dc.contributor.advisor | Ertan, Temuçin Faik | |
dc.contributor.author | Akkaya, Erdal | |
dc.date.accessioned | 2020-12-04T12:05:12Z | |
dc.date.available | 2020-12-04T12:05:12Z | |
dc.date.submitted | 2006 | |
dc.date.issued | 2018-08-06 | |
dc.identifier.uri | https://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/82573 | |
dc.description.abstract | ÖZETTarih boyunca varlığını koruyan ?Ordu? kavramı silahlı ve düzenli gücüsimgelemiştir. Bulundukları çağ ve dönemlerin oluşan şartlarına göre, silah, araç vedonanımındaki gelişimler, buna paralel olarak orduların savaş taktik ve stratejilerideğişimler göstermiştir.Yeniçeri Ordusu'nun kaldırılmasına kadar geçen süre içerisinde bir meslekordusu görünümünde olan Osmanlı Ordusu, XIX. Yüzyılın başlarından itibarenaskeri okulların kurulması ve zorunlu askerliğin uygulamaya başlamasıyla modernbir ordu yaratma yolunda çalışmalara başlamıştır. Ancak, yapılan reformlar savaşlarve ülkenin ekonomisindeki kötüleşme nedeniyle kalıcı ve sürekli olamamıştır.Mülki idarenin başında askerlerin yer alması nedeniyle, Osmanlıİmparatorluğundaki sivil-asker ayrımının bulunmayışı, ordunun toplumdaki rolünüde belirlemede etkili olmuştur. Cumhuriyet'i kuran kadroların büyük bir bölümününordu kökenli olması, ordunun geleneksel işlevinin çok daha ötesinde bir rolüstlendiğini göstermektedir. Ancak bu durum hiçbir zaman askeri bir rejime veyadiktatörlüğe dönüşmemiştir.Cumhuriyetin ilk yıllarında tehdit algılamasındaki içe dönüklük nedeniyle, ordu,daha çok rejimin sağlamlaştırılması yönünde karşılaşılan tehditler ile meşgulolmuştur. Bu aktif görevlerinin yanında kışlalar yalnız bir asker ocağı olarak değil,aynı zamanda bir okul olarak değerlendirilmiş ve köy ortamından gelen gençleregünün ihtiyaçları doğrultusunda eğitim verilmiştir.II. Dünya Savaşı öncesinde tehdit algılamasında gerçekleşen değişiklikler veuygulanan denge siyaseti çerçevesinde ittifak arayışlarına gidilmiştir. Savaş süresinceizlenen tarafsızlık politikası çerçevesinde ordunun ihtiyaçları, yapılan ittifakanlaşmaları ile ülke kaynaklarından sağlanmaya çalışılmıştır.İnsan yoğunluğundan makine yoğunluklu bir yapıya dönüşen kuvvetlerle yapılansavaş sonrasında oluşan yeni stratejiler, sadece askeri alanda değil, ekonomi, politikave diplomasi sahasında da kendine yer bulmuştur. Artık savaşlar sadece askeristrateji ile değil, yüksek strateji ve uluslar arası ilişkiler ile sonuç bulacaktır.iSavaş sonrasında SSCB'nin tehditlerine karşı tek başına karşılık veremeyeceğinideğerlendiren Türkiye, bu tarihten itibaren hızla batı bloğu içerisinde yer almayaçalışmış, ?Truman Doktrini? ve ?Marshall Planı? ile birlikte NATO'ya üyeolunmasına kadar uzanacak süreç başlamıştır.II. Dünya Savaşı sonrasına kadar Alman doktrinini uygulayan Türk Ordusu,özellikle ?Truman Doktrini? kapsamında yapılan askeri yardımlar ile birlikteAmerikan ordusunun strateji ve doktrinini kabullenmiştir. 1950'li yıllarla birlikteartan askeri ve ekonomik yardımlar sonucunda, bu durum, sadece askeri doktrin vestrateji kapsamında sınırlı kalmamış, Cumhuriyet'in ilk döneminde tamamen millivazife anlayışına dayanan Türkiye'nin savunması; dayanak yönünden ilk kezfarklılık göstererek başka bir ülkenin stratejilerine dayandırılmıştır. Bununsonucunda, bölgedeki ülkelerle arasındaki ilişkileri de batı ittifakının politika vestratejileri ekseninde ele alan Türkiye, ileride ciddi savunma boşlukları ile dekarşılaşacaktır.ii | |
dc.description.abstract | ABSTRACTThe concept of `Army?, which has reserved its existence throughout the history,has symbolized the regular and armed forces. In accordance with the developingcircumstances of the age and periods, the improvements in weapons and equipmentsalongside in their means, the tactics and strategies of the armies have changedcorrespondingly.The Ottoman Army, which had been in the formation of an occupational armyuntil the abolition of the Janissaries, started to work on the establishment of amodernized army with the foundations of military schools and the application ofobligatory military service since the beginning of 19th century. Nevertheless, thesereforms would not be permanent due to wars and the economic situation of thecountry.The facts that the political government dominated by military heads and also thatthere were no discrimination between civil and military in the State, have beeneffective strongly in determining the role of the Army in the society. That thefounders of the Turkish Republic is of military originated, shows us the Army had arole that was beyond its traditional obligations. Yet, this fact neither turned out to bea military regime, nor dictatorship.The Army had struggled with the threats against the establishment of the newregime mostly, because the threat perception had pointed at the dynamics within thecountry for the period of the first years of the Republic. The barracks, along withthese active missions, were not accepted only as homes for soldiers but also asschools in which these young men, who came from villages were given education inaccordance with the needs of the time.Prior to World War II, the changes in the perception of threat, together with theimplementation of the balanced policy, had led the State to the search for new allies.During the war time, in keeping the neutrality position the country held, the needs ofthe Army were supplied with the domestic resources in compliance with the treatiesmade with the related countries.iiiThe new strategies formed after the wars fought by transformed forces, whichchanged from man-power into machine-power were put into practice not only inmilitary context but also in economic, political, and diplomatic areas as well.Henceforth, wars would conclude, not only with military strategies but also withusing of high strategies and international affairs.After the World War II, Turkey, which evaluated that it could not resist to thethreats coming from USSR, rapidly tried to be on the side of the West. As a result,the way to the membership of NATO was given, with the support of the `TrumanDoctrine? and `Marshall Plan?.The Turkish Army that adopted German doctrine until the end of World War II,replaced it with the strategies and doctrines of the US Army, particularly with theacceptation of the military aids in compliance with the `Truman Doctrine?. Inconsequence of the increasing military and economic aids in 1950s, this situation didnot remain only in the context of military strategy and doctrine, Turkey?s defense,which was founded merely on national interests in the first years of the Republic,was made for the first time on the perspective of dependency, reliant on anothercountry?s strategies. Thus, Turkey, which has been compliant with the politics andstrategies of Western allies in the handling of its foreign affairs with the countries inits region, will encounter very serious defense gaps in the future.iv | en_US |
dc.language | Turkish | |
dc.language.iso | tr | |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/openAccess | |
dc.rights | Attribution 4.0 United States | tr_TR |
dc.rights.uri | https://creativecommons.org/licenses/by/4.0/ | |
dc.subject | Türk İnkılap Tarihi | tr_TR |
dc.subject | History of Turkish Revolution | en_US |
dc.title | Türk ordusundaki stratejik ve doktriner değişiklikler (1923-1960) | |
dc.title.alternative | Strategical and doctrinal changes in the Turkish army (1923-1960) | |
dc.type | masterThesis | |
dc.date.updated | 2018-08-06 | |
dc.contributor.department | Diğer | |
dc.identifier.yokid | 160705 | |
dc.publisher.institute | Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü | |
dc.publisher.university | ANKARA ÜNİVERSİTESİ | |
dc.identifier.thesisid | 191223 | |
dc.description.pages | 371 | |
dc.publisher.discipline | Diğer | |