Hücre bloğu (cell block) yönteminin histopatolojik ve immünohistokimyasal tanıya katkısı

Abstract

Tıbbın bütün alanlarında olduğu gibi, patolojide de hastaya en az invaziv yöntem ile en doğru ve ayrıntılı sonucu vermek ilkesi gündemdedir. Bu şekilde, hem hastalara çeşitli komplikasyonlar içeren invaziv yöntemler daha az uygulanacak hem de doğacak zaman kaybı azaltılabilecektir. Bu arayış çerçevesinde sitolojik örneklerden daha fazla yaradanım düşüncesi, araştırmacıları sitospin, wet film gibi tekniklerin yanısıra, özellikle son yıllarda popülarite kazanan `hücre bloğu` tekniğine yöneltmiştir. Sitolojik örneklerin santrifüj edilerek elde edilen sedimentin değişik teknikler ile biopsi gibi takip edilmesi esasına dayanan hücre bloğu tekniğinin histolojik ve immünohistokimyasal tanıya katkısını araştıran bu çalışma, bir çok araştırmacının da savunduğu gibi hücre bloğu yönteminin rutin uygulamasından ziyade, seçilmiş olgularda tanıyı destekleyici bir teknik olarak kullanılması gereğini ortaya koymuştur. Değişik organları içeren 93 olgudan oluşan bu çalışmada tekniğin spesivitesi %98, sensivitesi %95, pozitif tahmini %95 ve negatif tahmini %98 olarak bulunmuştur, özellikle, eklem sıvıları ve batın aspirasyonu sıvılarının değerlendirilmesinde katkısının daha dikkat çekici gözüktüğü çalışmamızda, yumuşak doku lezyonları ve tiroid aspirasyonlarında da tanısal katkının lezyonların spesifıye edilmesinde daha anlamlı alduğu izlenmektedir. Immünhistokimyasal çalışma yapılan olgulardan immünreaktivite saptadıklarımızda, boyanma pateminin histolojik kesitleri aratmayacak güzellikte ve yeterlilikte olduğu, ayrıca histolojik kesitlerde sıklıkla değerlendirme güçlüğü yaratan zemin artefaktlarının da hücre bloklarından hazırlanan kesitlerde çok daha az izlendiği dikkat çekmektedir. Sonuç olarak; hücre bloğu tekniği, rutin bir uygulamadan ziyade, seçilmiş olgularda sitoloji ile kombine olarak uygulanan ve histoloji ile sitoloji arasında köprü vazifesi gören bir teknik olarak değer bulmaktadır.

As in any branch of medicine, also in Pathology the principle of reaching the correct and the most detailed result with the least invasive methods is in the agenda in the recent years. Thus the invasive techniques, that contain complications of varying degree, will be applied less frequently, and so there will be fewer loss of time. In the realm of this consideration, the idea of making more use of the cytological specimens have been orienting the researchers, besides other techniques like cytospin and wet-film, towards the cell-block technique, which has gained popularity especially in the recent years. This study, researching the contribution of cell-block technique, which is depending on a basis of tracing the sediment obtained from the centrifugation of the cytological samples, to the histologic and immunohistochemical diagnosis, as defended by many other researchers, has been suggesting that it would be more proper to use the cell block technique, in elected cases as a supporter of the diagnosis, rather than as a routine test. In this study consisting of 93 cases taken from various organ samples the specivity of the technique was found 98 %, its sensitivity 95 %, positive predictivity 95 % and negative predictivity 98 %. Especially in the evaluation of the synovial fluid and peritoneal fluid samples its contribution was observed to be more considerable in our study; where as it is noticed that the diagnostically contribution is more significant also in cases of soft tissue lesion and thyroid aspirations. It is also found remarkable that in cases of immunohistochemical study the ones found with immunoreactivity the colouring patterns are as beautiful and as sufficient as the histologic section, and also the background artefacts which frequently cause evaluation problems are met much less in the cell block cuttings. It is therefore concluded that the cell-block technique should be estimated as a passageway between histology and cytology applied in combination with usual cytology in elected cases, rather than as a routine practice.