dc.contributor.advisor | Yayla, Vildan Ayşe | |
dc.contributor.advisor | Mercan, Metin | |
dc.contributor.author | Taşdemir Hasanbaş, Nilay | |
dc.date.accessioned | 2023-09-26T12:04:52Z | |
dc.date.available | 2023-09-26T12:04:52Z | |
dc.date.submitted | 2021-05-03 | |
dc.date.issued | 2020 | |
dc.identifier.uri | https://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/757747 | |
dc.description.abstract | AMAÇ: Guillain-Barré sendromu (GBS), sıklıkla asandan ilerleyen kas güçsüzlüğüyle karakterize olan, heterojen klinik ve elektrofizyolojik özelliklere sahip immun aracılı akut bir polinöropatidir. Günümüzde çeşitli tedavi yöntemlerine rağmen GBS hastalarının önemli bir bölümünde kalıcı fonksiyonel defisitler görülmektedir. Erken dönemde hastalık seyrinin öngörülebilmesi, uygun tedavi yaklaşımlarının seçilmesi, hasta ve hasta yakınlarına hastalık prognozu hakkında tatmin edici cevapların verilebilmesi açısıdan önemlidir. Bu çalışmanın amacı, GBS'li hastaların demografik, klinik, laboratuar verileri ile hastalığın klinik sonuçları ve yaşam kalitesi arasındaki ilişkiyi değerlendirmek ve elde edilen bulgularla daha önce tanımlanmış olan prognostik faktörler dahil olmak üzere toplumumuzda geçerli olabilecek prognostik belirteçleri tanımlamaktır. GEREÇ ve YÖNTEM: GBS tanılı, IVIg ve/veya PD tedavisi gören 51 hasta çalışmaya dahil edildi. GBS'de prognostik modeller arasında yer alan, hastaneye başvuru sırasındaki MRC toplam skorunun kullanıldığı mEGOS ile GBS özürlülük skoru hesaplandı. Hastalar 6. ay GBS özürlülük skorlarına göre iyi ve kötü prognozlu olarak ikiye ayrıldı. Fonksiyonel bağımlılık, Katz indeksi kullanılarak değerlendirildi. Hastaların cinsiyeti, yaşı, öncül enfeksiyon öyküsü, otoantikor varlığı, sigara kullanımı, hiperglisemi, arterioskleroz varlığı ile hastane yatışı esnasında ilk 1 hafta içindeki serum laboratuar tetkikleri (sedimentasyon, albümin, CRP, TSH, T3, T4, GFR, nötrofil-lenfosit oranı, trombosit-lenfosit oranı, HDL, LDL, TG, B12 vitamini, Na, K, Cl, Ca, kan gazı [pH, HCO3, laktat]) ve ilk 14 gün içinde yapılan BOS proteini ve NSE düzeyleri kaydedildi. Bu parametreler ile hastaların prognozu ve fonksiyonel bağımlılığı karşılaştırıldı ve aralarında bir korelasyon olup olmadığı değerlendirildi. İstatistiksel analizler için IBM SPSS Statistics 22 (IBM SPSS, Türkiye) programı kullanıldı. P<0,05 olması istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.BULGULAR: Hastaların yaş ortalaması 51,82±19,49 yıl ve 16'sı kadın (%31), 35'i (%68) erkekti. Erkeklerin kadınlara oranı 2,18 idi. Altıncı ay GBS özürlülük ve Katz indeksi skoru 0 ile 6 puan arasında değişmekteydi ve sırasıyla 1,57±1,66 ve 5,16±1,86 puandı. GBS özürlülük skoruna göre %80,4 (n=41) hasta iyi prognozlu iken, %19,6 (n=10) hasta kötü prognozluydu. Katz indeksi skoruna göre ise hastaların %88,2'si (n=45) fonksiyonel olarak bağımsız, %11,8'i (n=6) fonksiyonel olarak bağımlıydı. Fonksiyonel olarak bağımlı hastalarda arterioskleroz görülme oranı, geliş GBS özürlülük skoru ve CRP değerleri, fonksiyonel olarak bağımsız hastalara göre anlamlı derecede yüksekken albümin ve Ca değerleri ise düşüktü. Altıncı ay GBS özürlülük skoruna göre kötü prognozlu olan hastalarda da NLO, mEGOS, CRP ve albümin değerleri anlamlı derecede yüksek, Ca değeri düşük saptandı. Altıncı ay GBS özürlülük skoru ile, GFR ve Ca düzeyleri arasında negatif, NLO, CRP düzeyleri, mEGOS, geliş GBS özürlülük skorları arasında pozitif korelasyon bulundu. Katz indeksi skoruyla da yaş, CRP, geliş GBS özürlülük skoru arasında negatif, GFR, albümin ve Ca değerleri arasında pozitif korelasyon görüldü (p<0,05). Katz indeksi skoruna göre albümin, CRP, kalsiyum, arterioskleroz varlığı ve geliş GBS özürlülük skoru parametrelerinin etkilerini enter lojistik regresyon analizi ile değerlendirildiğinde, modelin istatistiksel olarak anlamlı (p=0,018) bulunduğu ve Negelkerke R square değerinin 0,47 olarak saptandığı, modelin doğruluk oranının (%85,1) olduğu görüldü. SONUÇ: Çalışmamız retrospektif ve küçük bir hasta popülasyonunda yapılmış olmakla birlikte farklı popülasyonlarda yaygın olarak prognostik öngörü için kullanılan mEGOS skorlama modelinin Türk popülasyonunda da kullanılabileceğini göstermiştir. Yine, GBS'de erken dönemdeki inflamasyon veya inflamatuar belirteçlerdeki değişikliklerle hastalık prognozu ve ileri dönemdeki fonksiyonel bağımlılık arasında bir ilişki olduğunu ortaya koymuştur. Ancak elde ettiğimiz veriler laboratuar temelli prognostik bir model oluşturmak için yeterli değildir. Bu veriler ışığında, prospektif ve daha geniş çalışmalarla GBS'de prognostik öngörü sağlayacak inflamatuar belirteçlerin bulunabileceğini düşünmekteyiz. | |
dc.description.abstract | OBJECTIVE: Guillain Barré Syndrome (GBS) is an immune mediated acute polyneuropathy which has heterogenous clinical and electrophysiological features and characterised by progressive, ascendant muscle weakness. Still, despite the various treatment methods, the majority of the GBS patients suffer permanent functional deficits. Therefore, estimation of the clinical course at early phase is important for selection of convenient treatment approach and being able to give convincing answers about prognosis to the patients and their relatives. This study aims to evaluate the relationship between demographic, clinical, laboratory data of the GBS patients and clinical results of the disease and quality of life, and also to define the prognostic markers including the existing prognostic factors which may be valid for our population.MATERIALS AND METHODS: Fiftyone patients with GBS who were treated with IVIg or PE were included to the study. mEGOS as one of the prognostic models, which is calculated using MRC sum score at admission and GBS disability score were calculated. Patiens were divided into two groups as good and poor prognosis groups according to their GBS disability score at the 6th month. Katz index was used to evaluate the functional dependency. Gender, age, antecedent infection, presence of autoantibodies, smoking, hyperglycaemia, presence of atherosclerosis, serum laboratory values at the first week after admission (ESR, albumin, CRP, TSH,T3,T4, GFR, neutrophil-lymphocyte rate, HDL, LDL, TG, vitamin B12, Na, K, Cl, Ca, arterial blood gas [pH, HCO3, lactate]) and BOS protein level in the first 2 weeks and NSE levels were recorded. These parameters were compared for the prognosis and functional dependency of the patients and were evaluated if there were any correlation between them. IBM SPSS Statistics 22 (IBM SPSS, Turkey) program was used for statistical analyzes. P<0.05 value was stated as statistically significant.FINDINGS: Mean age of the patiens were 51.82±19,49 years and 16 (31%) patients were female, 35 (68%) were male. Male-female ratio was 2,18. Sixth month GBS disability and Katz index scores varied between 0 and 6, and were 1.57±1.66 and 5.16±1.86, respectively. According to GBS disability score, 80,4% (n=41) patients had good prognosis and 19.6% (n=10) had poor prognosis. According to Katz index score, 88.2% (n=45) were functionally independent but 11.8% (n=6) were functionally dependent. While arteriosclerosis frequency, GBS disability score at admission and CRP values were significantly higher but albumin and Ca values were significantly lower in functionally dependent patients than the functionally independant patients. According to sixth month GBS disability score NLO, mEGOS, CRP and albumin levels were significantly higher and Ca levels were significantly lower in patiens with poor prognosis. There were negative correlations between sixth month GBS disability score and GFR, Ca levels but positive correlations between sixth month GBS disability score and NLO, CRP, mEGOS and GBS disability score at admission. Also age, CRP and GBS disability score at admission had negative correlation with Katz index score but GFR, albumin and Ca levels positive correlation with Katz index score (p<0.05). According to Katz index score, as the effects of albumin, CRP, calcium, presence of arteriosclerosis and GBS disability score at admission parameters were evaluated with Enter Logistic,Regression Analysis; the model was found statistically significant (p=0.018), Negelkerke R square value was stated as 0.47 and the accuracy rate of the model was (85.1%).CONCLUSION: Despite our study was retrospective and had small population of patients, it had shown that mEGOS scoring model which was used widespread for prognostic prediction of various populations, can also be used in Turkish population. And also had revealed that there is a relationship between inflammation at early phase of GBS or changes at inflammatory markers with prognosis and long term functional dependency. However, the data we gathered are not sufficient for creating a laboratory based prognostic model. Under these circumstances, we think that with prospective and more widely populated studies, inflammatory markers which grants prognostic prediction might be found. | en_US |
dc.language | Turkish | |
dc.language.iso | tr | |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/openAccess | |
dc.rights | Attribution 4.0 United States | tr_TR |
dc.rights.uri | https://creativecommons.org/licenses/by/4.0/ | |
dc.subject | Nöroloji | tr_TR |
dc.subject | Neurology | en_US |
dc.title | Guillain-barré sendromunda demografik özellikler ve biyobelirteçlerin klinik seyirle ilişkisi | |
dc.title.alternative | The relationship of demographic features and biomarkers with clinical course in guillain-barré syndrome | |
dc.type | doctoralThesis | |
dc.date.updated | 2021-05-03 | |
dc.contributor.department | Nöroloji Ana Bilim Dalı | |
dc.subject.ytm | Biomarkers | |
dc.subject.ytm | Demography | |
dc.subject.ytm | Scales | |
dc.subject.ytm | Disability | |
dc.subject.ytm | Prognosis | |
dc.subject.ytm | Guillain-Barre syndrome | |
dc.identifier.yokid | 10327509 | |
dc.publisher.institute | İstanbul Bakırköy Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi | |
dc.publisher.university | SAĞLIK BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ | |
dc.type.sub | medicineThesis | |
dc.identifier.thesisid | 621116 | |
dc.description.pages | 75 | |
dc.publisher.discipline | Diğer | |