Mükemmeliyetçilik, kendini sabotaj, öz-şefkat ve psikolojik iyi oluş arasındaki ilişkilerin incelenmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Mükemmeliyetçilik ile ilgili yapılan araştırmalarda, mükemmeliyetçiliğin bazı psikolojik rahatsızlıklar için bir risk ve sürdürücü faktör olduğu kanıtlanmıştır (Egan, Wade ve Shafran, 2011). Diğer yandan, bazı araştırmacılar ise mükemmeliyetçiliğin çok boyutlu bir yapı olduğunu ve tümüyle olumsuz bir kavram olmayabileceğini savunmaktadır (Stoeber ve Otto, 2006). Ayrıca, mükemmeliyetçilik ile psikolojik iyi oluş arasındaki ilişkide birçok farklı faktörün de rol aldığı bilinmektedir. Bu bağlamda, bu araştırmanın amacı mükemmeliyetçilik, kendini sabotaj ve öz-şefkatin psikolojik iyi oluş ile ilişkisini incelemektir. Bu amaçla, araştırmaya farklı şehirlerden 18-50 yaş aralığında (Ort. = 24.90, SS = 7.57) 360 kadın ve 293 erkek gönüllü katılımcı dahil edilmiştir. Araştırmanın verileri Demografik Bilgi Formu, Çok Boyutlu Mükemmeliyetçilik Ölçeği (ÇBMÖ), Kendini Sabotaj Ölçeği (KSÖ), Öz-Duyarlık Ölçeği (ÖDÖ), Kısa Semptom Envanteri (KSE), Pozitif ve Negatif Duygu Ölçeği (PNDÖ) ve Yaşam Doyumu Ölçeği (YDÖ) kullanılarak toplanmıştır. Araştırma sonuçlarına göre kendine yönelik mükemmeliyetçilik, psikolojik iyi oluşun, olumlu duygunun ve yaşam doyumunun artması ile ilişkili iken; sosyal olarak belirlenen mükemmeliyetçilik ise olumsuz duygunun ve psikolojik belirtilerin artması ile ilişkilidir. Ayrıca, öz-şefkatin ve kendini sabotajın, psikolojik belirtiler, duygulanım ve yaşamı doyumu üzerinde, mükemmeliyetçiliğin ötesinde yordayıcı rolünün olduğu bulunmuştur. Sosyal olarak belirlenen mükemmeliyetçiliğin kendini sabotaj ile pozitif; öz-şefkatle negatif yönde ilişkisi; ve de kendini sabotajın öz-şefkatle pozitif yönde ilişkisi de araştırmanın sonuçları arasındadır. Farklı mükemmeliyetçilik özelliklerinin, öz şefkat ve kendini sabote etme eğilimiyle birlikte, psikolojik iyi olma ile ilişkisinin test edildiği bu çalışma modeline dair sonuçlar ilgili alanyazınla birlikte değerlendirilmiştir. Ayrıca, yaşam kalitesinin arttırılması ve psikolojik belirtilerin önlenmesine yönelik müdahalelerde, bu sonuçların sunabileceği katkılara yer verilmiştir. In literature perfectionism is considered as a risk and maintaining factor for various psychological disorders (Egan, Wade, & Shafran, 2011). However, some researchers claimed that perfectionism is a multidimensional construct and may not be a completely negative concept (Stoeber & Otto, 2006). Moreover, different mechanisms are involved in the relationship between perfectionism and psychological well-being. Based on this knowledge, the aim of the current study was to examine the associations among perfectionism, self-handicapping, self-compassion and psychological well-being. For this purpose, 653 volunteer participants (360 females and 293 males) whose ages were between 18 and 50 (M = 24.90, SD = 7.57) were recruited from various cities in Turkey. Demographic Information Form, Multidimensional Perfectionism Scale (MPS), Self-Handicapping Scale (SHS), Self-Compassion Scale (SCS) and Brief Symptom Inventory (BSI) were administered in data collection. The result of the study revealed that self-oriented perfectionism was associated with increases in psychological well-being, positive affect and satisfaction with life, while socially prescribed perfectionism was associated with increases in negative affect and psychological symptoms. Furthermore, it was found that self-compassion and self-handicapping, beyond perfectionism, were significant predictors of psychological symptoms, affect and satisfaction with life. Moreover, the result of this study showed that socially prescribed perfectionism was positively associated with self-handicapping, while negatively associated with self-compassion. Additionally, self-compassion was negatively associated with self-handicapping. The findings of this study, which examined the relationship among various traits of perfectionism, self-compassion, self-handicapping and psychological well-being, were interpreted in the light of the literature. In addition, the contribution of the results of the study to further interventions, which aim to improve quality of life and prevent psychological symptoms, were provided.
Collections