Show simple item record

dc.contributor.advisorKalem Berk, Seda
dc.contributor.authorBozkurt, İpek
dc.date.accessioned2020-12-04T17:54:25Z
dc.date.available2020-12-04T17:54:25Z
dc.date.submitted2019
dc.date.issued2019-10-17
dc.identifier.urihttps://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/94811
dc.description.abstractBu tez 2009 yılında Münevver Karabulut'un öldürülmesinden sonra Türkiye'de kadına karşı şiddet, kadın cinayeti ve kadın öz savunma davalarının, kısaca kadın davalarının, sistematik şekilde takip edilmesinin bir feminist aktivizm yöntemi olarak ortaya çıktığını incelemeyi amaçlamaktadır. Feminist hareketin, kadına karşı şiddetin arttığı 1990'ların sonlarından itibaren farklı kolektifler altında münferit kadın davalarını takip etmesi söz konusu olmuştur. Fakat kadın davalarını takip eden oluşumların çalışma odaklarının sadece kadın davaları olmamaları ve oluşumların kurumsal bir yapıda, süreklilik göstererek örgütlenmemeleri nedeni ile, oluşumlar organik olarak ortadan kalkmış veya kadın davaları takiplerine devam etmemişlerdir. 2009'dan sonra ise Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun kadın davalarının tüm duruşmalarına katılması, duruşmalar hakkında kamuoyuna bilgi vermesi ve kadına yönelik şiddet verilerini iktidara karşı kadın haklarına yönelik politik taleplerde bulunmak için kullanması dava takip sürecinin politik eylemlilik içeren bir aktivizme dönüştüğünü göstermektedir. Araştırma, kadın davalarının takipleri sırasında feminist hareketin hukuk ile ilişkisini nasıl kurguladığını ve bu ilişkiden nasıl fayda sağladığını inceleyerek, feminist hareketin normatif hukukun uygulanmasına ilişkin eleştirilerini feminist aktivizme tercüme etmesini değerlendirmektedir. Feminist avukatların yargılamalara dahil ettikleri feminist tartışmalar, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ortaya koyan açıklamalar ve kadınların şiddet hikayeleri, yargılamaların içeriğinin normatif hukuk ile sınırlı kalmamasını sağlamıştır. Dava takipleri, yargılamalar sırasında feminist teorinin pratik hale tercüme edilmesi, farklı siyasi ve sosyal tercihleri olan kadınların birbiriyle iletişime geçmesi ve kadın hikayelerinin ve şiddetin sistematik yapısının anlatılması sureti ile hakimlerin eril, cinsiyetçi zihniyetlerinin dönüştürülmesi gibi kazanımlar doğurmuştur. Böylelikle feminist hareket dava takip aktivizmi ile, hukuku, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin üretildiği bir alan olmaktan çıkartarak, yargılama sürecini, içeriğini yeniden anlamlandırdığı bir mücadele zeminine dönüştürmüştür.
dc.description.abstractThesis attempts to analyze that after femicide of Münevver Karabulut, systematic legal advocacy for violence against women, femicide and women's self-defense litigation cases, all together defined as women's cases, emerged as feminist activism method. Due to increase in violence against women in 1990s, feminist movement started following number of women's cases. Since organizations following such cases did not specifically concentrate on legal advocacy and their structural organizations were not sustainable, they either ceased their existence or discontinued their legal advocacy work. Following 2009, We Will Stop Femicide Platform's attendance to all hearings, pot-hearing press releases to inform the public about developments, utilization of its advocacy experience to present political requests, collectively manifest that its legal advocacy evolved to activism with political mobility. The research analyzes how feminist movement designs its relationship with law and its benefits from such relationship to evaluate how feminist movement translates its criticism against implementation of normative law to feminist activism. Feminist lawyers' inclusion of feminist discourse, elaborations on gender based discrimination and women's experiences of violence to litigation, ensures that legal process is not constrained to normative law. Legal advocacy enables translation of feminist theory into practice, connection of women from different backgrounds, transformation of gendered minded judges through their subjection to women's stories and accounts of their systemic violence experiences. As such, through legal advocacy activism, feminist movement ensures that law is not a sphere where gendered based discrimination is produced but transforms litigation process to a site of combat whose elements are redefined.en_US
dc.languageTurkish
dc.language.isotr
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccess
dc.rightsAttribution 4.0 United Statestr_TR
dc.rights.urihttps://creativecommons.org/licenses/by/4.0/
dc.subjectHukuktr_TR
dc.subjectLawen_US
dc.titleBir feminist aktivizm yöntemi olarak dava takibi
dc.title.alternativeLeegal advocacy as a feminist activism strategy
dc.typemasterThesis
dc.date.updated2019-10-17
dc.contributor.departmentHukuk Anabilim Dalı
dc.subject.ytmJudical structure
dc.subject.ytmWomen movements
dc.subject.ytmFeminism
dc.subject.ytmWomen
dc.subject.ytmConvention on Preventing and Combating Violence Against Women and Domestic Violence
dc.subject.ytmJudgement
dc.subject.ytmActivism
dc.identifier.yokid10267993
dc.publisher.instituteLisansüstü Programlar Enstitüsü
dc.publisher.universityİSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTESİ
dc.identifier.thesisid569745
dc.description.pages102
dc.publisher.disciplineİnsan Hakları Hukuku Bilim Dalı


Files in this item

Thumbnail

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record

info:eu-repo/semantics/openAccess
Except where otherwise noted, this item's license is described as info:eu-repo/semantics/openAccess