Preeklampsili gebelerde trombofili ile ilişkili faktörlerin belirlenmesi

Abstract

Çalışma, preeklampsili gebelerde trombofili görülme sıklığı ve etkileyen faktörleri değerlendirmek amacıyla kesitsel tipte yapılmıştır. Araştırmanın evrenini, 15 Mart 2015 -15 Mart 2016 tarihleri arasında Dicle Üniversitesi Hastaneleri Kadın Hastalıkları ve Doğum Polkiniğine başvuran ve preeklampsi tanısı almış 120 gebe oluşturmuştur. Evrenin tamamı örnekleme alınmıştır. Veriler araştırmacı tarafından hazırlanan, Veri Toplama Formu aracılığı ile yüz yüze görüşme yöntemiyle toplanmıştır. Araştırma için Diyarbakır Dicle Üniversitesi Hastaneleri Etik Kurulu'ndan yazılı, katılımcılardan ise sözlü izin alınmıştır. Araştırmadan elde edilen veriler, bilgisayar ortamında Statistical Package for Social Sciences (SPSS) for Windows 16.0 istatistik paket programı kullanılarak değerlendirilmiştir. Verilerin değerlendirilmesinde; tanımlaycı istatistiklerden yüzde, ortanca, standart sapma; tek değişkenli analizlerden MannWhithney-U testi ve Ki-kare testi kullanılmıştır. Bulgular % 95 güven aralığında 0.05 anlamlılık düzeyinde yorumlanmıştır. Çalışmada gebelerin hafif preeklampsi tanısı aldığıve trombofili testi yapılan, gebelerin %28.3'ünün test sonucunun pozitif olduğu belirlenmiştir. Köy/kasabada yaşayan, daha önce düşük yapma öyküsü bulunan, önceki gebeliklerinde preeklampsi tanısı alan, gebeliği süresince daha az sağlık kontrolüne gidengebelerde trombofili test sonucunun pozitiflik oranının daha fazla olduğu saptanmıştır.Bu sonuçlar doğrultusunda, preeklampsi tanısı almış gebelerin, preeklampsinin şiddetine bakılmaksızın trombofili açısından riskli olarak değerlendirilmesi ve gerekli taramaların yapılması, preeklampsili gebelere verilen hemşirelik bakımı içerisinde trombofilinin önlenmesine yönelik girişimlerin yer alması önerilmiştir.Anahtar Kelimeler: Riskli gebelik, preeklampsi, trombofili, hemşirelik.

The study has been carried out in Cross – Sectional type due to evaluate the frequency of thrombophilia incidence in Preeclampsia pregnants and the affecting factors. The universe of this study has been formed by pregnant women who applied to Gynaecology Policlinics of Dicle University Hospitals in Diyarbakır, and the sample of the study consists 120 pregnant women who applied to the Policlinic and diagnosed as preeclampsia between the dates 15th March 20015 – 15 March, 2016. All the universe has been taken intoto the sample. The data were collected through face to face interviews via Data Collection Instrument prepared by the researcher. Written permission has been obtained from Diyarbakır Dicle University Ethics Committee and verbal permission has been obtained from the participants for the research. The data obtained from the research has been analised using the Statistical Package for Social Sciences (SPSS) for Windows 16.0 statistical package program. For the analysis of the data, descriptive statistics such as percentage, median, standard deviation and univariate analyses such as Man Whithney-U test and Chi-square test have been used. The findings of the study interpreted by using 95% confidence interval and 0.05 level of significance degree. In the study, it was determined that all women have mild preeclampsia, thrombophilia test requested by doctor for the ones who needed and 28.3% were positive for the thrombophilia test result. It has been found that the thrombophilia positivity rate of test result is higher in women who live in village / small town, who had previous history of miscarriage, who had preeclampsia diagnosis in previous pregnancies and who scarcely went to health controls during pregnancy.In accordence with these results, ıt has been advised that the pregnants who were diagnosed as preeclampsia, regardless of looking how severe preeclampsia they have, should be evaluated as ander risk and necessary health controls should be done, and to inclued attempts for intercepting thrombophilia within nursing care given preeclampsia pregnants. Key words: Risky pregnancy, preeclampsia, thrombophilia, nursing.