik tedavilerinde, tedavi hedeflerine ulaşabilmek için gerek teşhis, gerekse tedavi planlama aşamalarında tekrarlanabilir ve stabil bir referans noktasına ihtiyaç vardır. Tedavi planlamalardaki hedeflere ulaşabilmek için ortopedik açıdan stabil bir temporomandibular eklem (TME) üzerinden hareket edilmesi veya stabilizasyonun olmadığı durumlarda bunun tekrar kazanılması ile tedaviye başlanılması, başarıya götüren temel kriterlerden birisidir. Stabil bir çiğneme sistemi, stabil bir eklem pozisyonu ile uyum içinde olan stabil bir oklüzal durumu ifade eder. Bruksizm hastalarında mevcut hiperaktif kaslar ve artmış oklüzal kuvvetler nedeniyle kondil konumunun stabilitesinin etkileneceği düşünülmüştür. Bu çalışmanın amacı ise; bruksizmi olan hastalarda, stabil bir çiğneme sistemi oluşturulmasında önemli bir rol oynayan ve stabil bir eklem pozisyonunun elde edilmesini sağlayan oklüzal splint apareyinin etkisini değerlendirmektir. Böylece ortodontik tedavi öncesi, bruksizm hastalarına yönelik uygulamaların gerekliliğinin ortaya konulması amaçlanmıştır.Materyal ve Metod: Ordu Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti Anabilim Dalı'na bruksizm şikayetiyle başvurmuş ve oklüzal splint apareyi ile tedavi olan hastaların arşiv kayıtları incelenmiştir. 3 ay süreyle oklüzal splint kullanan hastalardan tedavi başlangıcına ve 3 ay sonrasına ait; manyetik rezonans görüntüye (MRG), sefalometrik radyografiye, Brux Checker kayıtlarına ve klinik muayene bilgilerine sahip bireyler belirlenmiştir. Bu kriterlere uygun 18-40 yaş arası 30 birey çalışmaya dahil edilmiştir.Elde edilen kayıtlar kullanılarak, bruksizm hastalarında kullanılan oklüzal splint apareyinin; kondil konumu, sefalometrik değerler, oklüzyon, kas ağrısı, mandibular hareket miktarı, eklem sesi, uyku kalitesi ve yaşam kalitesi üzerindeki etkileri incelenmiştir. Verilerin değerlendirilmesinde Shapiro – Wilk normallik testi, eşleştirilmiş t testi, Wilcoxon testi, Mc Nemar's testi, Stuart Maxwell testi, Ki Kare testi ve Spearman korelasyon testi kullanılmıştır.Bulgular: Oklüzal splint kullanımı sonrası MRG analizinde, sağ ve sol kondil konumunda anlamlı bir değişim gözlenmemiştir. Sefalometrik analizde, S-E, ramus uzunluğu ortalamalarında istatistiksel olarak anlamlı değişim gözlenmiştir. S-E ortalaması artarken, ramus uzunluğu ortalamalarının azaldığı gözlenmiştir. Ancak bu değişimler klinik olarak anlamsızdır. Oklüzal özelliklerde de anlamlı bir değişim gözlenmemiştir. Oklüzal özelliği değişim gösteren 4 bireyin 3'ünde mediotrüziv interferanslar ortadan kalkmıştır. Sağ resiprokal klik sesi ve sol tekrarlamayan klik sesi hariç diğer seslerde oklüzal splint kullanımı sonrası azalma gözlenmiştir. Yanlızca ancak,z< sol açılma ve kapanmada mevcut olan klik sesindeki azalma istatistiksel olarak anlamlıdır. Maksimum aktif açılma, pasif zorlamalı açılma ve protrüzyon miktarlarında anlamlı bir artış meydana gelmiştir. Aynı zamanda ağız açma, sağ laterotrüzyon ve sol laterotrüzyon sırasında meydana gelen ağrı da azalmıştır. Sol temporal kasın ön lifleri, sağ ve sol masseter, sol SCM (sternocleidomastoideus), sağ ve sol trapezius, sağ ve sol pterigoideus lateralis süperior, sol pterigoideus lateralis inferior ve sağ ve sol pterigoideus medialis kaslarında hissedilen ağrıda anlamlı bir azalma gözlenmiştir. Oklüzal splint kullanımıyla hasta semptomları elimine edildiğinden dolayı bireylerin yaşam ve uyku kaliteleri artmıştır. Sağ trapezius kas ağrısında azalma, yaşam kalitesinin artmasıyla ilişkili bulunmuştur. Baş ağrısındaki azalma da uyku kalitesinin artmasıyla ilişkili bulunmuştur. Sonuç: Bruksizm hastalarında ortodontik tedavi öncesi oklüzal splint uygulanması gerekliliğine dair kesin bir veri elde edilememiştir. Ancak bruksizmli hastalarda semptomların iyileşmesi, yaşam kalitesi ve uyku kalitesinin artması amacıyla oklüzal splint kullanılabilir. Bruksizmde mevcut hiperaktif kasların ve artmış oklüzal kuvvetlerin oluşturduğu olası bir kondil konumu değişikliğinin teşhisi ve tedavisi için ortodontik tedavi öncesi oklüzal splint kullanılmasında herhangi bir sakınca görülmemektedir. Oküzal splint kullanımı geri dönüşümlü bir tedavidir ve yaklaşık olarak etkisini 3-6 aylık bir süre içerisinde gösterdiğinden dolayı hasta için herhangi bir olumsuz etkisi olmamaktadır. Anahtar Kelimeler: bruksizm, oklüzal splint, ortodonti, oklüzyon, temporomandibular eklem Aim: In today's orthodontic and orthognatic treatments, a repeatable and stable reference point is needed in both the diagnosis and treatment planning stages in order to achieve treatment objectives. In order to achieve the objectives of treatment planning, acting on an orthopedicly stable temporomandibular joint (TMJ) or regaining it in the absence of stabilization, starting treatment with the basic is one of the criteria. A stable masticatory system refers to a stable occlusion condition that is in harmony with a stable joint position. It was thought that the stability of the condyle position will be affected due to the hyperactive muscles and increased occlusion forces present in the patients of bruxism. The aim of this study is evaluate the effect of occlusal splint appliances, which plays an important role in the formation of a stable chewing system and ensures a stable joint position in patients with bruxism. Thus, it is aimed to demonstrate the necessary of applications for bruxism patients before orthodontic treatment.Material and Method: Ordu University Faculty of Dentistry Orthodontics Department of Orthodontics applied with bruxism and the archive records of patients treated with occlusal splint appliances were examined. Patients using occlusal splint for 3 months are from the beginning of treatment and 3 months after; individuals with magnetic resonance image (MRI), cephalometric radiography, Brux Checker records and clinical examination information have been identified. 30 individuals between the ages of 18 and 40 who meet these criteria were included in the study.Occlusal splint appliances used in bruxism patients using the obtained records; Condyle position, cephalometric values, occlusion, muscle pain, mandibular movement amount, joint voice, sleep quality and effects on quality of life were examined. Shapiro – Wilk normality test, paired t test, Wilcoxon test, Mc Nemar's test, Stuart Maxwell test, Ki Square test and Spearman correlation test were used in the evaluation of the data.Results: No significant changes were observed in the right and left condyle position in MRI analysis after occlusal splint use. In cephalometric analysis, statistically significant changes were observed in S-E and ramus length averages. While the S-E average increased, the ramus length averages decreased. However, these changes are clinically insignificant. No significant changes were observed in occlusion properties. Mediotrusive interferans have been eliminated in 3 of the 4 individuals whose occlusion properties changed. Decrease was observed after the use of occlusial splint in other sounds except right resiprocal clicking sound and left non-repetitive click sound. However, only the decrease in the click sound present in left opening and closing is statistically significant. There has been a significant increase in maximum active opening, passive forced opening and protrusion amounts. At the same time, pain occurring during mouth opening, right laterotrusive and left laterotrusive has decreased. A significant decrease in pain felt in the anterior fibers of the left temporal muscle, right and left masseter, left SCM (sternocleidomastoideus), right and left trapezius, right and left pterigoideus lateralis superior, left pterigoideus lateralis inferior and right and left pterigoideus medialis muscles were observed. The quality of life and sleep of individuals increased due to the elimination of patient symptoms with the use of occlusal splints. The reduction in right trapezius muscle pain has been associated with an increase in quality of life. The decrease in headache was also associated with improved sleep quality. Conclusion: No definitive data were obtained on the necessary of occlusal splint application before orthodontic treatment in patients with bruxism. However, occlusal splint can be used in patients with bruxism in order to improve symptoms, increase of quality of life and sleep quality. In bruxism, there is no risk with the use of occlusal splint before orthodontic treatment for the diagnosis and treatment of a possible change in condyl position caused by hyperactive muscles and increased occlusion forces. The use of occlusal splint is a reversible treatment and does not has any negative effect for the patient as it shows its effect within a period of approximately 3-6 months. Key Words: bruxism, occlusal splint, orthodontics, occlusion, temporomandibular joint
Collections