AB ülkeleri ve Türkiye'nin eko-etkinliğinin karşılaştırılması

Abstract

Çevre tahribatının özellikle de küresel ısınma probleminin önlenmesi amacı ile gerçekleştirilen uluslararası konferansların ülkelere sürdürülebilir kalkınma yaklaşımının uygulanması ve sera gazı salımlarının azaltılması yönünde iki önerisi bulunmaktadır. Bu bağlamda, ülkelerin kalkınmalarının sürdürülebilir kılınması; gelecek kuşakların sağlıklı bir çevrede yaşama haklarının ihlal edilmemesi adına hammadde ve enerji tüketimini azaltarak, çevreye daha az atık bırakarak (sera gazı salımlarını azaltarak) daha fazla ürün elde edebilme kabiliyeti şeklinde ifade edilen eko-etkinliğin sağlanması önem arz etmektedir. Zira ülkelerin eko-etkin olmaları, insan kaynağı ve enerji de dahil tüm kaynakların rasyonel kullanımı yönü ile ulusal bazlı; sera gazı salımlarının azaltılması yönü ile de küresel bazlı bir sorumluluktur. Bu nedenle ülkelerin eko-etkinlik performanslarının sürekli ölçülmesi, değerlendirilmesi ve diğer ülkelerle karşılaştırılması gerekmektedir.

International conferences organized for the prevention of environmental destruction and especially the problem of global warming; There are two proposals for the implementation of the sustainable development approach and the reduction of greenhouse gas emissions.It is important to ensure that the development of countries is sustainable, without violating the right of future generations to live in a healthy environment, which is eco-efficiency that expressed as the ability to obtain more products, by reducing raw materials, energy consumption and by leaving less waste to the environment (by reducing greenhouse gas emissions). Because the countries are eco-effective; It is a national-based responsibility in terms of rational use of all resources, including human resources and energy, and a global-based responsibility in reducing greenhouse gas emissions. Fort his reason, it is necessary to constantly measure, evaluate and compare the eco-efficiency performance of countries with other countries