dc.contributor.advisor | İmren, Hüseyin Yılmaz | |
dc.contributor.author | Turgut, Kürşat | |
dc.date.accessioned | 2020-12-04T11:55:25Z | |
dc.date.available | 2020-12-04T11:55:25Z | |
dc.date.submitted | 1989 | |
dc.date.issued | 2018-08-06 | |
dc.identifier.uri | https://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/81635 | |
dc.description.abstract | 41 5. ÖZET Bu çalışma, abomasum deplasmanlarının (sol, sağ ve torsi yon) ve sekum dilatasyonu ve torsi yonunun klinik ve la- baratuar özelliklerini belirlemek amacıyla yapıldı. Bu amaç için, Sol abomasum deplasmanlı 20 (LDA, Grup 2), Sağ abomasum deplasmanlı 18 (RDA, Grup 3), Abomasum tor siyonlu 18 (AT., Grup 4) ve Sekum dilatasyonlu ve torsi yonlu 10 (CDT` Grup 5) inek muayene edildi. Yedi sağlıklı inek (G- rup 1) kontrol olarak kullanıldı. Klinik teşhisler laparatomi ile kontrol edildi. Sistemik klinik muayene (vücut ısısı, nabız ve solu num sayısı, deri elastikiyeti, mukoz membranlar, vena jugula- risin dolgunluk zamanı, rumen hareketleri, karın ağrısı, karında gerginlik, karaciğer perküsyonu, defekasyon durumu ve dışkının fiziksel özellikleri, idrarda keton cisimleri, karı nın auskultasyon perküsyon ve elle sallanarak muayenesi ve rektal muayene) ve labaratuar kontroller (kan pH, PCO2, plaz ma HCO3, baz fazlalığı (BE), Ht, Hb, total leukosit sayası, serum Na+, K+, Cl +, Ca++, Mg++ve üre konsantrasyonu) yapıldı. Abomasum deplasmanları ve CDT'larının çoğu erken postpartum döneminde oluştu. Hayvanlar kliniğe getirildikle rinde, genel durumları normalden, şiddetli klinik semptomlara kadar değişiyordu. Gastrointestinal atoni, dehidrasyon ve de- fekasyonun azalması diğer yaygın bulgulardı. Vücut ısısı ve solunum sayısında gruplar arasında önemli bir farklılık yok tu. Oysa, nabız sayısı tüm hasta gruplarında (Grup 2,3,4 ve 5) önemli derecede arttı (p<0.01). En şiddetli klinik semptomlar Grup 4'te gözlendi. Mu koz membranlarda solgunluk Grup 3 ve 4'te yaygındı. Deri ısı sı Grup 4 teki hayvanların çoğunda düşük olarak bulundu. Deri elastikiyeti Grup 3,4 ve 5'te genellikle kaybolmuştu. Grup 3 ve teki bazı ineklerde vena jugularisin dolgunluk zamanı uzamıştı. AD' lı 7 inekte atrial fibrilasyon bulundu. Hasta gruplarında dışkıda sindirilmemiş gıda artıkları yaygın bul guydu. Sancı semptomları Grup 2' de gözlenmezken, Grup 4 ve 5' te yaygındı. Karaciğer perküsyonu Grup 2 de 19 inekte pozi-tifti. Grup 3,4 ve 5'teki ineklerin çoğunda ise negatifti. Auskultasyon perküsyonla saptanan ping bölgesi, Grup 2'de genellikle sol karın duvarında 9. ve 13. kostalar ara sında bulundu. RDA'daki vakalarda, ping bölgesi sağ karın duvarında 11. ve 13. kostalar arasında bulundu. En geniş ping bölgesi Grup 4'te saptandı» Ping bölgesi sağ karın duvarında 8. kostadan paralurobal fossaya kadar uzanıyordu. Ping bölge sinin ventral sınırı, abomasum içindeki sıvı miktarına bağlı olarak değişiyordu. CDT'da ping bölgesi sağ fossa paralumba- lisin dorsalinde bulundu. Tüm hasta gruplarında karın duvarının sallanmasıyla çalkantı sesi tesbit edildi. Abomasumun sola deplasmanında, abomasum rektal yolla palpe edilemedi. RDA'nin 'A 50'sinde, AT'nun % 77'sinde aboma sum gerilmiş bir organ olarak palpe edilebildi. Bunun aksine, CDT'da sekum tüm ineklerde kolaylıkla palpe edildi. Tüm hasta gruplarında, kan pH, PCO2, K+,Ca++ ve Cl konsantrasyonları önemli derecede değişti <p<0.05). Plazma HCO3 ve konsantrasyonları önemli olmasa da tüm hasta grupla rında arttı. Grup 2 ve 5' teki hayvanların % 40 da hiperbaze- mi, % 10' da hipobazemi vardı. RDA'daki vakaların % 61de 'de hi- perhazemi bulundu. Hipobazemi bu gruptaki ineklerin % ll'de tesbit edildi. AT'da asit-baz durumu metabolik alkaloz ve me- tabolik asi dozdan hangisinin baskın olduğuna bağlı olarak de ğişti. Grup 2,3 ve 4 t e Ht değerleri önemli derecede arttı (P<0.01)Serum üre konsantrasyonu Grup 3,4 ve 5'te önemli derecede artmış olarak bulundu (p<0.01>. Serum Mg değerleri sadece Grup 4 ve 5 te önemli derecede arttı (p<0.01). Serum Cl~~ ile plazma BE ve HCO3` arasında istatistik sel olarak önemli negatif korelasyon vardı (p<0.05). Serum K ve PCO2 sırasıyla serum Cl- ve plazma HCCO3 ile direk olarak ilgiliydi (p<0.05). Metritis ve ketazis AD ve CDT ile birlikte bulunan en yaygın hastalıklardı. Sonuç olarak, AD ve CDT' nun teşhisinde auskultasyon perküsyon metodu, kann duvarının dışarıdan sallanması, rek tal palpasyon ve karaciğer perküsyonunun faydalı kriterler olduğu ve kan asit-baz durumunun RDA ve AT'uyla etkilenirken, LDA ve CDT vakalarının çoğunda etkilenmediği bulundu. | |
dc.description.abstract | 43 &. SUMMARY This investigation was carried out to determine the clinical and laboratory -features of abomasal displacements (left, right and torsion) and cecal dilatation and torsion. For the purpose of the investigation» 20 cows with Left displacement of the abomasum <LDA, Group 2), 18 cows with Right displacement of the abomasum (RDA, Group 35, IS cows with Abomasal torsion CAT, Group 4) and 10 cows with Cecal dilatation and torsion (CDT, Group 5) were examined. Seven healthy cows <Group 1) were used as a control. Clinical diagnosis was checked by exploratory laparotomy. Sistemic clinical examination (body temperature, pulse and breathing rates, skin turgor, Jugular vein refill time,, ruminal movements, abdominal pain, defans, liver percussion, fecal output and physical properties of the feces, keton bodies in urine, ausculatory percussion, ballatment of the abdomen and rectal palpation) and laboratory controls (blood pH, PCO2, plasma HCO3., base excess (BE), PCV, hemoglobin, total leucocyte counts, serum Na, k., Cf~, CaT'*'? Mg and urea) were carried out. Most cases of Abomasal displacements (AD) and CDT occur ed in the early postpartum period. On the arrival at the clinic, the general conditions of the animals varied from a normal appearance to a moribount status. Gastrointestinal atony, dehydration and decreased fecal output were other common findings. There was no significant difference in the body temperature and respiration rate between Group 1,2,3,4 and 5, while pulse rate significantly increased in all patient groups (Group 2,3,4 and 5, p<O.OD. The most severe clinical symptoms were observed in Group 4. Paleness of mucous membranes was common in Group 3 and 4. Skin temperature was found to be decreased in most cows of Group 4. Skin turgor was commonly absent in Group 3, 4 and S` In some cows of Group 3 and 4, jugular vein refill time were prolonged. Atrial fibrilation was found in 7 cows with AD. Undigested food in feces was common finding in44 the all patient groups. Abdominal pain was not observed in Group 2S while it was common in Group 4 and 5. Liver percussion was found to be positive in 19 cows of Group 2. However, it was negative in most cows of Group 3,4 and 5. Ping area which was determined by ausculatory percussion was generally found between 9th. and 13th. rib on the left abdominal wall in Group 2. In the cases of RDA, it was found between 11th. and 13th. rib on the right abdominal wall. The largest ping area was determined in Group 4. Ping area extended from 8th. rib to paralumbal fossa on the right abdominal wall. The ventral border of the ping area was variable and was determined by the level of fluid within the abomasum. In the cases of CDT, it was found on the right dorsal paralumbal fossa. In the all patient groups, splashing sounds were detected by ballotment of the abdominal wall. The abomasum could not. be palpeted by rectal palpation in the cases of LDA. The abomasum could be palpeted in 50 7. cases of RDA and 77 `Â cases of AT as a distended Vİ5CU5. Conversely cecum could be readily palpeted in all cases of CDT» 4- +-İ- _ Blood Hb, PCÖ2? K, Ca1^ and CI concentrations significantly changed in all patient groups (Group 2,3,4 and 5» p<0.05>. Plasma BE and HCCDj concentrations increased in all patient groups, wherease these increaments were not statistically significant. In Group 2 and 5, 40 `A of animals showed hyparbasemi a and 10 7. of animals showed hypobasemia. Hyperbasemia was found in 61 X cases of RDA. Hypobasemia was detected in 11 7, of Group 3. In the cases of AT` the blood acid-base balance was influenced by both a metabolic alkalosis and a metabolic acidosis and resulting acid-base status would depend on which of the two processes that was dominating. PCV values significantly increased in Group 2,3 and 4 Cp<0.05). Serum urea concentration was found to be significantly increased in Group 3,4 and S (p<0.01). Serum Mg values significantly. increased only in group 4 and 5 (p<0.01). A statistically significant negative linear45 correlation existed between serum CI and plasma BE and HCGJ` (p<0.05). Serum K`*` and PCO2 were directly related to serum Cl~ and plasma HCO3` respectively in all patient groups <p<0.05). Metritis and ketDsis were the most common contributory diseases with AD and CDT. In conclusion, it. was -found that the most useful criterias -for the diagnosis of AD and CDT were ausculatory percussion» ballatment of the abdatnan» rectal palpation and liver percussion. Blood acid-base status could be influenced by RDA and AT» whereas it was not commonly effected in the cases ai LDA and CDT. | en_US |
dc.language | Turkish | |
dc.language.iso | tr | |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/embargoedAccess | |
dc.rights | Attribution 4.0 United States | tr_TR |
dc.rights.uri | https://creativecommons.org/licenses/by/4.0/ | |
dc.subject | Veteriner Hekimliği | tr_TR |
dc.subject | Veterinary Medicine | en_US |
dc.title | Süt ineklerinde abomasum deplasmanı, sekum dilatasyonu ve torsiyonunun klinik ve kimyasal muayenesi | |
dc.type | doctoralThesis | |
dc.date.updated | 2018-08-06 | |
dc.contributor.department | Diğer | |
dc.subject.ytm | Dilatation | |
dc.subject.ytm | Cows | |
dc.subject.ytm | Abomasum | |
dc.subject.ytm | Dairy cows | |
dc.identifier.yokid | 11068 | |
dc.publisher.institute | Sağlık Bilimleri Enstitüsü | |
dc.publisher.university | ANKARA ÜNİVERSİTESİ | |
dc.identifier.thesisid | 11068 | |
dc.description.pages | 84 | |
dc.publisher.discipline | Diğer | |