Show simple item record

dc.contributor.advisorYaralı, Hüsniye Neşe
dc.contributor.authorGüngör, Ali
dc.date.accessioned2023-09-26T11:59:35Z
dc.date.available2023-09-26T11:59:35Z
dc.date.submitted2019-07-01
dc.date.issued2015
dc.identifier.urihttps://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/756802
dc.description.abstractHerediter sferositoz (HS) 1/2000-5000 arasında değişen görülme sıklığı ile beyaz ırkta en sık görülen doğumsal hemolitik anemidir ve kan yaymasında sferositlerin görülmesi ve eritrositlerin artmış ozmotik frajilitesi ile karakterizedir. Bu çalışmada hastanemiz hematoloji bölümünde 2008-2013 yılları arasında takip edilen herediter sferositoz tanılı hastaların demografik, klinik özellikleri ve laboratuar bulguları ile takiplerinde ortaya çıkan komplikasyonların incelenmesi planlanmıştır. Metod: Bu retrospektif çalışmaya Ocak 2008-Eylül 2013 tarihleri arasında T.C. Sağlık Bakanlığı Ankara Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hematoloji Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Hematoloji Bölümüne başvuran ve herediter sferositoz tanısı alan 65 hasta dahil edildi. Bulgular: Hastaların ortalama tanı yaşı 4,3±4,4 yıldı. Kız/erkek oranı 1,09 idi. Tanı yaşı ortalaması hafif ve orta HS'li hastalarda 5-6 yaş iken, ağır HS'li hastalarda 1,5 yaş idi. Hastaların 47'sinde (%72,3) aile öyküsü pozitif saptandı, bunların 45'inde(% 95,7) hastalık birinci derece akrabada idi. En sık başvuru şikayeti % 73,8 ile sarılıktı. Hastaların başvuru sırasında yapılan fizik muayenelerinde 54 (%83,1) hastada ikter, 46 (%70,8) hastada ise dalak palpabl bulundu. Hastalar laboratuar verilerine göre sınıflandırıldığında 13'ü (%20) hafif HS, 36'sı (%55,4) orta HS, 16'sı (%24,6) ise ağır HS olarak değerlendirildi. Sınıflama ile hastaların ortalama Hb, RET, Hb/MCHC oranı ve Hb/RDW oranı arasında hafif HS ile orta ve ağır HS arasında anlamlı ilişki saptandı ancak orta HS ile ağır HS arasında anlamlı ilişki saptanmadı. Hastaların takibinde 9 (%13,8) hastada aplastik kriz gelişti. Hiçbir hastada megaloblastik kriz görülmedi. Hastaların 20'sinde (%30,8) safra kesesinde taş saptandı. Hastaların 39'unun (%60) en az 1 kez eritrosit transfüzyon alma öyküsü vardı, 26 hasta hiç eritrosit transfüzyonu almamıştı. Eritrosit transfüzyon sıklığı ile sınıflama arasında anlamlı ilişki saptanmadı (p=0,210). Hastaların 13'üne (%20) splenektomi yapılmıştı ve splenektomi yaşı ortancası 8,3 yaş idi. En küçük splenektomi yaşı 5 yaş idi. Splenektomi yapılan tüm hastalara öncesinde kapsüllü bakteri aşıları yapılmıştı. Splenektomi sonrası tüm hastalar penisilin profilaksisine alınmıştı. Hiçbir hastada splenektomi sonrası sepsis veya tromboz gibi komplikasyonlar görülmemişti. Sonuç: HS beyaz ırkda en sık görülen doğumsal hemolitik anemidir. Anemi, sarılık, splenomegali saptanan hastalarda HS akılda tutulmalıdır ve aile öyküsü mutlaka sorgulanmalıdır. En sık görülen komplikasyon safra kesesi taşıdır ve bizim hastalarımızın da % 30,8'inde safra kesesinde taş oluşmuştu. Bu sebeple HS hastaları özellikle safra taşı oluşumu açısından aralıklı olarak abdominal USG ile takip edilmelidir. Çalışmamızda hastalarımızda HS'ye neden olan eksik membran proteinleri ve bunlara yönelik genetik çalışmalar teknik yetersizlikler nedeniyle araştırılamamıştır. Ülkemizde de sık görüldüğü düşünülen bu hastalıkla ilgili hem tanısal hem de genetik yönden daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır.
dc.description.abstractHereditary spherocytosis (HS) is the most common congenital hemolytic anemia in Caucasians, with an estimated prevalence ranging from 1:2000 to 1:5000, and it is characterized by spherocytes in blood smear and increased osmotic fragility of erythrocytes. In this study, it was planned to investigate the demographic, clinical features and laboratory findings and the occurence of complications during the follow-up of the patients with a diagnosis of hereditary spherocytosis, who were monitored during 2008 and 2013 in the hematology department of our hospital. Method: The 65 patients, who were applied for Turkey Health Ministery, Ankara Children Hematology Oncology Education and Research Hospital, the department of Pediatric Hematology during January 2008 and September 2013 with a diagnosis of HS were included into this retrospective study. Results: Mean age of the patient on diagnosis was 4,3±4,4 years. The female/male ratio was 1,09. While the average age of patients with a mild and moderate HS was 5 or 6 years, the average age of patients with a severe HS was 1,5 years. In 47 patients (72,3%) a positive family history was detected and in 45 of these patients (95,7%) the disease was seen in the first degree relative. The most frequent complaint was jaundice with a 73,8 percent. In the physical examination of patients, it was found that in 54 patients (83.1%) there was icterus, and in 46 patients (70,8%) there was splenomegaly. After the patients were classified according to the laboratory findings, 13 patients (20%) were assessed as mild HS, 36 patients (55,4%) as moderate HS and 16 patients (24,6%) as severe HS. A significant relationship was detected between the classification and the average Hb, RET, Hb/MCHC rate and Hb/RDW rate of patients, and between mild HS and moderate or severe HS. However, there was no significant relationship between moderate HS and severe HS. During the follow-up period, in 9 patients (13,8%) an aplastic crises was occured. The megaloblastic crises was not detected in none of the patients. It was detected there was gallstones in 20 patients (30,8%). There was a history of erythrocyte tranfusion intake at least once time in 39 patients (60%). The 26 patients did not take any erythrocyte tranfusion. There was no significant relationship between the erythrocyte tranfusion frequency and the classification (p=0,210). Thirteen patients (20%) were splenectomized, and the average age for splenectomy was 8,3 years. The minimum age for splenectomy was 5 years. In all patients, in whom splenectomy was performed, encapsulated bacteria vaccines were applied before the procedur. After splenectomy all patients were included into penicillin prophylaxis. In none patients, the complications like sepsis and thrombosis were detected after splenectomy. Conclusion: Hereditary spherocytosis is the most common congenital hemolytic anemia in Caucasians. One should keep in mind the possibility of HS in patients in whom anemia, jaundice, splenomegaly were detected, and the family history should be questioned. The most frequently seen complication was gallstones and in 30,8% of our patients the gallstones were occured. Thus, patients with HS diagnosis should be followed up with abdominal USG intermittently, especially in terms of gallstones. In our study, incomplete membrane proteins, which are thought to cause HS, and their genetic associations could not be investigated because of the technical imcompetence. There is a need for more studies focusing on both diagnosis and genetic aspects of the disease, which is occured with a high frequency in our country.en_US
dc.languageTurkish
dc.language.isotr
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccess
dc.rightsAttribution 4.0 United Statestr_TR
dc.rights.urihttps://creativecommons.org/licenses/by/4.0/
dc.subjectHematolojitr_TR
dc.subjectHematologyen_US
dc.titleÇocukluk çağı herediter sferositoz tanısı alan olgularımızın retrospektif değerlendirilmesi
dc.title.alternativeThe retrospective assesment of cases with a diagnosis of hereditary spherocytosis in childhood
dc.typedoctoralThesis
dc.date.updated2019-07-01
dc.contributor.departmentÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
dc.identifier.yokid10261818
dc.publisher.instituteAnkara Çocuk Sağlığı ve Has. Hematoloji Onkoloji Eğt. Arş. Hastanesi
dc.publisher.universityDİĞER (KURUMLAR, HASTANELER VB.)
dc.type.submedicineThesis
dc.identifier.thesisid547009
dc.description.pages51
dc.publisher.disciplineDiğer


Files in this item

FilesSizeFormatView

There are no files associated with this item.

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record

info:eu-repo/semantics/openAccess
Except where otherwise noted, this item's license is described as info:eu-repo/semantics/openAccess