Multinodüler guatr hastalarında non-diyagnostik tiroid ince iğne aspirasyon biyopsilerinin malignite riski açısından değerlendirilmesi

Abstract

ÖZETAKGÜL Ö., Multinodüler guatr hastalarında non-diyagnostik tiroid ince aspirasyon biyopsilerinin malignite riski açısından değerlendirilmesi, Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi, 5. Genel Cerrahi Kliniği, Ankara, 2010.Tiroid ince iğne aspirasyon biyopsisi, tiroid nodülü saptanan hastaların ilk değerlendirmesinde en kesin sonuç veren diyagnostik metod olarak kabul görmektedir. Bu hastalarda asıl hedef cerrahi yapılması gereken malign nodülleri, konservatif izlenebilecek benign nodüllerden ayırabilmektir. Bu nodüllerin büyük çoğunluğu non-neoplastik veya benign neoplazmlardır. Buna rağmen, sadece klinik prezentasyon ile bu benign neoplazmları malign olanlardan ayırmak mümkün değildir. TİİAB basit, ucuz olması ve düşük komplikasyon oranı ile giderek daha yaygın olarak kullanılmakta, bu sayede tiroid kanseri daha erken evrelerde iken yakalanabilmekte ve daha iyi sonuçlar elde edilebilmektedir. Biyopsilerin çoğunda örnek, sitolojik tanı için yeterlidir, fakat %5-20'lik kısmında örnek yetersiz veya non-diyagnostik olabilir. TİİAB sonucu non-diyagnostik olarak gelen hastaların tedavi yaklaşımında; takip, TİİAB tekrarı veya tiroidektomi tercih edilebilir. Non-diyagnostik olarak gelen sitolojik sonuçlarda gerçek malignite oranlarını saptayabilmek için patolojik konfirmasyon gerekmektedir. Tez çalışmasının amacı, sonucu non-diyagnostik gelen ince iğne aspirasyon biyopsilerindeki malignite riskini saptamak ve bu hastalarda malign veya benign ayrımını yapmamızı sağlayacak herhangi bir klinik faktörün bulunup bulunmadığını araştırmaktır.Toplam 411 multinodüler guatr hastasına ince iğne aspirasyon biyopsisi ve tiroidektomi yapıldı. Bu hastaların 343'ü kadın (%83.4), 68'i (%16.6) erkek hastadan oluşmaktaydı. Ortalama yaş 44.9 ± 13.1 olarak bulundu. Toplamda 411 hastanın 78'inde (%18.9) malignite saptandı. 411 hastanın 79'unda (%19.2) non-diyagnostik tiroid ince iğne aspirasyon biyopsisi saptandı.Non-diyagnostik ve diyagnostik biyopsi gelen hasta gruplarında hastaya ve nodüle ait faktörler yönünden fark saptanmadı. Yaş, cinsiyet, nodül boyutu ve nodül lokasyonu non-diyagnostik TİİAB açısından prediktif olarak bulunmadı. Non-diyagnostik TİİAB bulunan 10 hastada (%12.6), diyagnostik TİİAB bulunan 68 hastada (%20.4) malignite saptandı (P = .11). Non-diyagnostik TİİAB bulunan hastalar benign ve malign hastalık açısından karşılaştırıldığında iki grup arasında yaş, cinsiyet, tiroid bezinin fonksiyonel durumu ve nodül boyutu açısından fark saptanmadı. Daha önce yapılan çalışmalarda, non-diyagnostik tiroid nodüllerinde malignite insidansı %5-10 olarak bulunmasına karşın, bizim çalışmamızda malignite insidansı %12.6 olarak bulundu. Sonuçta, non-diyagnostik TİİAB, tiroid nodüllerinin değerlendirilmesinde ciddi bir problemdir. Ultrasonografinin tüm avantajlarına rağmen, doktor mutlaka hastaya girişim öncesi %20'lik non-diyagnostik biyopsi ihtimali hakkında bilgi vermelidir.Anahtar kelimeler: non-diyagnostik, tiroid, biyopsi, malignite, TİİAB

ABSTRACTAKGÜL Ö., Evaluation of non-diagnostic thyroid fine needle aspiration biopsy in multinodular guatr patients for the risk of malignancy. Ankara Numune Training and Research Hospital, 5th General Surgery Clinic, Ankara, 2010.Thyroid fine needle aspiration biopsy (FNAB) is accepted as the first line diagnostic procedure for a patient with a thyroid nodule and yields definate results. The main aim in these patients is separating patients who require surgery for malignant nodules from patients with benign nodules that can be conservatively followed. The majority of the nodules are non-neoplastic or benign nodules. Despite this, with clinical presentation only, a separation between benign and malignant nodules is impossible. FNAB, simple, cheap and with a low complication risk, is more widely used, it is for this reason that the diagnosis of thyroid cancer is made earlier and better results are achieved. For a cytological diagnosis, biopsy material is usually sufficient but 5-10% may be insufficient or non-diagnositic. For a patient with a non-diagnostic FNAB result, the patient may be followed, the FNAB may be repeated or a thyroidectomy may be performed. If the result is non-diagnostic, to confirm the true malignancy ratio, pathological confirmation is necessary.The aim of this study was to determine the malignancy risk of non-diagnostic fine needle aspiration biopsy results, and to determine whether there are any clinical factors that may differentiate between malignant and benign nodules.Fine needle aspiration and thyroidectomy was performed on 411 patients. 343 (%83.4) were female, 68 (%16.6) were male. The median age was 44.9 ± 13.1. Malignancy was estabished in 78 (%18.9) patients and non-diagnostic FNAB was established in 79 (%19.2) patients.We found no difference between the factor for the patient or the nodule when differentiating the diagnostic and non-diagnostic nodule. We found no predictive value for age, sex, nodule size and location for non-diagnostic FNAB.Malignancy was confirmed in 10 patients (12,6%) with non-diagnostic FNAB and 68 patients (20,4%) with diagnostic FNAB (p=.11). When the patients with non-diagnostic were compared according to the result of being benign or malignant, no correlation was found between the two groups for age, sex, thyroid function tests and the size of the nodule.To conclude, the evaluation of FNAB is a serious problem. Although ultrasonography provides a great advantage, patients must be informed about the 20% probability of the result being non-diagnostic.Key Words: non-diagnostic, thyroid, biopsy, malignancy, Fine needle aspiration biopsy