Yenidoğan konvülsiyonlarında etiyoloji ve prognoz

Abstract

VI- ÖZET Yenidoğan konvülsiyonları; özellikle etiyolojik olarak geniş bir spektrumu içermesi nedeniyle, tanı ve tedavisinde bazı güçlükler gösterebilen önemli bir hastalık grubu oluşturur. Bu çalışma, hastanemiz YD servisine konvülsiyon nedeniyle yatırılan bebeklerde etiyolojileri belirlemek ve uzun dönemde olguların prognozlarını araştırmak amacıyla iki aşamalı olarak planlandı. Çalışmamızın retrospektif olarak yapılan ilk aşamasında; hastanemiz YD servisine Ocak 1995- Aralık 1999 tarihleri arasındaki dönemde yatırılarak izlenen ve nöbet geçirdiği saptanan hastaların dosyaları değerlendirmeye alındı. Olguların; etiyolojileri, nöbet tipleri, konvülsiyon zamanları, EEG kayıtları ve kranial USG'leri değerlendi. Prospektif olarak planlanan ikinci aşamada ise; taburcu olan hastalar kontrole çağırılarak, nörolojik gelişimleri yanı sıra AGTE testi ile genel gelişimleri (mental-motor) değerlendirmeye alındı. Yenidoğan servisine yatan hastalardan nöbet geçirdiği saptanan 111 olgu çalışmaya alındı. Konvülsiyon görülme oranı termlerde %3,4 iken, pretermlerde %1,3 olarak bulundu. Etiyolojide en sık HİE (%45,4) saptandı. Çalışmamızda mortalite oranı erken dönemde %6,3 ve geç dönemde %16,6 olarak bulundu. Mortalitede en önemli faktörün HİE olduğu belirlendi (%35). Prognozları belirlemek amacıyla uygulanan AGTE sonuçlarına göre; hastaların %57,7'sinde gelişimsel gerilik saptanırken, HİE (%69) majör tanı grubunu oluşturdu. Kalıtsal metabolik hastalıklar %1,8 oranında görülürken, bu grupta %100 oranında mortalite saptandı. HİE; hem en sık görülen hem de gelişimsel gerilik ve ölüme en sık neden olan YD konvülsiyon sebebi olurken, metabolik hastalıklar sayıca az olmasına karşın önemli bir ölüm nedeni olarak dikkati çekmektedir. Yenidoğan döneminde konvülsiyon geçiren hastaların uzun dönem takiplerinin standardizasyonu açısından AGTE uygulanmasının uygun olduğu izlenimi alınmaktadır. AGTE'nin; YD nöbetlerinde ülkemiz şartlarındaki değerinin daha iyi anlaşılabilmesi için, daha geniş seriler ile kontrol grubu içeren çalışmalara ihtiyaç olduğu düşünülmektedir. 59